Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Temmuz '12

 
Kategori
Şiir
 

Çekmecede yaşamak...

Çekmecede yaşamak...
 

Çekmecelere sıkıştırıyorum sanki her yaşanmışlığımı,

Birgün kapıyı açıp girdiğinde birileri,

Bulamayacaklar onların ortasında kaybolan beni...

İçim diyorum, içim,

İçimde öten borazanın sesinde,

Yitip giden bir notaya dönüşüyor zaman...

Dudağımdan çıkan sözcükler sayılacak kadar azken,

Tutamıyorum hesabını aklımdan kağıda zıplayan,

Ve saklanmaya yeminli gibi beynimde çakılı duran sözcüklerin hesabını!

*

Akşamdan sabaha değişen,

Bir dakika sonrasını bilmediğim bir kafesin içinde,

Kâh kanatlarım oluyor meydan okuyan,

Kâh kalakalıyorum,

Tam geçmeye heveslenmişken bir kavisli köprüyü...

Kalabalık caddelerin kaldırım köşelerinde,

Mola verince farkettiklerim,

Nefesimle yer değiştirdiğinde,

Cepsiz gömlekler giydiriyor sırtıma hayat,

Ellerimi arkadan bağlıyorlar,

Düşünen adamın kan kardeşi oluyorum ansızın!

*

Küçük bir masada, bir deniz kıyısında,

Bir büyük rakıyı devirmek istiyorum bazen,

Sırf çözülsün diye dilimin bağı,

Sırf aksın diye içimdeki iltihap...

Tıpkı,

Kaç zamandır düşlerimi dolduran,

Dağın en tepesinden avaz avaz bağırma hayali gibi...

Bir günlüğüne sarhoş olsam mesela,

Bir günlüğüne bıraksam kirpiklerimin ucunda zümrütleşen,

Buz kristallerini!

*

Bir şiir,

Bir tek şiir,

Bin sancıdan geriye kalanlar...

Bunca sancı ortasında kıvranırken,

Kağıda kondurulan biçare öpücükler...

Bin tane yazılıp,

Bir tanesi sahneye çıkarılan,

Ağacın üzerine bırakılan,

Derin çeltikler...

Boşuna değil,

Boşuna değil böceklerin peşine düşüşüm,

Bulutları alıp sırtıma,

Kuytuların taşına sırtımı yaslayışlarım!

*

Uyum sağlamak mı parıltılı yüzlerin,

Parıldayan kostümlerine,

Yoksa sırtlanmak mı deliliğimin uçuk kaçık hallerinde

Dudağıma uçuklar dizen bu karmakarışık halimi?

Uymuyorken aklımdakiler,

İçimde çırpınıp duran yüreğime,

Ruhumu delik deşik eden gerçeklere

Ne kadar sitem edebilirim ki?

Ve aslında sese dönüşemeyen sözlerin

Sadık gölgesi altında

Çöl çiçeklerine benzemek

Hiçbir aynayı aldatmıyorken!

*

Nazikçe çaldığım yürek kapılarından

Nasıl da korkuyla süzülüyorum içeriye...

Nasıl korkuyorum başka bir yüreğin

Adını bilmediğim çiçeklerini incitmekten...

Tam uzatıp ellerimi

Tutar mısın birazcık diyecekken

Arkamdan çekip yalnızlığım

Nasıl da gururumun kafesine kilitliyor beni...

*

Geniş kaktüs bahçelerinde uçmak

Hangi güvercinin ayaklarını kanatmaz ki...

Ve öpmek zorunda kaldığım kaktüsleri

Kimseye ikram edemem ki...

Karıncaların omzuna koyduğum başım,

Ağır gelmezken karıncalara,

Onların dostluğunu dünyanın yanar döner hallerine değişemem ki...

*

Geçiyorum kıyısından hayatın,

Yeşil bir kertenkelenin nazik elleri arasında tuttuğu

Tarifsiz telaşlarla...

Bir kişi kalr mı geride,

Bulutlara bakmayı aklına yazabildiğim...

Başka birşey istemedi,

Şu kırk düğümlü ruhumda

Didinip durduğum hallerim...

Yelpazenin bir ucundan bir ucuna salınırken,

Bir kundağa sarıp ninniyle avutup durduğım yalnızlık,

Yüz sene sonra kimseye uğrasın istemem...

Binbir kelimenin orta yerine,

Bir örümcek ağının ortasında,

Nazlı bir örümcek gibi otururken,

Söyler söyler susarım,

Susar susar söylerim,

Vazgeçişlerimin altına mühür basar hep öyküm...

Bilirim

Aslında her mühürde

Biraz daha büyür,

Büyümek istemeyen yüreğim!

*

-Deniz Çelimli- 

 
Toplam blog
: 42
: 320
Kayıt tarihi
: 04.09.08
 
 

Beni bir dağın başında kimsesiz bıraksalar, ben yine de yazardım sanırım. Doğduğumdan bu yana yaz..