Çağımızın vebası AIDS

Dünyada ilk yayılmaya başladığında "çağımızın vebası" denilen AIDS hastalığı, yapılan yayınlarla özellikle Dünya’daki hastalarla ve korunma yöntemleriyle ilgili yayınlar, TV programları, haber ve röpörtajlar bayağı ses getirmişti. Hatta Uğur Dündar‘ın bir programında halkın hastalıkla ilgili bilgisini ve tepkisini ölçmek için muhabir kızın girdiği tele kız rolünde bir gence "ben AIDS'liyim" demesine karşılık gencin "boşver, atın ölümü arpadan olsun!" demesi ve o zamanlarda halkın bilinçsiz olması, daha sonraları ise ilk AIDS’li Türk hastaların basın ve medyada dramatik hikayelerini izlemiştik.

AIDS günümüzde HIV vürüsü taşıyan yabancı kadınlarla korumasız yapılan cinsel ilişkilerde bulaşan(kan yoluyla, iğne yoluyla) bir hastalık olmasına karşılık, cinsel ilişkiden hemen sonra yapılan kan incelemelerinde bulunmaması hastalığın bulaşmadığı anlamına gelmez.

HIV vürüsü için yapılan ELISA testinin bulaşma olasılığından en az üç ay sonra yapılması gerekir.

Uygun zamanda yapılan ve bu konuda uzman doktor tarafından yapılan değerlendirmeden sonra kaygı duymamıza gerek yoktur.

AIDS için "yıllar sonra çıkar" denilen durum, kanda virüsün saptanması değil, bulaşmadan sonra hastalık belirtilerinin ortaya çıkışıdır.

Hastalık belirtilerinden çok önce, kan testiyle bulaşmanın olup olmadığının anlaşılması mümkündür.

Çağımızın vebasının en önemli korunma yolu, ilk önce, tanımadığın veya yabancı uyruklu, bu iş sadece para için yapan kadınlarla yapılan cinsel ilişkide korunmaktan geçmektedir. Kendi zevki için bir anlık korunmama, insanların daha sonra "son pişmanlık fayda etmez" deyimiyle birlikte etrafındaki masum insanları bile etkilemesi işten bile değildir.

Sağlıklı gelecek nesiller, gençleri sağlıklı, eğitimli, bilgili, güçlü yetiştirmeden geçmektedir.

Bol sağlıklı günler dileğiyle..