Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çaresiz ev kadınları

Çaresiz ev kadınları
 

Bir zamanlar ev ve aile düzenine adanmış olan ev kadınları, çaresiz olmadıkları gibi çarenin ta kendisiydi . Bizim nesil de çoğunlukla böyle kadınların çocukları olduğu için pek şanslı idi kanımca.

Öyle güzel bir çocukluktu ki bizimkisi, anahtarın elimize sığmadığı bir yaşta kapıyı açıp eve girmeyi, sonra kilitlemeyi, kim olduğunu sormadan açmamayı öğrenmek zorunda kalmadık çünkü. Dolaptaki yemeği çıkarıp ocakta ısıtmamıza hiç gerek olmadı lise bitene kadar. Okul dönüşü gömleğimiz bir tarafta, forma sandalyeye yayılmış, çorapları kirliye fırlatıp, 'ne yemek vaaaaar?' diye sormak bizim için bir lüks değildi. Hazırda 'pişirilen değil, pişirilmiş olan' bir yemek mutlaka olurdu. Sabahları 'hazırlanmış' kahvaltı masalarında sevmediğimiz sütümüzü öğüre öğüre içmek gibi şımarık bir zorunluğumuz vardı ayrıca. Akşam baba eve gelince yapılan törensel karşılamaları, sofranın kuruluşunda ayrı, kaldırılışında ayrı törensel özeni yaşama şansımız oldu.

Çünkü o zamanlar da şimdiki gibi, ev kadınları çarenin ta kendisiydi, ama halinden memnundu.

'Çaresiz olanlar bu eli öpülesi kadınlar değil, çalışanlardır' demem gerekiyor belki, ama kazın ayağı öyle değil. Çünkü bugünün kentli ev hanımları annelerimizden çok farklılar ve gerçekten çaresizlik sınırında bir yerlerde yaşıyorlar.

Bir kere onlar, yüzyılların biçmiş olduğu o elbiseye artık sığmıyorlar :

Kendi öz varlıklarının ve özvarlıklarına katabileceklerinin kıpır kıpır farkındalar. Adanmışlığın kimliksizliğinden hoşlanmıyorlar. Bu insanlar kendilerini genişletmeye, envari çeşit olasılıkla bezenmiş yeni dünyada bireysel adanmışlık sınırlarını daraltmaya ihtiyaç duyuyorlar.

Ve tabii, içinden çıkamadıklarında, çaresizliği gayet içten yaşayabiliyorlar. Bu kesimin çaresizliği hepimize bir şekilde yansıyor, toplumsal kaybımız olabiliyor.

Dolayısıyla, günümüzde ev kadınlarını 'ev kadını' diye tanımlanmaktan vazgeçmeye, toplum içinde etkin rollerde görevlendirmeye, ustası oldukları ama sadece kendileri için kullandıkları bir dolu alanda onlardan faydalanmaya fazlasıyla gerek var.

Nasıl mı? İlk etapta aklıma gelen bir iki şey oldu bile;

Etraf sistemsizlikten yıkılırken, sistem kurma ustası bu kadınlar gerek eğitim, gerek sosyal yardımlaşma, gerekse kentsel temizlik ve çevresel etkinlikler gibi konularda aktif olarak toplumsal yaşama katılabilirler. Böylece bireysel adanmışlık damgasından kurtulup, kimlikli bir üretim elemanlığına geçebilir, çaresizliklerini günümüz koşullarında hepimize yarayan çarelere dönüştürebilirler.

Öyle geliyor ki, bizlere düşen sadece kapıyı açmak, onlar açılan eşikte yapacaklarını fazlasıyla iyi yapar, bir de oracıkta saksı saksı sardunya bile yetiştirirler...

 
Toplam blog
: 146
: 1061
Kayıt tarihi
: 05.12.06
 
 

Hep yazmak istedim. İnsan düşüncelerini yazıya dökünce kendi başınadır çünkü, kaygısız, katıksız ..