Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '10

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Çalışan kadın ve anne olmak (3)

Çalışan kadın ve anne olmak (3)
 

Onun bir öpücüğü dünyalara bedel


İşe kabul edilmem ile birlikte. Acemi anneliğime , birde çalışma hayatım eklenince, eskiden ne kadar çok zamanım olduğunu fark ettim. Vakitsizlikten boşuna dırdırlandığımı anladım. Çünkü çocuklu hayat; bekar ve çocuksuz hayata göre artı bir zaman istiyordu. Tecrübesizliğim ile birlikte iyice arapsaçına dönmüştü hayatım.Sürekli yetişme telaşesi içindeydim. Nehir'e bakan bakıcı 18.15'te gitmek istiyordu. Benim eve girmemle, kadının bana çocuğu vermesi ve kapıdan çıkması aynı anda oluyordu.

Eşim gelince Nehir'i ona bırakıp; yemek, sofra kurmak, bulaşık yıkamak gibi işlerimi yapıyordum. Sonra kızımı uyutup evin diğer işlerini ve firmanın işlerini yapıyordum. Böylece günler geçip gidiyordu. İyi yada kötü bir düzen kurulmuştu evimizde ve hayatımda. Birgün bakıcı işi bırakmak istediğini söyledi. Yeniden düzen kurma zamanı gelmişti. Teyzem Nehir'e bakabileceğini söyledi.Bu hem iyi hemde zor bir işti. Çünkü; Her sabah çocuğu hazırlayıp evden çıkartmam gerekiyordu. Bu ayrıca bir zaman demekti. Bazen uyuyordu ve uyandırmak gerekiyordu. Yağmur, kar yağmasıda durumu değiştirmiyordu. Süper yanı ise istediğim saatte almaktı. Çünkü iş çıkışı kendime zaman ayırabiliyordum. Bir de teyzem harika yemeklerinden yanıma veriyordu. Böylece yemek yapma ile ilgili sıkıntımda bir parça çözülmüştü. Tabi bunlar işin tekniksel yönü. Birde insanın içini kemiren duygusal yönü var. Kendini sürekli puanladığın nasıl anneyim? sorusu.

Çünkü kendin içinde birşeyler yapmak, kilolarını vermek, kuaföre gitmek kısacası eski günlerindeki görünümüne kavuşmak istiyorsun. Fakat bunlar için zamanı çocuğundan çalman gerektiğini düşünüp tekrar kendini sorgulamaya başlıyorsun. Anne olunca, attığın her adımda çocuğunu düşünmen gerekiyor ve çocuğundan ayrı birşey yapmak ona ihanet etmek gibi geliyor. KIsacası gittim yarım, kaldım yarım bir durum oluşuyor. Bir de sürekli sana söylenen ;tecrübeler, yapman gerekenler, ben böyle yapmıştımlar var. Yapabildiklerini yapıyorsun. Yapamadıkların için ise hemen içinde, neden yapamadım sorgusu başlıyor. Her çocuğun gelişiminin farklı olduğunu unutup arkadaşının çocuğu yürüyorsa, kendi bebeğininde yürümesini bekliyorsun. Diğer çocuklar ile kendi çocuğunun gelişimini kıyaslıyorsun.Yani tipik bir anne oluyorsun. Bir de çevrenden, içinde kopan fırtınaları anlasınlar istiyorsun, yardımlarını bekliyorsun. Aslında sadece eski günlerine anne sıfatıyla dönmek istiyorsun. Annelik Dünyanın en kutsal işi. Bunu anne olunca anlıyoruz. Yaşadığımız bütün zorluklarıda o dönem geçince unutuyoruz. Çünkü her yaşın zorluğu farklı oluyor. Ama her hali ile anne olmak güzel. Onun bir öpcüğü, anne sözcüğü dünyalara değer. Herkesin çocuğuna sağlıklı uzun ömürler diliyorum. Sevgiyle kalın Özgül YILMAZ ÇAYIRLI
 
Toplam blog
: 24
: 834
Kayıt tarihi
: 22.05.10
 
 

Bursa’ da doğdum. Uludağ Üniversitesi Radyoloji Bölümünden 1998 yılında mezun olduktan sonra özel..