Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mart '15

 
Kategori
Siyaset
 

CHP kapatılacak mı?

CHP kapatılacak mı?
 

Bu bayrak her zaman var olacaktır


CHP'nin kapatılmasıyla ilgili bir hazırlık yapıldığını ve bu konuda bir de kitap yazıldığını Kılıçdaroğlu CNN TÜRK’te Tarafsız Bölge programında tüm Türkiye’ye duyurdu.

Bazıları bu önemli konunun yeni bir şey olduğunu sanabilirler

Oysa ülkenin içine düştüğü durum ortadayken ve her şey açık saçık belli iken iktidarın böyle bir teşebbüste bulunacağı bangır bangır geliyorum demişti.

Yıllar önce bunu yazılarımda belirtmiştim.

Erdoğan yasama, yargı ve yürütmeyi tamamen eline geçirdiği zaman partileri kapatacak ortada ne parti kalacak ne de marti demiştim.

İşte şimdi yavaş yavaş oraya doğru yol almaktayız.

                                                                      ***

Başbakanlık yaptığı yıllarda hatırlarsanız 2012 de 10 Kasımdan birkaç gün önce Endonezya’ya, sonra, durup dururken Türk Diplomatik temsilciliğinin bulunmadığı ve de resmi programında olmamasına rağmen Brunei Sultanlığına gitmişti

Tarih 10 Kasım 2012 Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 74. Ölüm yıldönümüydü.

Erdoğan’ın Bali programını bir gün erken bitirip 10 Kasım törenlerine katılmak için Türkiye’ye döneceği duyurulmasına rağmen, oAnıtkabirde (sap gibi) durmak istememişti! Bu keyfi gezi de bunun için ayarlanmıştı.

Atatürk ve onun kurmuş olduğu laik cumhuriyete karşı kinini her zaman açık eden bir başbakandı.

Güneydoğu Asya'da Bornei  Adası’nda yer alan Brunei Darussalam’a (BD) neden gitmişti?

Birinci nedeni Anıtkabir’deki törenlere katılmamaktı. Ya ikincisi!

İkincisi dünyanın en zengin adamlarından teki olan Sultan Hassanal Bolkiah’ın sultanlığını yaptığı ülkeyi merak etmesindendi.

170 bin varil petrol üretimiyle Güneydoğu Asya’nın en büyük 4. petrol üreticisi olan Brunei aynı zamanda dünyanın 9. sıvılaştırılmış doğal gaz ihracatçısıdır.

Siyasal rejimi anayasal monarşi olarak tanımlanmaktadır.

Üyeleri Sultan tarafından atanan ve Sultanın başkanlık ettiği Bakanlar Konseyi yürütmeden sorumludur.

Erdoğan’ın Anayasa’yı değiştirmek istemesinin yegâne sebebi de budur.

Böyle bir isteğinin olduğu Türkiye genelinde yaptığı Anayasa Platform çalışmalarında belliydi.

Yine bir yazımda anlatmıştım.

O çalışmaların İstanbul’da yapılanına katıldığımda sorulan sorularda başbakanlık ve savunma bakanlığı görevlerinin de cumhurbaşkanının veya devlet başkanının yapmasını ister misiniz sorusu soruluyordu.

Buna benzer daha nice tuzak sorular vardı.

İşin tuhafı CHP den vekillerde bu Anayasa Platformunu destekliyorlar ve bizzat platformda görev yapıyorlardı.

                                                                     ***

Sultan Bolkiah, Erdoğan’ı dünyanın en büyük sarayı olan Nurul Iman’da ağırlamıştı. 5 bİn kişinin aynı anda ağırlanabileceği Sarayda 1788 oda,290 banyo,1500 kişilik cami ve beş yüzme havuzu yanı sıra 18 asansörü olduğu biliniyor.

Kapı kulpları altın olan sarayın 2,5 milyar TL olduğu o zamanlarda söyleniyordu.

Bir tanesinin altın kaplama olduğu söylenen 7 bin arabasının olduğu da biliniyor. Yemek tabakları filan hep altındanmış.

(Laf aramızda insanın yuh diyesi geliyor. Bu ne doymazlık, bu ne aymazlık toprak doyursun gözünü)

Ülkenin mutlak hâkimi olan Sultan, aynı zamanda Başbakanlığı, Savunma Bakanlığını ve Maliye Bakanlığını da kendisi yapıyor.

Bunlar Erdoğan’ın düşlerine giren büyük hayalleriydi.

