Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

aygoz Özlem Eryoldaş

http://blog.milliyet.com.tr/aygoz1

23 Mayıs '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Çiçekçi ve genç kız.. Bölüm 2

Çiçekçi ve genç kız.. Bölüm 2
 

Günlerce telefonun çalmasını bekledi. Arkadaşları onun bu halini anlayamıyorlardı. Bir hafta içinde gözle görülür kilo vermişti. Derslerine girmiyordu. Hep kaçıyordu. Okula geliyor bahçede oturuyordu. " belkide geliyor beni göremiyor " diyordu kendi kendine. Son günleri yaklaşmıştı okulun. Herkesi heyecan sarmıştı. Diploma töreni için hazırlanıyorlardı. O ise dua ediyordu adamı bir kez daha görebilmek için. Okulun son günü kapıda konuşurken arkadaşlarıyla, adam'ı gördü. Elinde papatya bekliyordu. Gitmek istedi yanına, gidemedi. Bir şeyler engelliyordu sanki.

Sınıfına çıktı. Adamı görüyordu oturduğu yerden. Son ders saatinde öğretmenleri çıkabilirsiniz dedi. Çıktılar. Evlerine gittiler geceye hazırlanmak için. O kapıya yöneldi. Adam yoktu. " Belkide buralardadır bana kızmıştır yanına gitmediğim için "diye düşündü .

Gece herkes eğlenirken o buğulu gözlerle köşede oturuyordu.

Bir anda girdi içeriye adam. O na doğru yürüdü beyaz papatyalarla. İlk dans'larını yaptılar şaşkın bakışlar arasında. Konuşamıyor, hiç bir şey soramıyordu. Eğer sorarsa o günle ilgili bir şey, adam'ın gideceğini düşünüyor, korkuyordu.

Gece bitti.. Yine aynı suskunlukla adam gitti. Genç kız da evine. Kalbi çarpıyordu yine. Ertesi sabah gelen mesajla uyandı. " Seni seviyorum. Bana hiç bir şey sorma ve benimle gel ! "

" tamam " diye cevapladı mesajı. Gece bavulunu hazırladı. Nereye gideceğini bilemiyordu. Ailesini nasıl bırakacağını, onlara ne söyleyeceğini bilemiyordu.

Evde tüm aile toplanmıştı, kızlarının mezuniyetini kutlamak için. Yatacağını söyleyerek odasına çekildi. Sabah erkenden gidecekti. Herkes uyurken evden çıktı. Karşı caddeye geçti. Adam bekliyordu . Konuşmadan arabaya bindi. Saçlarının örgüsünü açtı. Yüzünde mahçup makyajı yoktu bu kez. Kadınsı bakmaya çalışıyordu. Yola çıktılar. Nereye, kiminle ? bilemiyor, bilmek istemiyordu. Sessizlikle geçen dört saatlik yolculuk sonrasında durdular. Yemek yediler. Kızın telefonu çalıyordu sürekli. Annesiydi arayan. Telefonunu kapattı.

Adam'la gözgöze geldiler. Sessizlik ne zaman bitecekti ? Tekrar yola çıktılar. Adam bir anda :

" ben evliyim. bir çocuğum var. seni seviyorum. başkada bir şey sorma bana " dedi. Kız sustu. " biliyorum. sormayacağım " dedi. Adam : " eşimden ayrılamam. " Kız : " tamam " Adam : ilişkimiz böyle devam edecek " Kız : " tamam, ben senden başka bir şey istemiyorum ki " dedi.

Suskun yolculuk devam etti. Sahil kasabasına geldiler. Rutubet kokan odaya girdiler. Kız uzandı yatağa. Adam'da yanına. Sabaha kadar sarıldılar birbirlerine.

Konuşmuyorlardı. Mutluydu genç kadın. Yıllarca hayalini kurduğu ilk aşk'ını bulmuştu.

Ayrılmak istemiyordu. Bir hafta geçti. Ailesinin nasılda meraktan çılgına döneceklerini düşündü ilk kez. Adam bir kaç kez telefonla konuşmuştu eşiyle !. İş gezisinde olduğunu söylemişti.

Genç kadın gülümsüyordu sadece adam'ı izlerken. Bir hafta içinde hiç konuşmadan saatlerce baktılar birbirlerine. Adam her dokunduğunda küçük kadın'ın yüreği çarpıyordu.

Dönüş yoluna geldiler. Gişelerde beklediler. Yanından hızla geçen polis arabasını fark etti.

İlerde arama vardı. Durdular. Kimliklerini verdiler. Küçük kadın korkuyordu.

Polis dikkate inceledikten sonra " gidebilirsiniz " dedi. Evin yakınındaki caddede indi yine.

Konuşmadan vedalaştılar. Eve vardığında tüm ailesi çılgın gibiydi. Hiç bir şey sormalarını beklemeden, odasına koştu. Kapıyı kilitledi. Bir haftayı düşündü uzandığı yatağında. Saçlarını örmedi ilk kez. Dağıttı. Makyajını yaptı. Annesinin ısrarlarına dayanamayıp kapıyı açtı. Gözgöze geldiklerinde annesi üzüntüsünü belli ediyordu gözleriyle. Küçük kadın' da mutluluğunu.

Annesi saçlarını örmek istedi. İzin vermedi. Makyajını da sildirmedi.

Uyuyakaldı. Aradan bir hafta geçmiş, adam aramamıştı. Dükkanın önüne gitti. Kapalıydı. Telefon etti, kapalıydı. Başka da ulaşabileceği bir yer yoktu. Eve her dönüşünde kapıda göreceğini umut ediyordu elinde bir demet papatyayla.

Ailesinin anlayışlılığına anlam veremiyordu. Çok farklı davranıyorlardı. Sanki hayatındaki o bir haftayı sildirmeye çalışıyorlardı. Birikmiş gazetelere göz attı. Bir resim dikkatini çekti.Küçüktü resim. Okumaya başladı. Okuduklarını anlayamıyordu. Resime takılmıştı. Sevdiği adam'ın resmiydi bu. " köprüden atlayan genç adam bitkisel hayat' a girdi " .

Okuduğu haberle resimin ilişkisini çözemiyordu. Ağlayamıyor, konuşamıyordu. Evden çıktı.

Hangi hastahanede olabilceğini bilemiyordu. Şehirin tüm hastahanelerine sordu tek tek .

Bulduğunda cesaretini toplayıp yoğun bakım odasına doğru ilerledi. Kapıda bekleyen eşi'ni, ve küçük kız çocuğunu gördü. Ağlayarak dua ediyorlardı. Kadına yaklaştı. " geçmiş olsun " dedi.

Kadın ağlamaktan şişmiş gözlerini açmaya çalışarak. " sağol " dedi. Tanımıştı dükkandaki genç kızı. Hastahane koridorunda beklemeye başladı. Ne kadar bekleyeceğini bilemiyordu.

Saatler sonra kadının ve küçük çocuğun feryadını duydu. Kulaklarını tıkadı. Duymak istemiyordu. Ölmüştü genç adam.

Hızla çıktı hastahaneden.

Cesedi bulduklarında iki yanından örgülü saçları, bembeyaz olmuş gülümseyen yüzüne polisler bile bakmaya kıyamamıştı.. 23/05/2007

 
Toplam blog
: 185
: 1494
Kayıt tarihi
: 10.03.07
 
 

Yazabilmenin özgürlüğüyle... İstanbul'un bir bahar sabahında dünyaya gelmişim. Keşfetmek, anlayabilm..