CHP'de "vekiller" gidecek, "asıllar" gelecek!

Başlıktan ne demek istediğimi eminim anlamışsınızdır... 

Baykal'ın Genel Başkanlığı'nda CHP Ergenekon avukatlığına soyunmuştu... Bu, öyle gizli saklı da olmamıştı... Yani durumdan vazife çıkarmak ya da yakıştırmak söz konusu değildi. Baykal bir CHP grup toplantısında kürsüye çıkmış ve naklen yayınla 73 milyona karşı, "Ergenekonun avukatıyım" demişti... 

Baykal avukatlık görevini mükemmel bir şekilde icra etti. Bülent Ersoy'un ifadeleriyle "fevkaledenin fevkinde, 10 üzerinden 11" di Baykal'ın avukatlığı. Baykal'ın bu başarılı savunması Ergenekon davası karşıtı güçlü bir cephenin oluşmasında çok etkili oldu. Bunun CHP'ye de ağır bir maliyeti oldu. CHP'ye oy vermesi muhtemel olan "yetmez ama evet"çiler, istemeden de olsa, Ak Parti'ye oy verdiler. 

Yılların kurt politikacısının neden böyle bir acemilik ve politik hata yaptığının sırlarını, perde arkasını konuyla ilgili yazdığım yazılarımda okuyabilirsiniz. Örneğin; "Baykal'ın beleş iktidar özlemi suya mı düştü" başlıklı yazım her şeyi çok güzel özetlemektedir. Yani gerçekte ne acemilik ne de politik hata vardır. Tam aksine büyük bir "hinlik" ve "uyanıklık" söz konusudur.. 

Ergenekon avukatlığı tabii ki Baykal'la sınırlı değildi. Vekalet parti olarak alınmıştı. Diğer hukukçu milletvekilleri de bu konuda görevlendirilmişlerdi... 

Sabahın bilmem kaçında Ergenekon kapsamında bir operasyon mu yapılmış, bu kapsamda birilerinin kapılarına mı dayanılmış; ev sahiplerinin gelen polislere ve savcılara kapıyı açıp açmama konusunda danıştıkları ilk isim Manisa Milletvekili Şahin Mengü'dür. Özellikle asker kişilerin bunu yapması çok manidardı. 

Yine Erzurum-Erzincan hattında bir hareketlenme mi olmuştur; Erzincan'da elinde avukatlık çantasıyla adliye koridorlarında, otel lobilerinde boy gösteren dava vekili CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin'dir... 

Ahmet Ersin'in avukat yardımcısı ise CHP Erzincan Milletvekili Erol Tınaztepe'dir... 

Önder Sav'ın pek duruşmalara katılmadığı, sözlü savunmalarda bulunmadığı görülse de, hukukçu kişiliğiyle büroda esas savunmayı hazırlamış olabileceği kuvvetle muhtemeldir. 

Onur Öymen, Mustafa Özyürek, Hakkı Suha Okay, Kemal Anadol, Atilla Kart da davanın diğer yardımcı avukatlarıydı; görevlerini başarıyla yerine getirdiler... 

Ama sonuç fiyaskoydu... 12 Eylül referandumunda "hayır"ı çıkartamadılar. "Hayır"ı çıkartsaydılar davayı kökten kazanmış olacaklardı; HSYK'da hazır beklemekte olan davanın savcı ve hakimlerinin tayinleri gerçekleştirilecek ve Ergenekon tahliyeleri sağlanacaktı. 

Görev dört dörtlük yapılmış olsa da, başarısızlığın bir faturası olmalıydı... 

Asıllar vekilleri azlettiler... 

Şimdi kendileri geliyorlar... 

Kendi savunmalarını kendileri yapacaklar. 

Artık vekiller yerine bizzat asılları; Mustafa Balbay, Mehmet Haberal ve Sinan Aygün'ü dinleyeceğiz... 

Yanlarında tecrübeli bir hukukçu olarak YARSAV eski Başkanı Emine Ülker Tarhan var. 

Bu gelişmeler karşısında bakalım "genç subaylar" gibi "genç CHP'liler" de rahatsız olacaklar mı? 

Yoksa millet tümden mi rahatsız olacak? 

Belki de bundan sonra "Yeni CHP", AK Parti'nin Kızılcahamam toplantılarına bir nazire olarak, kendi toplantılarını "Patalya" otelinde yapacaktır!