Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '08

 
Kategori
Siyaset
 

CHP ateşle oynuyor!

CHP ateşle oynuyor!
 

Milliyet İnternet gazetesinden


CHP, aldığı oy oranıyla iktidar şansı olmayan bir parti görüntüsü verse de, tarihi derinliği olan ve hala toplumumuzda güçlü etkileri olan bir parti.

Böyle bir CHP ateşle oynuyor!

Öyle bir ateş ki; sadece CHP'yi değil, bütün Türk Milleti'ni, Türkiye'yi cayır cayır yakacak bir ateş...

Herşey 5 Mayıs 2007 de, Dolmabahçe'de yapılan Erdoğan - Büyükanıt görüşmesinden sonra başladı.

Bu görüşmeden sonra TSK, gözle görülür bir şekilde, hukuktan ve demokrasiden yana bir tutum içine girmişti.

Bu durumdan CHP lideri Baykal'ın hiç de memnun olmadığı, bu tarihten sonra yaşanacak olaylardan açık olarak anlaşılmaktadır.

27 Nisan e-muhtırasından sonra, toplumun değişik kesimlerinden askere yönelik oluşan yoğun tepkilere karşı askeri savunan ve ona toz kondurmayan Baykal, askerin demokrat tutumundan çok rahatsızdır!

22 temmuz seçimleri yapılmış, MHP'nin desteğiyle de Abdullah Gül cumhurbaşkanı seçilmiştir. Askerden beklenen ses çıkmamıştır!

Artık Baykal, gerçek sebebi gizlese de, çeşitli bahanelerle, sistemli bir şekilde, doğrudan Genelkurmay'ı hedef alan konuşmalar yapmaktadır.

Hafızalarımızı tazeleyecek olursak, ilk eleştiriler Kuzay Irak'a yönelik harekatın gecikmesi nedeniyle oldu.

Artan PKK saldırılarına karşı Baykal, Amerika'nın işgali altındaki Kuzey Irak'a, Amerika'ya rağmen, derhal saldırılmasını, hatta belli bir güvenlik bölgesinin devamlı sürette işgal altında tutulmasını ateşli bir şekilde savunuyordu. Baykal'ın ilk hedefinde, bu saldırı kararını vermeyen hükümet olsa da, hükümete baskı yapmayarak bu kararı aldırmayan TSK'nın sorumluluğunu da ima ediyordu.

Sonra ABD, Irak ve kısmen Kuzey Irak yönetimleriyle anlaşma yapıldı. Amerika'nın anlık istihbarat desteğiyle de PKK kamplarına karşı yoğun ve etkili hava akınları başladı.

Bilahare 21 Şubat 2008'de ağır kış şartlarında ve sarp arazide, TSK çok büyük bir fedakarlıklarla ve cesaretle Kuzey Irak'a yönelik kara harekatına başladı. Sınırlarımıza yakın bölgede yerleşik olan ve sınırlarımızdan devamlı giriş çıkış yaparak sınır güvenliğimizi tehdit eden PKK unsurlarını kış ortasında gafil avlayarak, olağanüstü bir başarıyla temizlediler. TSK, bütün dünyadan da hayranlıkla izlenen bu harekatı, planlanan hedeflerini gerçekleştirerek, çok az bir zayiatla ve yine başarılı bir şekilde geri çekilmek süretiyle sonlandırdı.

Bir Türk olarak herkesten beklenen TSK'dan gurur duyulması ve ona teşekkür edilmesiydi.

Fakat şaşırtıcı bir şekilde Baykal'dan eleştiriler gelmeye başladı. Baykal, Kuzey Irak'dan erken dönüldüğünü bahane ederek, açıkca ve ağır bir şekilde TSK'yı eleştiriyordu.

Kuru bir teşekkür bekleyen TSK, bu tavır karşısında şaşkına dönmüş, onuru ve gururu kırılmıştı. Baykal'a çok sert bir karşılık verildi.

26 Haziran 2008 günü Erdoğan'la bu defa Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ başbaşa bir görüşme yaptılar. 1 temmuz günü de Ergenekon Soruşturması kapsamında iki emekli general askeri tesislerden, askerin izniyle gözaltına alındılar. O görüşmenin bu gözaltılarla ilgili olduğu ileri sürüldü.

Emekli generallerle eş zamanlı olarak ATO Başkanı Sinan Aygün de gözaltına alınmıştı. Hemen ertesi günü ATO salonunda yapılan toplantıda TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Aygün'ün gözaltına alınmasıyla ilgili hükümete yönelik çok ağır eleştirilerde bulunmuştu.

Gözaltı sürelerinin dolmasının ardından iki emekli orgeneral tutuklandı, Sinan Aygün ise serbest bırakıldı.

Baykal grup toplantısında imalı ve alaylı bir şekilde; "Keşke Rifat Hisarcıklıoğlu iki emekli paşayı da savunsaydı" şeklinde konuşarak Genelkurmay'a isim vermeden göndermede bulundu.

Bu konuşmasıyla Baykal, Genelkurmay'ın emekli mensuplarına sahip çıkmadığını ima ediyordu. Yani TOBB, kendi mensubu Sinan Aygün'e sahip çıkmış ve onu kurtarmıştı. Gariban ve sahipsiz iki paşa çaresiz kaderlerine razı olmuşlardı!

Ve son olarak 5 Ağustos 2008 günü CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, 2008 Ağustos dönemi YAŞ kararlarında hiç ihracın bulunmamasını ve emekliye ayrılacak Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt için emeklilik döneminde koruma amaçlı zırhlı araç alınmasını bahane ederek, "Hükümetle Genelkurmay arasında oldukça sıcak bir ilişkinin olduğu kanısındayım" dedi. İnternet ortamında oluşan, Genelkurmay'ı itham edici dedikoduları da gerçekmiş gibi söylemekten kaçınmadı.

Bu konuşma dolayısıyla da TSK yine sert bir karşılık vermek zorunda kaldı.

CHP, siyasi çıkarları uğruna, hukukdan ve demokrasiden yana tavır koyan TSK'nın kurmay heyetine karşı çok tehlikeli bir oyun oynamaktadır.

TSK'nın en hassas olduğu laiklik konusunda, kişisel çıkarlar uğruna, yeklili görevlilerin görevlerini ihmal ettikleri ima edilmektedir!

Konuşanlar sıradan insanlar değillerdir. Girişte de ifade ettiğim gibi, adı geçen CHP'dir, CHP'nin Genel Başkanı ve yetkili kişileridir.

TSK kullanılacak veya intikam alınacak bir kurum asla olamaz. TSK Türk Milleti'nin gözbebeği, güvenliğimizin ve bağımsızlığımızın yegane teminatıdır.

Eski Kara Kuvvetleri Komutanı, yeni Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un dikkat çektiği ve uyardığı "Emir -Komuta" zincirinin zorlanması ve zarar görmesi söz konusudur.

Ve bunun nasıl bir felakete sebep olacağını CHP yöneticileri göremiyorlar mı?

CHP ateşle oynuyor!

CHP'nin acil olarak uyarılması gerekiyor.

Millet, yetkili olduğu seçim sandıklarında bu uyarısını açık bir şekilde yapıyor.

Artık CHP'yi CHP'lilerin uyarmasının ve gereğini yapmasının zamanı geldi de geçiyor!

 
Toplam blog
: 337
: 4184
Kayıt tarihi
: 03.08.07
 
 

Hukukçuyum... Hukukun üstünlüğünün ve hukukçunun saygınlığının ülkemde gelişmesini ve kalıcı olma..