Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '17

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Can dostumun ardından...

Can dostumun ardından...
 

------------------------------- Ruhi EKŞİ İ ---------------------------------


 
 "Selam saygı hepinize
 Gelmez yola gidiyorum
 Ne şehire ne de köye
 Gelmez yola gidiyorum."
 
          Âşık Veysel
 

Sizinle tanışmanın mutluluğunu 15 yıl önce yaşadım! Nasıl ya da nerede mi? İlhami Ertem İlköğretim Okulu müdürü iken denetim amaçlı geldiğimiz okulunuzda… Müdür olarak içten karşıladınız. Birbirimize ısındık. O günden bu yana iletişimimiz kopmadı. Dostluğumuz güçlendi. 60. Yıl İlköğretim Okulu ve Bostancı Atatürk Ortaokulu müdürlüğünü yürüttüğünüz yıllarda da birbirimizi aradık. Zaman zaman ziyaretinize geldim. ‘Emicee hoş geldin’, dediniz. Ben de size tatlı müdür, dedim.

16.05.2017 tarihinde emekliye ayrılmanız sonrasında bile 26.06.2017 gününe dek telefonla görüşmeleri gerçekleştirdik. Sevgi yüklü yüreğinizle arayanım, soranım olmayı sürdürdünüz. Ben de sizi aynı duygularla aradım. Ziyaretinize gelmek istedim: Ne ki gezindim, soruşturdum, evinizi bulamadım ve geri döndüm. 

Sizin gibi kaliteli bir dostumun telefonunu çevirememek ne denli zor olacak? Arkanızda unutulmayacak güzel anılar bıraktınız. Tüm yakınlarınız ve dostlarınız gibi sizi özleyeceğim!

Eda, bir yıl önce sizi dede etti. Dilara da kısa süre önce kayınpeder… Bir bakıma ‘gözünüz arkada kalmadı’ denebilir… Ne ki eşiniz Melike Öğretmen, sizsiz kalakaldı ve dilinden şu anlamlı sözcükler döküldü:

“Ne mi düşünüyorum?
•11 ay sürdürdüğüm acımasız bir savaşı kaybettiğimi...
•Bir yarımın yok olduğunu...
•Hayatın çok anlamsız olduğunu...
•O, olmadan nasıl yaşayacağımı bilemediğimi…

Cenaze törenimize katılan, arayan, arayıp ulaşamayan herkese teşekkür ediyorum. Allah razı olsun. Can’ımın çok sevildiğini biliyordum ama tahminimden çok fazlaymış meğer! Yokluğun da bile gururlandırdı beni.
Allah rahmet eylesin, nurlar içinde uyusun, başımız sağ olsun ..
."

Enver Gökçe'nin şirini yazımızla örtüşür buldum. Okurlarımla paylaşmadan geçemedim.

“Bir Saffet Hoca vardı dost bağında / Hürriyet yoktu sağlığında/ Gün geldi gitti incecikken / Yiğitken, güzelken, gencecikken. Şimdi ne kadar dost varsa  arkasında / Hasatçı, öğrenci, öğretmen /  Ne kadar gül varsa toprağımızda /  Daldırma gül, ak gül gonca gül / Ne kadar sevgili varsa arkasında / Tiyatro,iş, kitap, şiir, marş /  Yanar yanar,  ağlaşır cümlesi /  Çoban ateşi hatırasında .  Gavur, Müslüman  demezdi / 'Kendisi için bir şey istemizdi /  Yatak ölümü beklemezdi'  /  Gitti vadesiz, gencecikken  /  Yiğitken, güzelken, incecikken /  Ölüm adın kalleş olsun..." 

                                           ***

Çalışma arkadaşlarınızdan Leyla Okay Türer, şu tümcelerle acısını dile getirmektedir: “Her ölüm erken ölümdür. Can yakar, bazıları gerçekten erken ve çok can yakıcıdır!

Canım Müdürüm, (size ben her zaman öyle dedim) Yaşınız çok büyük olmamasına karşın herkese baba şefkati ile yaklaşırdınız. İki eliniz kanda olsa bile iyi ve kötü günlerimizde koşar, yanımızda olurdunuz.

En ufak bir sorunumuzda arar, sorar ve yanımızda ilk sizi bulurduk. Yola çıktığımızda baba gibi arar, vardınız mı yerinize? Diye sorardınız.

Ağlayanla ağlar, gülenle gülerdiniz. Her sabah odamın kapısından geçerken:  ‘Günaydın hey millet!’  Diyerek el sallardınız. Aceleniz mi vardı, neden tez gittiniz?

Milli Eğitime hizmet ettiğiniz 37 yıl boyunca öğretmenlerinize ve örgencileriniz mükemmel bir yönetici oldunuz.

Keşke biraz müdür gibi olaydınız. Bunca kişi ağlamaz, üzülmez, canlarımız yanmazdı! Siz bize, baba oldunuz. O yüzden yediden yetmişe herkes arkanızdan ağladı! Müdür babamızın vedası beni gerçekten derinden yaraladı ve canımı yaktı!

Canım Müdürüm Ruhi Ekşi, lütfen bize hakkınızı helal ediniz Sizde hakkımız varsa sonuna kadar helal olsun!  Mekânın cennet ve Tanrının rahmeti üzerinize olsun! Sizi unutmayacağız.”

                                                                                        ***

Sonsuzluğa göçüşünü İstanbul dışında iken 28.06.2017 günü, meslektaşımız Yavuz Ekşi’den öğrendim! Acımın tarifini anlatacak söz bulmakta güçlük çekiyorum! Veysel’in aşağıdaki dörtlükleri dilimde pelesenk oldu. Sanatçı Zehra Akalın’ın sazından ve sesinden de dinleyerek düşünmelere dalıyorum.

“Selam saygı hepinize/  Gelmez yola gidiyorum / Ne şehire ne de köye / Gelmez yola gidiyorum.

Gemi bekliyor limanda / Gideceğim bir ummanda / Gözüm kalmadı cihanda / Gelmez yola gidiyorum.

Eşim dostum yavrularım / İşte benim sonbaharım / Veysel karanlık yollarım / Gelmez yola gidiyorum.”

   Âşık Veysel

Sevgili Ruhi Ekşi, ruhunuz şad ve yeriniz aydınlık olsun. Sizi unutamayacağım dostum. Ailenize ve tüm sevenlerinize başsağlığı ve dayanma gücü diliyorum.    

                                                                                           ***

                                                       İlgili bir başka yazımız aşağıdaki linktedir:

        http://blog.milliyet.com.tr/bostanci-ataturk-ortaokulu-nun-etkinlikleri/Blog/?BlogNo=499379

                                                                                            *

                         NOT: Aşağıda footğraf albümünü slayt görünümünde izleyebilirsiniz!

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..