CHP’de kılıçlar çekiliyor, ufukta kurultay gözükür mü?

CHP, muhalefeti pek sever; kurultay yapmayı da...

Öyle sever ki, iktidara muhalefette yetersiz kalındığı gerekçesiyle, kendi içinden parti iktidarına karşı muhalefet başlar.

Dün de böyleydi, bugün de böyle...

Esen havaya bakılırsa, muhalifler ayaklanmak, meydanlara çıkmak üzere.

“Yol haritası” çizilmiş bile:

Önce "Tüzük Kurultayı" çağrısı yapılacak, hazırlanan “Demokratik Tüzük Taslağı" açıklanacak. Ardından, taslak, örgütün ve kamuoyunun bilgisine sunularak bilgilendirme evresine geçilecek, böylece, “nasıl bir tüzük için imza istendiği”, oylarına talip olunan delegelere anlatılacak.

Muhalifler neyi öngörüyor?

“Kurultaylarda çarşaf liste yönteminin esas olması ve tüzükteki bazı antidemokratik hükümlerin ayıklanması”nı, istenenler elde edilirse, ardından genel başkanlık yarışı için yeni bir kurultayı...

Demek ki, hedef belli: Parti içi iktidara karşı, muhalefet görevini yürütmek, iktidarı ele geçirmek, sonra da ülkeyi yönetenlere karşı muhalefet görevini üstlenmek...

Genelde ne değişmyecek?

“Muhalefet etme” görevi...

*****

CHP,  kurultaysever bir partidir.

Delegeler kurultay için Ankara’ya gitmeyi kutsal bir görev sayıyor olmalılar ki, kurultay dillerden düşmez. Beklenmedik gelişmeler, muhalifler için “beklenen fırsat” gibi görülür; onun için de bir hareketlilik başlar.

Kahrolası “koltuk sevdası”, “parti içi demokrasi” kılıfıyla örtülür.

Anlaşılan o ki, “Demokratik Tüzük Taslağı”yla kurultayseverlik gündeme taşınıyor.

Oysa Tüzük Kurultayı zaten yapılacak/tı

Tüzük’teki “antidemokratik” maddelerin varlığının yarattığı rahatsızlık dile getiriliyor. Yurttaş sormaz mı, onları Kemal Kılıçdaroğlu mu koydu? Sorunun muhatabı olanlar, o maddelerin verdiği hakkı/ olanağı tepe tepe kullanmadılar mı?

CHP’de siyaset yapanların büyük bir bölümü, soldaki hastalık olsa gerek, kendilerini vazgeçilmez olarak görürler. Şöyle çevrenize bir bakın, Genel Başkan’ın “icazeti”yle belli yerlere gelenler, içlerinde milletevekili olanlar da var, kısa bir süre sonra, orada bulunmalarındaki gücü, kendilerinde görür, demokratik hakları kullanma gerekçesiyle tavır koymaya başlar, birer muhalif olurlar.

Bugün, muhaliflerin tek dayanağı, Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin çizgisini değiştirdiği yönünde. Partinin başına “yeni” sözcüğü eklemekle, partinin temel ilkelerinden uzaklaştırıldığı savlanıyor.

*****

CHP’de muhalifler, oturdukları yerden çıkmak üzere.

Memlekette, iktidara karşı muhalefet etmeyi bir yana koyan “Türkiye benden sorulur” havasındaki “kalem erbabı”, sürekli CHP’ye yüklendi, yüklenmeyi de sürdürüyor da... Öyle bir duruma gelindi ki, cebindeki parayı düşüren, neredeyse, sorumlu diye CHP’nin yakasına yapışacak.

CHP içinde muhalefete düşünenlerin de onlardan farkı yok. Onlar da öyle bir hava estiriyor ki, “Ben yoksam CHP de yok”...

İşte bu, yakında “İnadına Kurultay” seslerini yükselteceği benziyor.

TURGUT ÇELİK/ Mersin