- Kategori
- Güncel
Cesaret ve korkaklık
Gezi Parkı olayların başlamasından 1 gün önce, sıradan bir haber olarak televizyonlarda geçiyordu. Hiç kimse ülkede bir ay boyunca konuşulacak, Partilere, sendikalara, gazetelere , sivil toplum kuruluşlarına, siyasi iktidara etki yapabileceğini kimse tahmin bile edemiyordu. Ve bir sabah, Polisin park’a girmesi ve orantısız bir şekilde gaz sıkması, tomalarla su sıkması , haksızlık karşısında susmayan milyonlarca insanı sokağa döktü. En demokratik hak olan gösteri ve yürüyüş hakkı kullanıldı.
Tarih yaşanırken yazılıyordu aslında. 17 Gün boyunca tüm siyasi yapılan bunca baskıya rağmen gençlik eylemlerini devam ettirmiştir. Korkuyla sindirerek sesleri kısmaya çalışan siyasi bir iktidar var karşımızda. Yapılan bunca haksızlığa rağmen gençlik korkmadan eylemlerini devam ettirdiler. Çünkü artık korku ile demokrasi yan yana yürümüyordu. Korku imparatorluğu son bulmuştur. Bunca yaşanan olaylardan sonra gözaltılar başladı. Gezi Parkı eylemlerine katılanlar gözaltına alınıyor tutuklanıyor.
Gezi Park'ındaki gençlik özgürlük istedi, yaşam hakkıma karışılmamasını istedi. Şimdi ise gözaltına alarak en önemli istek "ÖZGÜRLÜĞÜ” ellerinden alıyorlar. Nerden baksanız Vicdansızlık, nerden baksanız adaletsizlik var. Bu özgürlüğe sahip olmamız için cesaretle ve kararlılıkla hak arama mücadelesi devam edecektir.
Bir Latin atasözü : Cesaret ölümsüzlüğe, korkaklık ise ölüme götürür. Aslına bunca mücadeleyi bir atasözü özetlemişti.
1936'nın bir günü o siyah beyaz fotoğraf, Hamburg'da "Blohm&Voss" savaş gemisinin denize indirilmesi töreninde çekildi. İnsan selinin ayağa fırlayıp Nazi selamı verdikleri o an, tören yerine Adolf Hitler gelmişti. August Landmesser, o siyahbeyaz fotoğrafın çekildiği 1936 yılında 26 yaşındaydı. Bu fortobuasdfasdfsD
Düzene karşı çıkmış nazi selamı vermeyi reddetmiştir. August Landmesser o resim'de ölümsüzleşmiştir. Siyahbeyaz fotoğraf bugün cesaretin en somut örneği olarak belleklere yerleşir miydi ?