İşte bu ihtişam ve yönetim karşısında gözleri kamaşan bizim başbakan  ona özenmişti. Bu ülkeye de kendi kendini davet ettirip gitmesinin nedeni buydu bence.

1150 odalık sarayı yaptırması ve Atatürk Orman Çiftliğinde olması her şeyi açıklamıyor mu?

Ne var ki Türkiye yoksulluk ve işsizlikten kıvranan bir ülkedir. Her ne kadar tuvalet kapaklarının altın kaplama olduğu söylense de, bizim eski başbakanın sarayı Brunei Sarayının yanında bir ucube gibi kaldığı söylenebilir.

İşte Türkiye’yi bu hale getiren aslında bazı CHP li milletvekillerinin söylediği gibi “ulusalcılık-milliyetçilik” değil Erdoğan karşısında muhalefet olmadığındandır.

                                                                  ***

Atatürk’ün partisi olan Ana muhalefet Partisi CHP“ AKP’nin kozunu elinden alacağız”  düşüncesi ile kendi ideolojisini yok sayarak türbanı ilkokullara kadar soktu.

Tarikat ve cemaatlere sivil toplum kuruluşu muamelesi yaptı bu yetmedi “tekke ve zaviyeler açılsın” dedi.

Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda; yeni anayasadan “Türk” ve “Türklük” kavramlarını çıkartıp, yerlerine “Türkiye vatandaşlığı” getirelim teklifi CHP adına yapıldı.

Atatürk heykelleri yıkılıp yakılırken sessiz kalarak, Doğuda Şeyh Saitlerin, Rızaların, cumhuriyet ve Atatürk düşmanlarının heykellerini açtı.

 Genel Başkan Kılıçdaroğlu son olağan Kurultayda “Ben Dersimli Kemalim ” “Özerk” veya “bağımsız” Kürdistan’ı kurmanın önünde engel olan“Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartını mutlaka getireceğiz ”dedi.

Yardımcılarından teki televizyonlarda CHP adına Dersim için özür dilerim dedi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bilerek Atatürkçü olmayan birisini aday çıkarttı.

Biz 1930'ların 1940'ların CHP’si değiliz” diyen Kılıçdaroğlu bununla da yetinmedi gerekirse logomuzu değiştiririz dedi.

İmralı canisinin isteklerini kapsayan 70 maddelik yasa teklifini Meclise sundu.

Bu da yetmedi şimdi İmralı’ya gidecek kafilenin içinde olmayı istedi.

“Ermeni Soykırımı” iddialarını destekleyen pankartın arkasında CHP Milletvekillerinin işi neydi?

Ulusalcılar olarak kahrolduk…

CHP ye bir el değmiş sanki kendi kendisini yok etmek için elinden geleni yapıyor.

Bir takım çıkarcılar da bunu görmezden gelerek sessiz kalmaktalar.

Ne uğruna?

Tekrar milletvekili olma davasına.

Yazıklar olsun!

Bunları her zaman usanmadan yazdım bu yanlışlardan dönülmesi için haykırdım durdum ama nafile…

CHP delegesinin istememesine karşın Kadın Kotasından seçtirilen ve genel başkan yardımcısı yapılan Mehmet Bekaroğlu “ulus devletin miadı doldu ”diye beyanat verirken;

Şimdi Sayın genel Başkan kalkmış CHP'nin kapatılmasıyla ilgili bir hazırlık yapıldığını söylüyor.

Güler misin, ağlar mısın?       

                                                                   ***                                                  

Partiden ulusalcılar teker teker sökülürken ve CHP freni patlamış kamyon gibi sağa sola savrulurken sayın genel başkan silkelenip partiyi kendi ideolojisine döndüreceği yerde hata üstüne hata yapmaktadır.

ÖDP Genel Başkanı Alper Taş'a CHP'den milletvekilliği önermesi abesle iştigaldir.

"Alper Bey bunu kabul etmedi. Ben ısrarımı sürdüreceğim. Seçildikten sonra partisine geçebilir. Gelmesini istiyorum" nasıl diyebiliyor hayretler içerisindeyim.

Bu nasıl bir anlayış, bu nasıl bir politikadır.

Ruh sağlığımız bozuldu artık.

Bu sebepten ötürü ağır bir kriz geçirdim ve hastaneye kaldırıldım. Benim gibi nice arkadaşımın ruhsal dengesi bozuldu.

Bunu bizlere yapmaya kimsenin hakkı yoktur.

CHP’nin kapatılma olayına gelince o kadar kolay değildir.

Yer yerinden oynar bu ülkede.

Hodri meydan…

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..