Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '15

 
Kategori
Hukuk
 

Çan beş defa çalınca!

Yazacağım konu ile ilgisi nedeniyle bu günkü yazıma söylene gelen bir öykü ile başlamak istiyorum…

“Ölümlerin “Çan çalarak” ilan edildiği bir ülke varmış…

Çan;

Bir defa çalındığında, “halktan biri” ölmüştür…

İki defa çalındığında, halk içinden tanınmış, “eşraftan biri” ölmüştür…

Üç defa çalındığında, saray çevresinden, yani “bürokrasiden biri” ölmüştür…

Dört defa üst üste çalındığında ise “Kral” ölmüştür…

Günün birinde yine bir çan sesi duyulur. İnsanlar, biri öldü sanırlar…

Peşinden hemen ikincisi, üçüncüsü, dördüncüsü çalar…

Halk, “Kral öldü” heyecanıyla kilisenin etrafında toplanmaya başlamışlar…

Ama o da ne! Çan beşinci defa çalar…

Meraklanan kalabalık, çan sesinin geldiği yere koşar...

“Ne oldu? Kim öldü? Nedir bu beş çan sesi?” diye soranlara:

Çancı, “Adalet öldü! Bu ülkede adalet öldü.” Der…”

Sonrada, mahkemede haklı olduğu davasında nasıl haksızlığa uğradığını toplanan kalabalığa anlatır…

Bu öykü Adaletin insanlar için ne kadar önemli bir gereksinim olduğunu çok iyi anlatmaktadır…

Hani adliyelerimizin tüm duruşma salonlarında kürsünün arkasındaki panoda  “Adalet mülkün temelidir” yazılıdır ya, bu veciz söz (kısa ve etkili söz) de adaletin önemini vurgulamaktadır…

Son günlerde yargıdan, verilen kararların kamuoyunda tartışma konusu yapılması, yine içimi acıttığı için bana bu öyküyü anımsattı…

Bu kararlardan biride, yazılı medyada haber yapılan ve henüz imza mürekkebi kurumayan, Gezi Parkı olayında Camiye sığınan yaralıları tedaviye çalışan doktorlara, “Camiyi kirlettiniz” gerekçesiyle verilen 10 aylık hürriyeti bağlayıcı ceza (hapis) kararıdır…

Kararı veren meslektaşım Sayın Yargıcım…

Tüm uygar ülkelerde insanın yaşam hakkı her şeyden önce gelir…

Bizimde taraf olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 2/1 maddesi “Herkesin yaşam hakkı yasanın koruması altındadır.” Der…

Bana göre yaralı olan bir yurttaşı kurtarmak, kastı olmadan bir camiyi kirletmekten çok daha önemlidir…

Diğer taraftan, doktorlar fakülteden mezun olurken Hipokrat andı içerler. O Ant’ın bir tümcesi şöyledir. “…Hayatımı insanlık hizmetlerine adayacağıma, insan hayatına mutlak surette saygı göstereceğime…namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.”

Eminim ki bu karar vicdanları sızlatacak ve tarihe siyasi bir karar olarak geçecektir…

Umarım, Yargıtay bu hatayı düzeltecektir…

Yoksa ülkemizde adalet öldü mü? 25.10.2015

Gündüz AKGÜL

Emekli Cumhuriyet Savcısı

 
Toplam blog
: 310
: 504
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Adaletin mülkün temeli olduğuna inanarak 32 yıl adalet görevini yaptığım için mutluyum ..