Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '15

 
Kategori
Tarih
 

Çanakkale şehidine ağıt

"İdris Sabih’in daha henüz 23 yaşında cepheden cepheye koşan kardeşi bir Ramazan Bayramı günü Çanakkale’de şehit olmuştu. Haberi alan ağabey o gece gözyaşları içinde duygularını mısralara döküp bu ağıt şiiri yazmıştı. İdris Sabih’in hiçbir şiir kitabında bulunmayan her biri mücevher gibi ve her mısraı duygu yüklü  “Kardeşime”  adlı bu ağıt şiiri şanlı zaferimizin 100. yıldönümünde sizlerle paylaşırken Türk milleti ve vatanı uğruna canlarını feda eden bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun." (Muhiddin Nalbantoğlu, Yeni Çağ Gazetesi, 18 Mart 2015 Çarşamba, "Çanakkale Şehidine Ağıt" başlıklı yazısından)


***


Kardeşime
O kadar yandı mı bağrın, ey çocuk,
Ecelin sunduğu şerbeti içtin?
Sırayı, saygıyı unuttun çabuk,
Sebep ne, ağandan ileri geçtin!
Yirmiüç baharı kavuran ateş,
Güllerin kalbini dağlasa çok mu?
Bir damla şebneme susadı güneş,
Sümbüller sararsa hakları yok mu?
Yurduna son damla kanını verdin;
Ah cömert kardeşim, sana pek yazık;
El fitre verdi, sen canın verdin.
Ne acı bir şeker bayramı yaptık.
Bir çile ipekten yumuşak sinen,
Serhatti tuttu sarp balkanlar gibi;
Kaşından daha çok bıyığın yokken,
Dövüştün yeleli aslanlar gibi.
Ne beyaz bir mermer, ne biraz yaldız,
Nerede yaptığın o altın destan?
Sürekli alkıştan utanan atsız,
Koca şehnamene konmamış imzan.
Ne kadar aradım senin kabrini, 
Yok diye boynunu büktü her çiçek,
Yanıldım, kardeşim, bağışla beni,
Sen Arzdan semaya naklettin gerçek. (İdris Sabih)

* * *

ÇANAKKALE ŞEHİDİ ALİ OSMAN'A AĞIT

Balkan Savaşı'nda askere alındı,

Bebek oğlu kundağındaydı Ali Osman'ın...

Öptü babası ile annesinin mübarek ellerini,

Kundağında uyuyan bebek oğluna bakamadı,

Dayanamadı yüreği Ali Osman'ın...

Damla damla aktı gözlerinden yaşlar,

Vedalaşmada Gelin Hanım daha bir ağladı...

Yolcu edildi Balkan Harbi'ne evin, ocağın er kişisi,

Peygamber Ocağı'na, vatan uğruna...

Beş yıl sonra döndü köyüne Ali Osman,

Anlattı da anlattı savaşı, aczi, ihaneti, kaybı...

Oğlan koca delikanlı olmuş,

Koca bir yiğit olmuş, beş yaşına basmış.

Hep kucak kucağa baba ile oğul:

Tarlada, bağda, bahçede, camide, kahvede...

Gece kucakta uyur, gündüz dizde oturur sofrada,

Öper öper öper: Yanaktan, gözlerden, boyundan...

Doyamaz doyamaz doyamaz, bu can oğula Ali Osman!..

Derken Çanakkale Savaşı haberi sarar her haneyi,

Ali Osman; Kepsut'un Servet Köyü'ndendir,

Gezek oğlu Ali Osman da savaşa çağrılır,

Kahramandır, tecrübelidir üstelik...

Yirmi iki kişilik genç nefer grubunun başına geçer,

Öper ellerini büyüklerinin tek tek,

Hayır duaların alır her birinin...

Sevdiceği hanımına iyi bakmasını söyler koç oğluna:

Gözyaşları sel olur akar,

Ali Osman ayrılır evden uzanır avluya,

Döner gelir öper oğlunu sarılır, bağrına basar.

Yeniden çıkar evden, avludan dış kapıya ilerler adım adım,

Tekrar döner gelir sarılır oğluna: Öper öper öper....

Doyamaz, dayanamaz, ayrılamaz bir türlü:

Bir daha uzaklaşır, bir daha döner gelir oğluna:

Öper, sarar, sarmalar, bağrına basar; büyükanne dayanamaz:

-Bizi öldürecek misin Ali Osman!...

-Var git haydi, sen gelinceye kadar daha da büyür oğlun!...

Büyür oğlan büyümesine de çok şükür;

Dönüp gelemez Ali Osman.

Bir süngü savaşında içi dışına çıkar Ali Osman'ın,

Kopmuş kolundan habersiz yaslanır ağaca,

Köylüsü Sıhhiye Eri'nin matarasındaki suyu,

İçemez, dudağındaki çukurda kalır öylece....

Çam ağaçlarının altındaki mezarlardan birinde,

Yatıyor Ali Osman'ımız Çanakkale'de...

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 323
: 2029
Kayıt tarihi
: 04.09.06
 
 

Yaşanan her hayat en iyi hayattır; yeter ki içinde kötülük olmasın!.. ..