Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '14

 
Kategori
Siyaset
 

CHP'de durum

CHP'de durum
 

CHP üst perdeden değişim vaat ediyor ama partiçi demokrasi ve örgüt düzenleri hala çok geride. Genel merkezin değişime öncelikle nitelikli bir üyelik yapısından başlayıp, program ve tüzüğünü iktidar odaklı hale getirerek, örgütlerde değişim sağlamalıdır. Yöneticilerini genç, kadın ve sorumlu, öngörülü yöneticilerden oluşturmalıdır. Katılımcılığı, çoğulculuğu ve şeffaf olmayı sosyal demokrasinin gereği olarak sağlamalı ki bunun neticesinde daha sağlıklı belediye başkanları, milletvekilleri ve Cumhurbaşkanı adaylarına yönelik tutarlı tartışmalar yapılsın, hakim bir kararla krize girmeden seçimlere güçlü bir birliktelikle gidilebilsin. Uzlaşmanın gereği olarak uç bir aday çıkarılacaksa da bu aday profili tüm örgütlerde tartışılarak kabul edilmeliydi. Tepeden inme kararlar bir sıçrar iki sıçrar üçüncü de başka şeyler olabilir. Sn Kemal Kılıçdaroğlu son Cumhurbaşkanı adayını açıklarken böylesine bir risk almıştır. Eminim üzerinde belli bir tartışma kısmen dar bir kadroca yapılmıştır. Ancak örgütler artık bu kadar dışlanmak istemiyor. Recep Tayyip Erdoğan gitsin tabi ama demokrasi tanımayan adamı demokratik olmayan yollarla rakip belirleyerek göndermek yanlıştır. Demokrasilerde çare her zaman daha fazla demokrasidir. Siyasi partilerde partiiçi demokrasidir.

 CHP'de yaşanan eminim ki Ekmeleddin İhsanoğlu'ndan çok 90 yıldır Laiklik eksenli bir çizgide siyaset yapmış, ve bu yıllar boyunca mücadelesini veren orta yaş üstü emektarların şoka uğramasıdır. Bugün bir anket yapılsın en çok yaşlılar en az gençler tepkili olarak ölçülecektir. CHP'liler yıllardır Laiklik mücadelesi verdikleri için komünist olarak damga yerken, bedel öderken bugün bu tepkiyi vermekte kısmen haklı da olabilirler. İslam kimliği çok öne çıkmış, Kahire'de doğmuş vs. sol cenaha yabancı bir profilin CHP genel başkanı tarafından uzlaşma sonucu dile getirilmesi bahsettiğim gibi yılların partilileriyle değişim vaat eden Kılıçdaroğlu'nun frekans ayrışması ve uygulamasıdır. Sn Kılıçdaroğlu sosyal demokrasinin kimle olursa olsun uzlaşılabilir yönünü uygulamaya almaktadır. Bu aday CHP'nin damga yemiş dinsizlik algısına yönelik bir hamle olarak da okunabilir. Değişen Ortadoğu için Avrupa'ya CHP'nin değişen dışpolitika sinyali olarak da alınabilir. Evet kısaca sn Kılıçdaroğlu gerçekten bir değişim idealinde. Fakat burada tutulan yol sakınca içeriyor. Örgütlerde hiçbir değişim-dönüşüm uygulamadan tepeden alma kararlarla CHP ne kadar değişir. Belki de değişim bugün Deniz Baykal ve Ulusalcı olarak bilinen bazı milletvekillerinin sivrilmesiyle de yaşanıyor olabilir. CHP damarlarını ortaya çıkarmaya başladı. Bunlar sapmalara ve yol ayrımına net bir işarettir.

 Bu değişim (CHP Genel Başkanının İslam kimliğiyle bilinen Ekmeleddin İhsanoğlu'nu MHP'ye önererek çatı aday olarak kamuoyuna sunması) Kılıçdaroğlu için çok riskli bir adım.

