Çanakkale geçilmez

Son yumruğu vurup devirmek için gelmişlerdi. Ama büyük önder Atatürk'ün dediği gibi; ''geldikleri gibi gittiler'' Anladılar ki, bu vatan'ın kapılarından zorla girmek, öyle göründüğü gibi kolay değil.
Şimdi ise, kapılarından giremeyecekleri bu topraklara, başka hile ve oyunlar ile yani günümüzün ekonomik ve kültürel çökertme, toplum mühendisliği metotları ile, toprak ve milli değerleri satın alma yolları ile girmeye çalışıyorlar. Türk Milleti gözünü açmalı, küreselleşme denilen oyuna körlemesine kapılmamalıdır.
18 mart Çanakkale zaferinin yıldönümüne rastlayan bu günlerde, konuya ilişkin birkaç hatıratı ve bunun için yazılmış bazı dizeleri hatırlatmak istedim.
Şöyle diyordu M.Akif Ersoy, Çanakkale şehitleri için;

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın
Gömelim gel seni tarihe desem, sığmazsın.
Bir başka şairimiz de diyordu ki;

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, bir vatan kalbinin attığı yerdir.

Çanakkale müdafası da Kutuluş mücadelesinde oldduğu gibi acı ve ibret verici olaylara sahne olmuştur. Bunlardan beni en çok etkileyenleri hatırlatmak isterim; O günlerde Mekteb-i Sultani, bu günkü adı ile Galatasaray Lisesi'nin Tarih öğretmeni, son sınıfa derse girer. Bakar ki sınıf boş. Hademeyi bulur ve sorar; ''bugün bu sınıfın talebeleri neden yoklar?'' diye. Hademe, öğrencilerin topluca cepheye gittiklerini söyler. Öğretmen sessizce boş sınıfın kürsüsüne oturur ve göz yaşlarını tutamayarak; '' ben onlara tarih öğretmeye gelmiştim, meğerse onlar tarihi yazmaya gitmişler'' diyerek sınıftan ayrılır.
Üzerlerine titrediği çocuklarını cepheye, muhtemelen ölmeye gönderen o anne ve babaların ve de bu uğurda canlarını feda edip, topraklarımızda hür yaşamamızı sağlayan şehitlerimizin mekanları cennet olsun.
İstanbul Tıp Fakültesi de o yıl mezun vermemiştir. Tüm son sınıf öğrencileri cepheye gitmişler ve çoğu bir daha geri dönmemiştir.
Çanakkaleyi geçemeyeceklerini anlayan Churchill, komutanları ile bir toplantı yapar ve kimyasal silah kullanılmasını teklif eder. Bazı komutanların bunu insanlık dışı bulması üzerine, şu ünlü kelamını sarfeder. '' onlar insan değil ki Türk!''

İngiliz general Jean Hamilton, savaş sonrasında yaptığı bir beyanatında şöyle demiştir; '' Türk'leri Allah'larından ayırabilmek için daha başka ne yapılabilir ki. Biz Türk'lerle değil, onların Allah'ları ile harb ettik.''

Şehitlerimizi ve büyük önder Atatürk'ü saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz.