Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Mayıs '10

 
Kategori
Siyaset
 

CHP'de senaryolar tükenmez

CHP'de senaryolar tükenmez
 

CHP’nin sihri galiba burada yatıyor;

Artık beni şaşırtamaz dediğiniz anda bile sizi şaşırtmayı başarıyor. Bunu politika zemininde genellikle sizin tahmininizden daha kötüsünü gerçekleştirerek yapıyor. Parti içi gelişmelerde ise kirli ittifaklarla, suç ortaklıkları ile ve hizipçiliğin en derin halinde sınır tanımayarak yapıyor bunu.

Ne tahmin ediyorduk?

Önder Sav ve yoldaşları Kılıçdaroğlu’nu asla genel başkan yapmaz!

Bu iddianın öznesi olan adam bugün tüm politbüroyu karşısına alarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan adaylığını desteklediğini söyledi. Bu adıma karşılık, Parti Merkez Yönetim Kurulu Önder Sav’ın istifasını istedi.

Önder Sav büyük olasılıkla Baykal’ın geri döneceğini ve döndükten sonra parti vitrininde değişiklik yapmak adına kendisini feda edeceğini tahmin etti. Parti içindeki iktidarını ters bir çalımla kurtarmaya çalıştı. Şu an için başarılı bir adım gibi gözüküyor. Ama burası CHP, hizipçiliğin, parti içi tuzakların ve ayak oyunlarının sonu yok.

Bugünden bakınca daha iyi anlaşılan bir gerçek var ki, o da Baykal’ın tüm hesaplarını dönmek üzerine yaptığı. Büyük olasılıkla kendisine çok da uzak olmayan çevrelerce planlanan, onu koltuğundan uzaklaştırmaya yönelik bir senaryoyu, onurlu bir istifa ve mağdur edilmiş bir genel başkan görüntüsü ile alt etmeye çalıştı. Ve hafta sonuna kadar bu planında bir nebze başarılı oldu.

Ne “kesinlikle dönmeyeceğim” diyerek, ne de birilerini işaret ederek ortamı bulanık tutmayı bildi. Bu bulanıklığın partiyi kilitleyeceğini ve kendisine mecbur kalınan bir ortamı var edeceğini hesaplıyordu. Ama zannedersem çok fazla hesaba katmadığı bir şekilde Önder Sav faktörü devreye girdi. Çünkü Önder Sav bu dönüşün kendisi için çok fazla hayırlı olmayacağını fark etti ve gemisini kurtaran kaptan olmayı tercih etti.

Tüm bu gelişmeler karşısında Kılıçdaroğlu’nun hiç mi ağırlığı yok diyebilirsiniz. Aslında var. Hak edilmiş bir şekilde ya da değil, bir şekilde Kılıçdaroğlu lehine, gerek kamuoyu nezdinde gerekse de CHP tabanında ve sol kesimde ciddi bir ilgi ve heyecan var. Kılıçdaroğlu’nun dışarıda sahip olduğu bu avantaj, ne yazık ki parti kapısından içerisi girince etkisini yitiriyor. Çünkü çok kereler söylediğimiz gibi CHP toplumdan etkilenen ve toplumun beklentilerine göre biçimlenen bir parti değil. Belirli bir çevrenin dar alanda kısa pas çalışması yaptığı bir hobi alanı.

Kılıçdaroğlu, parti örgütünde etkin olduğu söylenen Sav’ın desteğini hissetmese aday olur muydu, bunu bilmek zor. Ben Kılıçdaroğlu’nun o koşullarda, tüm parti MYK’sını karşısına alacak şekilde çok da cesur davranmayacağını düşünüyorum.

Bu gelişme ile Baykal’ın geri dönüş planlarının büyük olasılıkla suya düştüğü açık. Onun tüm planı kimseyi aday olmaya cesaret edemeyeceği bir pozisyona sokmak, bir aday çıksa bile çıkacak kişinin siyasi hayatını bitirecek bir söylemle dönüş yapmaktı. Şu an göründüğü itibari ile milletvekillerinden ve il başkanlarından oldukça geniş bir kesimin destek verdiği Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkmaya cesaret edemeyecektir. Bunu Kılıçdaroğlu’nu kurultayda yenemeyeceğinden değil, yense bile bunun anlamlı bir zafer olmayacağı bildiğinden tercih etmeyecektir.

Bu noktada Baykal için ara formül Kılıçdaroğlu'nun karşısına yine yenilik vaat eden, kendisine bağlı ve bir o kadar da simge bir ismi aday göstermek olabilir. Bu noktada Güldal Mumcu gibi bir isim devreye girebilir. Baykal aday olmasa dahi, bu onun için yolun sonu olmayacaktır. 12 Eylül referandumundan sonrası için yeni politik hesaplar güdecektir.

Ancak dediğimiz gibi, burası CHP ve yarın ne olacağını kimse bilemez. Kılıçdaroğlu’nun bu hamlesinden hoşnut olmayabilecek İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’in ters bir hamle ile tekrar Baykal’a yönelmesi ve etrafında ciddi bir odak oluşturması söz konusu olabilir. Her ne kadar Gürsel Tekin ve Kılıçdaroğlu arasında bir ekip ilişkisi hissedilse de, son dönemlerde Gürsel'in de liderlik hesapları yaptığı biliniyordu. Kılıçdaroğlu'nun Önder Sav'la ittifaka girerek aday olması, onun cephesinde çok hoş karşılanmayacaktır. Ayrıca geriye kalan politbüro, aday olan ve ona destek verenlerin komplonun bir parçası olduğu konusundaki tezleri derinleştirip, delegeyi politik ve psikolojik anlamda kıskaç altına almaya çalışması da beklenebilecek hamleler arasında.

Partide büyük olasılıkla Kılıçdaroğlu dışında da aday olmaya niyetli insanlar var ve şu an itibari ile ciddi rakip Baykal değil, Kılıçdaroğlu’nun kendisidir. Ve politik anlamda bir ayağı çukurda olan Baykal, bu çevrelerce belirli bir geçiş sürecinde, Kılıçdaroğlu’nun rüzgarını kesmek için yeniden tercih edilebilir. Bu mevcut politbüro için zaten ele geçmez hint kumaşı değerinde bir çözümdür.

Sakın çok abarttığımı ve ayağı yer basmayan senaryolar ürettiğimi düşünmeyin. Emin olun şu an, bu akşam CHP’de benim basitçe öne sürdüğüm senaryoların onlarca misli derinlikte manevralar hesaplanıyordur.

Yani kısacası, burası CHP, burada senaryoların, hizipçiliğin ve koltuk kavgasının sonu yok.

Tüm bu olasılıkları bir kenara bırakıp, atılan somut adımlara bakacak olursak, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı CHP adına bir umut kırıntısıdır. Kılıçdaroğlu’nun arkasında Önder Sav olsa bile öyledir. Ama bu umut kırıntısı yaşamaya, nefes almaya, serpilip büyümeye fırsat bulur mu, işte o şimdilik bilinemez.

 
Toplam blog
: 453
: 1826
Kayıt tarihi
: 14.11.06
 
 

36 güneş yılı. 27 yıl G.antep, 9 yıl İstanbul. İstanbul, 90’lı yıllarda yaşandı, bitti.  Hep şe..