Celal Talabani

Biraz hatıra, biraz siyasi ve biraz güncellik içeren bir konu:" Celal Talabaniii"... Öğretmenliğimin sanırım ilk senesi , 1989, her derste mutlaka bir tartışma çıkıyor kelimelerin kökeniyle ilgili. Siz "mah" kelimesi Farsça bir kelimedir ve dilimize sonradan girmiştir derken , hemen itirazlar yükselir : " hayır hocam, bu kelime kürtçe..." Bu ve buna benzer nice tartışma bitmez tükenmez. Haliyle bu tartışmalar sonucu istemesenizde siyasi konulara girmek zorunda kalıyorsunuz. Yani bölgede işi en zor olanlar öğretmenler... Hele Türk Dili Edebiyatı öğretmenlerinin
başı daha bir belada...

Benim vurgulamak istediğim asıl nokta şu meşhur "Talabaniii" işi... Öğrencimin biriyle kendi dükkanında konuşuyorum ders dışı bir satte; konu, yine bu günün popüler ve bir o kadar baş ağrıtan, sinir bozan konusu kürtçülük konusuna geldi. En son dayanamayıp sordum: " Hadi koptunuz Türkiye'den ve devlet kurmak istediniz, devlet başkanınız kim olacak?" Evet, şimdi sıkı durun! Daha eline bir tek roman, hikaye kitabı almamış, zar zor okuyamayı söken bu lise 1. sınıf öğrencisi ne cevap verdi dersiniz? Tahmininiz nedir bilmem ama ben 23 yaşımda ilk kez duyduğum o isim karşısında şaşırdım ve bir o kadar da mahcup oldum tabi. Kendinden emin ve küstah tavırla:" Celal Talabaniii"....! Mahalli bir aksan ile telafuz ettiği bu isme dikkat edin, kendi şimdilerde Irak devlet başkanı. Ezeli rakibi, kürt yönetim ve bölgesinde başkan, onun dayı oğlu dış işleri bakanı, yeğen de kürt yönetimi dış işlerinde sanırım, Neçirvan Barzani...

Bir zamanlar aklımızdan geçirmediğimiz, duyunca ütopik fikirler, beklentiler sandığımız şey, şimdi burnumuzun dibinde ve ha bire burnunun dikine gidiyor gerile gerile. Çocuk haklı çıkmadı şimdilik; Talabani, bizim değil ama ordaki kürtlerin ve Irak'ın devlet başkanı. Hani derler ya: " En son babalar duyar". Umarım ve dilerimki bir an önce bizdeki babalarımız duymakta ve tedbir almakta gecikmesin. Koca Türkiye' nin Irak ile düştüğü şu hale bakın! Ben haber bültenlerini izlerken geriliyorum ve utanıyorum. Devlet olmak bir yana, daha kendini korumaktan aciz, kimlik ve kişiliksiz insanlarla, devlet protokolu gereğince anlaşmalar yapmaya çalışıyoruz... Nafile!

Adamlar kırk senedir bir idealin peşinde; Bağımsız Kürdiatan... Biz kalkmış kendi canı ve kanından saydıkları PKK yı yok etmek için iş birliği istiyoruz. İçerdekiler ne diyor? Onlar bizim üç büyüğümüz; apo, Mam Celal ve mam Mesut... !

Ve bugün, olağan kongresi vardı DTP 'nin, aynı sahne , aynı söylem aynı idealler için hazırlanıp okunan kongre bildirgesi vs... Yani Talabani için 30 senedir neler hayal ve ideal ise DTP için de aynı. Kafamızı karıştırıp, oyalayıp, bazen yurt dışına bazen yurt içine çevirtip konuları dağıtmaya ve asıl olan konuyu gözardı emeye çalışan yabancı el...! Talabani ve her gün küstah tavırlar sergileyen Barzani yi unuttuk! Aılııın "AÇILIM(!)" zamanı....! Ben kürtçe de bili ve yeri geldiğinde konuşurum; kürt sorunu nedir onu da bilirim. Gel gör ki sanki yeni kavramlar gibi insanımızın önünde bunlar;ağzı olan konuşuyor. O nu konuştuğu kadar memur maaş zammına odaklansa yüzde yüzlük artış sağlar ha!

Kısacası rol biçeler, yeri gelince bilinci taze tutuyor, işine gelince unutturmaya uğraşıyor ve başarıyor. Yapmazsak başkası yapar sözü boş değil. Kızacaksanız kızın ama az da yorun saksıyı. Ne mi yaparlar? Kehanet değil az tahmin az gerçeğin kendi:

Bizim Kuzey Irak yönetimi dediğimiz yere ABD VE ŞÜREKASI bağımsız kürt devleti der ve üs kurar.

İsrail de takip eder bunları ve savunma ve tratejik işbirliği antlaşması imzalar.

Al sana sol yanından yemiş hançeri yaralı bir Türkiye. O kadar sorunlu komşu varken bir de zoraki komşu ve konuçlanmış kamburu...! Yapabilecekleri olan yapsın. Marş okumuyorum, saygı duruşunda durmuyorum ve siz TBMM Üyeleri olarak hala bizleri mahkemeye götürmesinler diye özel kanun düzenlemesi yapmaya uğraşıyorsunuz. Demek bizler büyük bir gücüz! Der bu insanlar haklı olarak.

"Bir insanı eğitmek isterken, işe baba annesiyle başlayın " derler. Artık baba annelerle başlayacak zaman çoktan geçti, vakit çok geç. Bize bizden başka dost varsa getirin beyler. Onlar ruhuna, zihnine, kanına işlemiş bu ideallerini gerçekleştirmeye ramak kalmışken sizi dinler mi? Metot ve şartlarını kendimizin oluşturacağı acil bir eylem lazım. Onurumuz için... Biraz kanımıza dokunsun lütfen, biraz...! Yazıyı tam 2 sene 5 gün önce yazmıştım; şimdi son gelişmelerle güncelledim. Sorun aynı aktörler aynı; sadece uyuyan biz...! uUyansak artık şu gaflet ve delalet uykusundan ne dersiniz!?