Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '08

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Çankırı

Çankırı
 

Çankırı'nın "asker balıkları" turizme açılacak

Çankırı’nın Atkaracalar ilçesi Ilıpınar köyünde, suyu şifalı olduğuna inanılan bir göletteki "Asker (Yaralı) Balıklar", turizme açılacak.
İlçeye 3 kilometre uzaklıktaki Ilıpınar köyünde bulunan ve "Asker Balıklar" olarak bilinen balıkların vücutlarının tamamına yakınında yaralar bulunuyor.
Yörede, buradaki balıkların Çanakkale Savaşı’nda azaldığı, savaş bitiminde ise vücutlarının çeşitli yerlerindeki yaralarla geri geldikleri söyleniyor.
O günden bu yana "Asker (Yaralı) Balıklar" olarak anılan bu balıkların zamanla kutsal olduklarına inanılması nedeniyle bölge yazın yoğun ziyaretçi ağırlıyor.
Bölge, ramazan ayında da ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

-TURİZME AÇILACAK-
Atkaracalar Belediye Başkanı Ahmet Ulusoy, doğal gölün etrafında yeni düzenleme yaptıklarını belirterek, "Bir tur şirketi, önümüzdeki aylardan itibaren bölgeye tur düzenlemeye başlayacak" dedi.
Asker balıklarla ilgili çeşitli rivayetler olduğunu ifade eden Atkaracalar Kaymakamı Ahmet Gazi Kaya da AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Atalarımız, Çanakkale Savaşı sırasında havuzdaki balıkların neredeyse tamamının yok olduğunu ve savaş bitiminde vücutlarının çeşitli yerlerinde yaralarla geri geldiklerini anlattılar" diye konuştu.
Vücudunda pirinç tanesi kadar bile yara olması halinde hiçbir balığın yaşayamadığını ifade eden Kaymakam Kaya, bölgenin birinci derecede deprem kuşağında bulunduğunu, göletin suyunun yerin altından gelen bir kaynak suyundan ibaret olduğunu söyledi.
Kaymakam Kaya, Ilıpınar köyü yolunu bu yıl içerisinde asfalt yapıp, havuzun etrafına ziyaretçiler için düzenleme yapacaklarını bildirdi.

-"400 YILDIR MEVCUT"-
Köylülerden 50 yaşındaki Ahmet Öztürk (50), köylerinin bilinen tarihinin 400 yıl kadar olduğunu belirtti.
O tarihten bu yana bu balıkların kutsallığına inanıldığını ifade eden Öztürk, özellikle Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarında buradaki balıkların sayısında önemli oranda düşüş olduğunu, savaş bittiğinde ise tekrar aynı sayıya geldiklerini ifade etti.Balıkların tekrar çoğaldıklarında vücutlarının çeşitli yerlerinde yaralar meydana gelmesi nedeniyle o günden bu yana savaşa gidip geldiğinin söylendiğini bildiren Öztürk, aynı olayın Kıbrıs çıkartmasında da yaşandığını savundu.

Ahmet Öztürk’ün babası 70 yaşındaki Recep Öztürk ise riyayetlerle ilgili şöyle konuştu:

"Ben çocukken Atkaracalar’da nahiye müdürü olarak görev yapan biri balıkların kutsallığına inanmayarak buradan 5-6 adet balık tutup, eve pişirmek için götürdü. Balıklar ortadan kayboldu ve nahiye müdürü birkaç gün içinde öldü.
Müdürün eşi ise kocasının ölümünün bu balıklardan kaynaklandığına inanarak her yıl bu köye gelerek balıkları ziyaret etti."

Öztürk, asker balıkların cinsinin sazan ve alabalığa benzemesine rağmen bunlardan farklı olduğunu, araştırmalarla bu balıkların Hazreti İbrahim’in ateşe atıldığı yer olarak bilinen olan Balıklı Göl’deki balıklarla benzer özellik taşıdığını öğrendiklerini kaydetti.

-"KEDİ VE KÖPEKLER YEMİYOR"-
Asker balıkların sayısının aynı sürekli aynı kalmasının dikkati çektiğini söyleyen Ahmet Öztürk, uzun süredir havuzda 600 dolayında balığın olduğunu ve dengenin bozulmadığını bildirdi.
Öztürk, ölen balıkları kedi veya köpeklerin yemediğini, bu nedenle ölenleri yakın bir yerde gömdüklerini ifade etti.
Öztürk, buradaki kaynak suyunun mantar, sedef ve benzeri hastalıklara iyi geldiğini savundu. (Kaynak:Milliyet)

Orda bir köy var uzakta
O köy bizim köyümüzdür
Gezmesek de tozmasak da
O köy bizim köyümüzdür

Orda bir ev var uzakta
O ev bizim evimizdir
Yatmasak da kalkmasak da
O ev bizim evimizdir

Orda bir dağ var uzakta
O dağ bizim dağımızdır
İnmesek de çıkmasak da
O dağ bizim dağımızdır

Orda bir ses var uzakta
O ses bizim sesimizdir
Duymasak da tınmasak da
O ses bizim sesimizdir

Orda bir yol var uzakta
O yol bizim yolumuzdur
Dönmesek de varmasak da
O yol bizim yolumuzdur

:) İyi bayramlar.

http://www.esmakahraman.com/cankiri/

 
Toplam blog
: 1929
: 661
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

  Hayatı ciddiye almam, emeği çok ciddiye alırım. Dünyanın en vazgeçilmez üçlüsü; çocuklar, çiçek..