Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '11

 
Kategori
Blog
 

Canım Milliyet Blog

Canım Milliyet Blog
 

Huzurlu bir günde insan ne yapmak ister? Çeşitli şeyler tabi ki.. Çoğumuz boş şeyler, çoğumuz yararlı şeyler, çoğumuz da aklını kötü şeylere yormak ister. Fakat huzuru bulmanın ötesinde bir şey yazar olmak. Yazı yazmak, cümlelere dökmek ve kelimelere hayallerini ekleyip güzel bir iyilik yaratmaktır, yazmak. Kimimiz blog açar ve oraya döker yazılarını teknoloji sayesinde, kimimiz günlük tutar; her gün yazmasa da, kimimizin bir ajandası vardır; şöyle sıcak bir kahve alır koyar masasına ve kalemini konuşturur.

Evet, ben de bunlardan biriyim. 2006 da yazmaya başladım küçük yaşlarda. Lisedeydim o zamanlar ve hocalarım bu yaşta nasıl döktürebiliyorsun diye şaşırıyorlardı. Benden yazar olmayı bekleyen bir çok insan vardı, hala da var. Kendime her daim güvenirim yazı konusunda, edebiyatım sağlam. Gele gele bugünlere geldik. Bir arkadaşımın bana "Milliyet Blog"u önermesiyle başladı her şey. Önce reddedildi. Biraz hevesim kırılmadı değil. Yoksa eskisi gibi yazamıyor muydum? Çok sardı beni bu tip düşünceler. Kendimi toparladım ve bir yazı daha gönderdim sevgili editörlerimize. Uzun sürse de kabul süreci, 1 hafta sonra, "Milliyet yazarlarımızın arasına hoşgeldiniz" adında bir mail aldım. Öylesine mutlu oldum ki, havalara uçuyordum. Evdekiler ikramiye mi çıktı diye dalga geçiyorlardı. Benim için büyük bir ikramiyeden daha değerliydi Milliyet ailesine yazar olmak, ufak da olsa. Yazdım, yazdım, yazdım. İnsanlar tarafından beğenilince daha çok yazdım. Hedeflerim daha büyüktü. Bankacılık ve finans okuyorum fakat yazar olmak benim hayalimdi, bankacılığı da yapardım fakat yeter ki yazar olmaktı hedefim. Hala da öyle. Bir dilek tut deseler içinden, yazar olmak gazetelerde yazmak istiyorum derim. Nasıl yazıyorum? Yaşadığım olaylardan nem kapıyorum, okuduğum kitaptan günümüzün acı gerçeğini yakalıyorum ya da geziyorum ve bir olay dikkatimi çekiyor kalemim konuşuyor. E biraz da gündem takip etmek ve yorumlamakla oluyor bu işler. Okumak kadar insanı dinlendiren bir şey hayatımda görmedim zaten. Hediye almak isteyen arkadaşlarım olduğunda beni kitap mağazasına götürüp, " Allah aşkına, hangi kitabı okumadıysan onu hediye alalım seç" dediklerinde kitap bulamadığımız anlar çok olmuştur. Günümüzde kalmadı kitap okurlar maalesef. Bu yüzden yazmaya da meyilli yazarlar çok azaldı. Zor iş yazmak, herkes yapamaz....

Canım Milliyet Blog tasarımını değiştirmiş. Evet, beta versiyonunu görünce ben de biraz afalladım. Fakat  kurcaladım, karıştırdım ve her insan gibi alıştım daha sonra. Bu geçişimiz beni hiç şaşırtmadı ve elimi koyduğum gibi buldum her şeyi.Değişim her zaman iyidir ve farklı görüşler sunar. Değişmeyen insan olduğu yerde sayıklıyor derdi büyüklerim. Gerçekten de öyle. Ayrıca şık, modern ve çağdaş bir tasarım olmuş. Seneler geçtikçe, çağ değiştikçe daha da modern olacağından hiç şüphem yok. Her şey değişiyor, insanlar değişiyor, biz değişiyoruz, olgunlaşıyoruz; Milliyet Blog değişmiş çok mu? Hangimizin 1 sene önceki halinden eser var. Milliyet 6 senedir eski tasarımındaydı. Fikrim şu; tasarım konusunu abartmadan ve isyan etmeden dile getirmeliyiz. Yazmak isteyen, hele ki benim gibi hevesli ve huzur bulanlar için, her yerde yazar. Çoğu zaman dışardayken elime bile yazdığım olmuştur. O yüzden sevelim, sayılalım ve başka bir gözle bakalım yeni blog yaşamımıza. Eski sadece antikada güzel.

Sevgilerimle

 
Toplam blog
: 99
: 7049
Kayıt tarihi
: 07.08.11
 
 

Bir garip bankacı olmanın yanı sıra, yazarlık yapan; her şeyi olduğu suret için seven bir insanım..