Çekin kılıçları, hücuuum!

Zaman zaman köşe yazarları gözüne kestirdikleri bir siyasetçi ya da yazarı gel senle bir kozlarımızı paylaşalım misali bir yerlere davet ederler.

Bu da genellikle bir TV programı olur.

Çoğu zaman bu davetler geri çevrilir elbette.

Neden mi?

Kaçmak için bahane bol.

Son örneğimiz Ahmet Hakan - Nur Serter polemiği.

Serter'in verdiği cevaptan sonra hiddetlenen Hakan, bu hanımefendiyi buyrun tartışalım diyerek bir televizyon programına davet etti.

Gerekirse Halk TV'ye (CHP'nin resmi kanalı) bile çıkarım dedi.

Bakın neler söylüyor:

''Ben CHP’li Nur Serter’e, "Sen geçmişte Atatürkçülük meselesine biraz tuhaf yaklaşmışsın... Ne iş?" diyorum.

O bana...

Fethullah Gülen’e karşı geliştirdiği şanlı direnişi anımsatıyor.

Ben CHP’li Nur Serter’e, "Sen geçmişte her konunun Atatürk’e bağlanmasına itiraz etmişsin. Bugünse başımıza gelen felaketleri Atatürk’ten uzaklaşmaya bağlıyorsun. Ne iş?" diyorum.

O bana...

Fethullah Gülen’e karşı nasıl da büyük bir savaşım verdiğini anlatıyor.

Ben CHP’li Nur Serter’e, "Sen geçmişte seküler bir tarikatın yayın organlarında yazmışsın" diyorum.

O bana...

Fethullah Gülen en büyük tehlikedir diyor.

Kısacası...

Nur Serter Hanım işin kolay yolunu bulmuş.

Hoşuna gitmeyecek türden sorular karşısında...

Gülen’e karşı yürüttüğü şanlı direnişi anımsatıp sıyırmaya çalışıyor.''

(Yazının devamı için: Hürriyet Gazetesi

*

Çıkar mı çıkar.

Burda bir başka konuya yönelmek istiyorum.

İnsanlar neden geçmişle ilgili bu kadar karamsardır bilinmez.

Geçmişte yazdığı bir yazının arkasında durmak ya da ''evet, yanılmışım'' demek çok mu zor?

Yanılabiliriz.

Bu gayet normal.

Mehmet Barlas da zamanında haberleri yorumladığı bir programda çıkıp ''Ben yanılmışım, artık farklı düşünüyorum.'' demişti mesela.

Pekala Nur Serter de bunu yapabilir.

Ama hayır.

Mutlaka karşı saldırı gelir.

Sanırım CHP'nin kaybettiği nokta bu.

Şimdi ne olacak?

Bir Emin Çölaşan - Melih Gökçek düellosu daha mı izleyeceğiz yoksa.

Fena da olmaz hani.

Özgün Kaplama