Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '17

 
Kategori
Tarih
 

Çanakkale ve Seyit Onbaşı

Çanakkale ve Seyit Onbaşı
 

Çanakkale Zaferi sonrasında Seyit Onbaşı’yı köyünde bulup yanına çağırtan Büyük Önder Atatürk’ün, görüşmesi sırasında; İçinde, kahramanlık, tevazu ve ormancılığın yer aldığı bir dram’ı kaleme almaya çalıştım. Bu vesileyle tüm Şehit ve Gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum.


Çanakkale Zaferinde 215 okkalık top mermisini tek başına sırtlayıp İngiliz zırhlısını vuran Seyit Onbaşı, Atatürk’ten son bir ricada bulunmuş: Zaferden 11 yıl sonra, 1936’da Balıkesir-Çanakkale yolunun açılışında Atatürk’ün yolu Havran’a düşer ve orada Koca Seyit’i de hatırlar. Nahiye Müdüründen Çanakkale Kahramanı Seyit Onbaşı’yı bulup getirmesini ister. Bunun üzerine, görevli iki Jandarma at üstünde şehire uzak olan Çamlık Köyü’ne bir günde ancak varır. Koca Seyit’i bulurlar. Jandarmayı kapının önünde gören Seyit Onbaşı ‘Ah! bugün dağdan kaçıra kaçıra iki çuval kömür getirdim ama burada da zabıt tutulacak,’ der. Askerler der ki‘Paşa seni çağırıyor gidelim.’ Seyit Onbaşı da ‘Paşanın yanına ben Ankara’ya bu halimle nasıl giderim. Çarıkla üstüm başım layık değil, tren param da yok ki gidemem.’ der. Jandarma: ‘Hayır. Paşa şu anda Havran’da seni bekliyor gidelim.’der.


Seyit Onbaşı da aradan geçen 11 yılda köyünde daha kimseye dememiş ki harp anında ben top kaldırdım da savaşın seyrini değiştirdim diye. Şaşkınlığını üzerinden attıktan sonra ‘O zaman hemen gidelim’ der, yola çıkar ve atlı uzun yolculuktan sonra Havran’a varırlar. Koca Seyit’i önce Nahiye Müdürü görür. Bir bakar üstü başı eski ve yamalı. Seyit Onbaşı’yı Paşanın yanına böyle nasıl götürürüm, der ve sabah giderken kendi ceketini giydirir. Onun da kolları kısa gelir iki yakası bir araya gelmez ve Koca Seyit öylece varıp; ‘Paşam, hoş geldin’ der. Paşa da ‘Asıl sen hoş geldin Seyit. İki gündür seni bekliyorum, neredeydin?’ der. ‘Paşam, dağda keçilerin yanındaydım. Haberini alınca hemen geldim.‘ der. Paşa’nın ‘Ne işle meşgulsün Seyit’ sorusuna, ‘Çobancılık ile meşgulüm Paşam’ der. Paşa da ‘Seyit, sen Savaşın seyrini değiştirdin. O anda ne istiyorsun dedik. Çift tayin istiyorum dedin. (iki gün yemiş arkadaşlarına haksızlık olur diye üçüncü gün iade etmiş) Sana maaş bağlayalım Koca Seyit’ der. ‘Hayır paşam, biz o an görevimizi yaptık, maaş için değil’ der. İstemez ve kabul etmez. Çay kahve içilir, sonra kalkarken Seyit Onbaşı çekinerek; ‘Paşam, senden bir tek ricam olacak, acaba nasıl görürsün.’ der. Paşa da‘Söyle Seyit’der. - ‘Ben keçinin ardında meşe odunu topluyorum. Ondan kömür imal ediyorum. Havran ve Edremit’teki aşçılara gece kaçak satıyorum. Senin emrin ile o ormanda ormancılar (korucular) önüme geçip baltamı almasa haydi haydi geçinirim.’ Atatürk, bunun üzerine Nahiye Müdürüne ve yanındakilere talimat verir; ‘Bu vatandaş bu işi serbest olarak yapsın ve satsın. Yardımcı olun!’ der ve Seyit Onbaşı ile vedalaşarak ayrılır. Fakat Nahiye Müdürü değiştikten sonra da bir daha arayan soran olmaz.Sonraları bir zeytinyağı fabrikasında hamallık yaptığı yıl üşütmeden dolayı zatürre olup 1939 yılında 50 yaşında vefat eder. (Kaynak: Çanakkale Zaferi’nin Kahramanlarından Seyit Ali Onbaşı'nın hayatını ve Atatürk’le geçen anısını İHA'ya anlatan torunu Muhammed YIKAR.)


Evet…Bizler, Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı’nda Destan yazan bu büyük Onurlu Kahramanların omuzlarındaki yükleriyle bu günlere geldik. Keşke bizler de onlara sahip çıkabilseydik. O şartlarda yedi düveli alt ederek bıraktıkları Vatan, bize emanet değil; Namus ve Şeref borcumuzdur. Bugün, illegal klavuzları tarafından yanlış yönlendirilen, bu yüzden Ülkemize karşı büyük haksızlıklar yapan ve bir devlete yakışmayacak agresif tutumlarında bile dirsek temasına geçen Avrupa ülkelerine ve sınırımızdaki ateş hattında oynanan oyunlara karşı daha şuurlu ve soğukkanlı davranarak büyük devlet olma özelliğimize sahip, caydırıcılığımızla bertaraf edebileceğimizi ve bir gün mutlaka mahcubiyetlerinin farkına varacaklarına olan inancımızı muhafaza etmeliyiz, derim. Saygılarımla... 

 
Toplam blog
: 16
: 498
Kayıt tarihi
: 19.04.17
 
 

AÖF Sosyal Bilimler Önlisans Mezunu, orman teşkilatından emekli memur, mesleki STK da görevli, ki..