Cephede kazanılıp masada kaybedilen terör mücadelesi...

Gün yok ki, şehit haberi verilmesin ve bir yerde terör eylemi gerçekleştirilmesin.

Peki, bu doğrultuda AKP hükümetinin terörle mücadele anlayışı ve sistemi yeterli mi? Bu mücadele anlayışı terörü önlemek için mi? Yoksa daha da tırmandırmak için mi?

İşte bu noktada çelişkiye düşüyor insan. Bir yandan terör silahlı kuvvetle çözülemez denilerek açılım paketi adı ile bir sürü terör tavizi veriliyor, diğer taraftan ise medyada hükümet yetkilileri çıkıp adeta tavizlerle susturmaya çalıştıkları terörü alevlendirmek için beyanat üzerine beyanat veriliyor.

İmralı ile yapılan görüşmeler terörü durdurmak için yapılıyorsa verilen beyanatlar neden terör eylemlerini tırmandırmak yönünde oluyor.

Bu benim bir türlü anlayamadığım bir nokta…

Doğal olarak bu terörle mücadele anlayışına baktığım zaman ister istemez bende şu düşünce oluşuyor.

Bu anlayış aslında terörü bitirmek istemiyor, bu yapılan görüşmeler de terörü bitirme amaçlı değil , terörü tırmandırma amaçlı yapılıyor.

Burada hedeflenen nokta terör sorununa çözüm bulmak yerine PKK’yı kullanarak ülkede kaos yaratmak ve halkı birbirine kırdırmak diye düşünmeden edemiyorum.

Belki bu anlayış Arap Baharı benzeri bir durumu ülkemizde yaratmak amacında diye düşünmeden edemiyorum.

Aslında eski yıllarda silahlı kuvvetler silahlı yöntemlerle terörü bir noktada durdurmuş hatta bitirme noktasına getirmiştir. Fakat bizim siyasetçilerimizin bu mücadeledeki eksiklikleri bu başarının terörü yok etme zaferine ulaşmasını engellemiştir.

Terör sadece silahlı mücadele ile değil bu mücadelede siyasi iradenin başarısı ile bir bütün olarak koordineli çalışması ile bitirilebilir diye düşünmekteyim.

Nasıl ki, Kurtuluş Savaşında cephede verilen mücadele Lozan Barış Antlaşması ile siyasi olarak masa başında tamamlanmıştır. Bu durumda onun gibi bir noktadır.

Maalesef cephede kazanılan zaferler siyasilerin masa başında kaybetmeleri neticesinde terör bitirilmek yerine tekrar tekrar küllerinden doğmaktadır.

Siyasi partilerimiz iktidarı olsun muhalefeti olsun bir arada olması ve beraber hareket etmesi gerektiği bu noktada tam aksine birbirlerine düşmanca hareket ederek teröre bilerek veya bilmeyerek taviz vermektedir.

Terör bu ülkenin ortak sorunudur ve PKK ülkeyi kana bulamaktadır. Bu noktada siyasi düşünce ne olursa olsun önemli olan terörün ve PKK’nın bitirilmesi olmalıdır. Elbette ki siyasi anlaşmazlıklarınız, siyasete bakışınızda farklılıklar olacaktır ama terör ne bir siyasi bakıştır nede üzerinde tartışılacak bir sorundur. Terörün gerçeği ortadadır bu ülkeye zarar veren ve her gün kan döken bir canavardır. Bunun farklı bir bakış açısı olamaz. Ya teröre karşı mücadele verirsin ya da ben bundan besleniyorum arkadaş der terörün yanında yer alırsın.

Terör gerçeğinin grileri yoktur, ya siyahsındır ya beyaz…

İşte bu noktada artık hükümet yetkililerinin rengine karar verme zamanı gelmiştir. Gri kısımları aramaktan vazgeçip terör gerçeğini kabullenmeli ve gerektiği gibi mücadele edilmelidir.

Bugüne kadar yapılan gri kısım oluşturma çabalarının doğurduğu sonuçlar ortadadır. Gelinen noktada ülkenin terör ile adeta halkların birbirine düşürüldüğünü görmezden gelmek teröre çanak tutmaktan öteye geçememiştir. Hükümetin artık terörü, terör olarak algılayarak ona göre hareket etmesi gerekmektedir. PKK bir terör örgütüdür demek terörle mücadele anlamına gelmemektedir. Bunu söylerken aynı zamanda bu düşünceye uygun mücadele etmek gerekmektedir.

İşte bizde eksik olan kısım budur.

Yani cephede kazanılan savaşı bir türlü masa başında kazanmayı başaramamaktayız. Bu da başta siyasi iktidar olmak üzere aslında bütün siyasi partilerimizin başarısızlığıdır…

Burçak YAZICI