Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '10

 
Kategori
Güncel
 

Çarşı, iki 12 Eylül’e de karşı: ''Hayır demek yetmez!”

Çarşı, iki 12 Eylül’e de karşı: ''Hayır demek yetmez!”
 



Çarşı, Beşiktaş’ın etkin bir taraftar grubu.

Çarşı’yı Çarşı yapan; muhalif, toplumsal konularda öne çıkan tavrıyla, ses getiren girişimlerde bulunmasıdır. Çarşı’nın, her girişimde sevdaya dönüşen sevgisi, karşılık beklemez. Çünkü o, gönüllerde yeşeren, çiçek açan sevdaya dönüşen sevgi, Çarşı’yı “Beşiktaş, yurt ve halk sevgisini tribünlerden sokaklara taşıyarak toplumun vicdanı olma”ya yöneltir.

Çarşı, emperyalistlere, emperyalist işbirlikçilere de karşıdır.

Neredeyse her şey, kendine bile karşı olan Çarşı’nın, Beşiktaş sevgisi dışında, yandaş olduğu bir başka şey yok mu?

Çarşı, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve onun değerlerine dil uzatanlar”a da karşı olduğuna göre, demek ki, “Türkiye Cumhuriyeti’nin değerleri”ne bağlıdır, Mustafa Kemal Atatürk’e sevdalıdır.

Çarşı, her 12 Eylül’e de karşıdır.

Her 12 Eylül’de karşı olmak, 12 Eylül 2010’da yapılacak halkoylamasında “Hayır” demeyi de gerektiriyor.

Niye mi?

Çarşı, her iki 12 Eylül anayasını da “emperyalist işbirlikçilere onay anlamı taşıdığı”na inanıyor, onun için de “hayır”da karar kılıyor. Bunu da, kendine özgü üslupla sloganlaştırıyor:

''Hayır demek yetmez, nayır ulan nayır''

*****

Çarşı, 12 Eylül’de yapılacak halkoylamasıyla ilgili bir açıklama yaptı, kendine özgü o dik duruşuyla, halkoylamasına “evet” denmesini isteyenlerin “karakteri”ni çizerek “Hayır”ı savundu.

Halkoylaması için seçmenlerden “evet” isteyenler, nasıl bir anlayışa sahipler?

“YÖK’ü kaldıracağız diyerek iktidar olanlar, kendi YÜK’lerini yaratmanın hazzıyla” niçin “evet” dememizi istiyorlar?

Çarşı’nın açıklamasında,“evet” dememizi istiyor, ile bitirdiği cümlelere bakalım, soru/ların yanıtını orada bulabiliriz:

  • Gençliğimizi 12 Eylül cuntasıyla çalan zihniyetin devamı olan; hayatımızı dayatılan yasaklar, baskılar, zulümler ve işkencelerle karartarak, emperyalizmin hedeflediği şekilde iktidara gelenler yeni bir tiranlık kurmak ve Türkiye Cumhuriyeti’nin yapı taşlarını parçalamak için...
  • “Kel Hasan – Hasan Kel” arasında fark yaratarak yoksul halk kitlelerine; makarna, kömür ve boş umutlar dağıtarak iktidardaki süreçlerini palazlanarak geçirenler...
  • Memura “grevli, toplu iş sözleşmeli grev hakkı” vaat edenler, memuru kapı-kulu yapma gayesiyle alel-acele hukuksuz atamalarla kendi kadro katarlarını yaratanlar...
  • Cennet yurdumuzda var olan doğal enerjileri; rüzgârı, güneşi adil ve verimli kullanmak varken, devasa tahribatı bilinen nükleer enerjiyi ve onun batmakta olan çok-uluslu nükleer santral şirketlerini rantçı teşviklerle palazlayan, HES ile doğal hayatı tahrip eden projeleriyle yaşamımızı zindan edenler...
  • 2002 öncesi, tarım ve hayvancılık ülkesi konumunda olan yurdumuzun dünya pazarında söz sahibi olması için yeni projeler yaratmak varken; “fındık piyasasını işbirlikçi yöntemlerle İtalyanlara, şekeri ve pamuğu İngilizlere, hububatı Amerikalılara, hayvancılığı ise Siyonistlerle işbirliği yapan araplara” devredenler...
  • Bir türlü doymak bilmeyen iktidar hırsıyla her yere her şeye egemen olma hissi ve kirli planlarıyla sivil toplum kuruluşlarında, spor kulüplerinde hatta köy ve mahalle derneklerinde söz ve yetki sahibi olmak ve emperyalizme daha şirin görünmek için halkımızı ikram etmek isteyenler...
  • Bilimsel özerk eğitim yerine daha bilinçsiz kitleler yaratmak adına; eğitim ve öğretim sistemini tarumar ederek, cumhuriyet okullarına medrese sistemini getirmek isteyenler...
  • Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve onun değerlerine dil uzatanlar...

*****

Çarşı’ya göre, halka “iki seçenek” dayatılıyor:

“... ya 12 Eylül cunta anayasasına sözde, ‘hayır’ ya da banayasaya, ‘evet’…”

Çarşı, her iki 12 Eylül anayasını da “emperyalist işbirlikçilere onay anlamı taşıdığı”na inanıyor, onun için de “hayır”da karar kılıyor.

“Bugüne kadar içimizdeki Beşiktaş, yurt ve halk sevgisini tribünlerden sokaklara taşıyarak toplumun vicdanı olmaya” çalıştığını, sevdaya dönüşen karşılıksız sevginin mücadelesini verdiklerini ve bedel ödemekten “imtina” etmediğini vurgulayan Çarşı, son noktayı şöyle koyuyor:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin değişmez ilkelerini değiştirip emperyalizme sunanlara da bir çift sözümüz var:

size de; hayır ulan!

belagat yok!

feragat yok!

çarşı var!

ama hayır demek yetmez!

nayır ulan nayır!"

*****

Çarşı, “Beşiktaş, yurt ve halk sevgisini tribünlerden sokaklara taşıyarak toplumun vicdanı” oluyor.

Çarşı işte, bu...

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..