Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '06

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Can gözüyle - 2

Tüm gün haberlerde spikerlerin ikinci ya da üçüncü sıra haberiydi; İki araç yolda karşılaşıyor, geçiş sırasında dikiz aynaları birbirlerine dokunuyor, küçük bir hasar oluyor, aracın içindeki altı koca adam diğer araçtakilere kurşun yağdırıyor, üç kişi yaralanıyor, kaçan saldırganlar aranıyor, polis bulunca bu kez polisle çatışmaya giriliyor, bir polis şehit, bir saldırgan ölü, bir saldırgan yaralı, diğer saldırganlar aranıyor.

İlin adını vermeyelim, ayıp olmasın. Zaten önemi de yok. Çünkü şu anda onlarca il, yüzlerce ilçe için olağan da ondan. Öylesine bir gerilim içinde ki toplum, her yerde yaşanması olası.

Akşam haberlerinde, olayda ölen polisin çırpınan ailesini, küçücük kızının ‘’Babamı istiyorum’’ diye iç çeke çeke ağlayışını iç burukluğuyla izlerken ‘’Artvin’de böyle bir şey asla yaşanmamıştır, asla da yaşanmaz…’’diye düşündüm.

Neden mi?

Bu olaydan iki gün önceydi. Burada bir evim, ocağım olmadığı için yemeklerimin çoğunu dışarıda yemek zorundayım ve kediler gibi yere bağımlıyımdır ya; Genellikle karnımı doyurduğum pidecinin cam kenarındaki ilk masasına oturmuştum yine. Hemen önü kaldırım olduğu için gelen geçeni, araçları görebiliyor, pidenin bekleniş aşamasını farkında olmadan geçiştirmiş oluyordum.


Kaldırım zaten bir buçuk metre ya, tam pencerenin önüne son model bir araba yerleşince biraz canım sıkılmıştı. Daralmıştı çünkü görüş alanım…

Tam da kaldırıma sıfırlamamıştı aracını, yanından geçen araçlar yavaşlıyor, büyük bir dikkatle geçmek zorunda kalıyor, bu arada da trafik tıkanıveriyordu. Ama hiç kimse direksiyonda oturmakta olan sürücüye elini kolunu sallayıp ‘’Açsana lan yolu ! ‘’ diye haykırmıyordu. Emek çeke çeke geçip gidiyorlardı. Birisini bekliyor olmalıydı. Keyfinden park etmemişti ya öylesine biçimsiz yere… Artvin’in caddeleri bu kadardı işte ; Bir sıra araç park eder, diğer araçlar yanından ancak tek sıra halinde geçer…Doğası ancak buna izin veriyor.

Trafik bir anda duralamıştı. Park eden aracın yanından irice bir araba geçecekti. Yüksek ve binek otolarına göre daha genişçe… Gözü sürücüsüne takıldı ; Dilini dudaklarının arasından yanlamasına çıkarmış, başını bir sağ dikiz aynasına çevirip park eden aracı denetliyor, bir sol dikiz aynasına çevirip karşı kaldırımla olan aralığı görmeye çalışıyordu ama yüklü bir ağır vasıtayı evirip çeviriyormuşçasına enikonu emek harcıyordu. Park eden aracın sürücüsü de tedirgin olmuş, aracın içinde doğrulmuştu…

Ve olan oldu, ‘’Gaaarrrç !’’sesinin ardından park eden aracın aynası tersine kanırılıp koptu, geçmeye çalışan aracın kaportasında ince iki çizik oluştu… O da yepyeni bir araçtı hem.

Çekselerdi ya silahlarını… İkisi de kusurluydu; Park eden on beş santim daha yanaşabilirdi kaldırıma, geçmeye çalışan orta yaşlı sürücü karşı kaldırıma doğru en az yirmi santim daha yaklaşarak geçebilirdi. Bu caddede bu iki araba asla birbirine dokunmazdı…

Öyle olmadı ama ; silahlar falan çekilmedi…Park eden adam arabasını aceleyle çalıştırdı, kaldırıma beş-on santim daha yaklaşarak ilerleyip diğer arabanın boylu boyunca çizilmesini önledi, geçmekte olan araç yeniden hareketlendi, geçip gitti, park eden aracın sürücüsü çıktı, yere düşen aynasını ‘’Hay Allah ! ‘’dercesine başını büktürerek aldı, aracına yeniden oturdu. Konuşmadılar bile…

İşte Artvin’de yaşayan Artvinliler…

Yüzünüze ayna tuttum, gülümseyin, yeniden buluşuncaya dek içinizde gülümsemeler çoğalsın.

 
Toplam blog
: 237
: 361
Kayıt tarihi
: 22.11.06
 
 

1949 Antalya doğumlu, ANSAN üyesi Orman Yüksek Mühendisi, ressam ve öykü yazarıyım. KAKTÜS MEDYA ..