 Bu riski biraz tartışalım. Akp neden bir uzlaşma veya çatı aday aramıyor. Çünkü gücüne güveniyor. Kadrolarına, il-ilçe örgütlerine, gönüllülerine, gençlik kollarına, kadın kollarına, belediyelerine vs. (tabi ki kaymakamına, valisine, iş adamına, medyasına..) CHP bu kadar kendine yabancı bir profili eminim ki ballana ballana ortaya çıkarmamıştır. Şartlar zorlamıştır. Çünkü gücü ortadır. Seçim sonuçlarına yönelik bir aday analizi yapılmış ve mecburi olarak bu aday ortaya çıkarılmıştır. CHP'ye il başkanı seçilmiyor veya MHP'ye.. Demek istediğim Ekmel bey değil başka bir isim de olabilirdi. (CHP'li olmayacağı kesindi çünkü adı üstünde çatı aday) Risk bu dengeler nedeniyle alınmıştır.

 Belki de bazılarımız bu aday için bu bir akıl tutulmasıdır diyecektir. Fakat yine de ben "uzlaşma" kültürünün sosyal demokrasinin en temel dayanağı olması sebebiyle isimden bağımsız bir ortak aday çıkarılmasını olumlu buluyorum. RTE demiyor muydu? Bunlar iki koyun güdemez! Demek ki güdülebiliyormuş.

 Peki bu durumun sonuçları n'olacak?

 CHP içinden ulusalcı mv. tarafından 2. bir aday çıkarılması da söz konusu. Bu olursa intihar olur. Erdoğan kazanır. Ulusalcılara nasihatım iyi kötü bu durumda sessiz kalmak ve sonuçları görmektir. Kamuoynun nabzını ölçmektir. Belki de 3. aday ihtiyacı veya Ekmel beyin değişmesi gündeme kendiliğinden gelecektir.
 Yangına körükle gitmek CHP'de adet olduğu üzere bir hastalıktır malesef ama dediğim gibi bunun tek sebebi partiçi demokrasi kültürünün çok zayıf olmasıdır.

 Fakat seçimlere kadar bu şekilde gidilir ve Ekmel bey kaybederse sn Kılıçdaroğlu muhtemelen Kurultay kararı alacak ve örgüte son kez güven oylaması yaptıracaktır. CHP'nin damarları daha da belirginleşecek hatta kurultay sonucu ne olursa olsun yeni bir genel başkan hatta bir siyasi parti çıkabilir de..

 Ekmel bey seçimi alırsa CHP'de kimse Kılıçdaroğlu'nun önünde duramaz ve bahsettiğim örgütlerdeki değişim de işte o zaman başlayacak ve kadrolar adeta yenilenecektir. Kesin olarak Yeni CHP'den o zamana bahsedebileceğiz. ve tabi ki bu seçim zaferi Erdoğan'ın da kaybetmesi anlamına gelecektir. Hatta Türkiye adına büyük bir demokratik uzlaşma olarak tarihe geçecektir. Mimarı olanlar kutsanacaktır. Sosyal demokrasi en önemli zaferlerinden birini elde edecek ve iktidara soyunacaktır.

 Değişim zordur. Sancılıdır. Can sıkar başlarda fakat sonuçlar iyi olunca herşey normale döner. Türkiye kötü bir değişime giderken belki de bu riski alarak önemli bir adım da atılmış olabilir. Bunu zaman gösterecek. Umarım Türkiye'nin geleceğine olumlu katkı yapar..

 Peki hala kafası karışık sosyal demokratlar, CHP'liler, Atatürkçüler, Erdoğan karşıtları ne yapacak?

 Parlementer rejimi kim savunuyorsa ona oy verip lehinde çalışmalı, başkanlık sistemiyle diktatörleşmeyi kim savunuyorsa ona oy vermeyip, alehyinde çalışmalı. Başka yapacak şu an için birşey yok.

 
Toplam blog
: 3
: 316
Kayıt tarihi
: 27.01.13
 
 

Hergün kitap okumaya çalışır, herhafta Beşiktaş'ın maçlarını takip ederim.. Antiemperyalist, Laik..