Çifte standart var!

3 Temmuz 2011'de “şike soruşturması” başladığında birşey söylemiştik. Demiştik ki; eğer bu ülkenin futbolu temizlenecekse önce ülke insanı birey olarak temizlenmeli, sonra memleketi yöneten kurumların temizlemesi için çaba sarfetmeli. Bireylerin içten pazarlıklı ve çıkarcı, kurumların kanunsuz, adalet mekanizmasının çifte standart üzerine kurulu ve güdümlü olduğu bir yerde toplumun hiçbir mekanizmasının temizliğinden söz etmek mümkün olamaz.

Buradan yola çıktı Fenerbahçe taraftarı isyan bayraklarını açarken. Şüphe oluşmuş veya oluşturulmuştu, soruşturma başlatılmıştı. Derdimiz bu değildi. Derdimiz herşeyden çok değer verdiğimiz canımız Fenerbahçemizin yargısız infaza kurban gitmemesi, çifte standartlı, güdümlü bir soruşturma ve yargılamanın sonunda yıllardır sarfedilen emeklerin, alının terimizin heba olmamasıydı. Tüm direnişimiz bundandı. Bunu anlatmaya çalıştık ama anlamak istemediler. O gün işlerine öyle geldi, tüm yapılan çirkeflikleri adaletsizlikleri ve hukuksuzlukları görmezden geldiler. Hatta ateşe körükle gittiler, açılan yarayı daha da derinleştirdiler.

Dün sadece şüpheli olarak tutuklu bulunan insanların hüküm giymiş suçlular gibi muamele görmesine alkış tutan, yargısı bile başlamamış bir soruştuma bahane gösterilerek Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligine katılma hakkının gasp edilmesine şapka çıkaranlar ve UEFA’nın “Zero Tolerance” uygulamasını dillerine dolamalarına rağmen iş kendilerine gelince çark edip yapılan çifte standarta göz yumanlar bugün o malum değneğin ucu kendilerine dokununduğu için feryatlar atıyorlar.

Olay Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun, Trabzonspor’un Galatasaray ile oynadığı maçta girdiği ikili mücadelede rakibi Melo’ya yumruk attığı gerekçesiyle kırmızı kart gören Didier Zokora’ya, 3 resmi müsabakadan men cezası vermesi kararıyla başladı.

Bu karar sonrası önce Trabzonsporlu yöneticilerden genel sekreter Hasan Yener, “Bu haber bizi adeta şok etmiştir. Bu karar karşısında yorum dahi yapamıyoruz” dedi fakat kendini yorum yapmaktan alamadı ve önce Fenerbahçe kaptanı Alex’in Zokora ile aynı hareketi yaptığını ileri sürüp buna sadece 1 maç ceza geldiğininden dem vurdu sonrada sözlerine, “Rakibin aşil tendonuna basan Elmander’e 2 maç verildi, Tahkim 1’e indirdi. Engin gitti rakip kaleciye kafa attı 2 maç ceza aldı. Disiplin Kurulu’nun Zokora’ya verdiği 3 maçlık ceza bizde tam bir hayal kırıklığı yarattı. Bu çifte standart değil de nedir?” diyerek devam etti.

Ardından Asbaşkan Nevzat Şakar, kararın çok ağır olduğunu ifade edip, “Elmander ve Alex’e verilen cezadan sonra bu ceza çok ağır. Tahkim Kurulu’na itiraz edeceğiz, umarım onlar doğru kararı verirler” dedi.

Daha dün, “Bu ülkede adalete güvenmek lazım” diyen Trabzonspor başkanı Sadri Şener ise bugün, “Disiplin Kurulu başkanının (Halit Fahri Gültekin) Fenerbahçeli olduğunu bilmeyen yok. Bizim hangi konuda sabrımız yoklanıyor onu da anlamış değilim. Fenerbahçe ile maç oynayacağız ve faul bile olmayan bir pozisyonda kırmızı kartla oyundan atılan oyunumuz bu kadar büyük ceza alıyor. Kafa atanlar, ayak kırmaya yönelik harekette bulunan bu kadar ceza almıyor. Zokora’nın hareketinin üç maç cezalık ne yaptığını bana bir hukukçu Allah aşkına açıklasın. Futbolu bu kadar aşağılamak, futbol sevgisini ayağa düşürmeye kimin hakkı var? Trabzonspor taraftarını tahrik etmek için mi uğraşılıyor?” dedi. Sadri Şener’in bu açıklamalarla tepkisinimi, yoksa tutarsızlığınımı ortaya koyduğunun hükmünü size bırakıyorum.

PFDK kararı sonrası Trabzonspor camiasında oluşan infialin bir ayağıda tabii ki taraftar. Şu an itibariyle bordo-mavili taraftarlar internet siteleri üzerinden Türkiye Futbol Federasyonu’nu istifaya çağırıyor. Haksız olduğunu düşündükleri karara karşı yürüyüş organizasyonları için planlar yapıyor.

Burada ne Zokora’nın ne de diğerlerinin aldığı veya almadığı cezaları yada PFDK kararlarını tartışmıyorum. Sadri Şener başta olmak üzere, tüm Trabzonspor camiasının her canı yandığında altında bir Fenerbahçeli aramasına, Fenerbahçe’yi hedef göstermesine ve bunun sebeplerine de derinden girme ihtiyacı hissetmiyorum.

Benim sorduğum şu. Madem bu kadar hassastınız çifte standarta karşı, o zaman neredeydiniz Elmander’in aldığı 2 maç ceza bire indirilip bu futbolcu Fenerbahçe maçına çıkma hakkı kazandığında? Neredeydiniz “şike soruştuması” boyunca bütün takımlara şüpheli, Fenerbahçe’ye suçlu muamelesi yapıldığında? Neredeydiniz TFF ve UEFA “Zero Tolerance” kisvesi altında Fenerbahçe’nin avrupa kupalarında oynama hakkını gasp edip, soruşturmanın diğer şüphelileri Beşiktaş ve bizzat kendiniz, Trabzonspor’unuz avrupaya gönderildiğinde?

Hatırlamıyorsanız ben hatırlatayım. Trabzon sokaklarında horon tepiyordunuz. İşte çifte standartın böyle bir huyu var “beyefendiler” ne hangi zamanda kime yarayacağı, ne de kimi ne zaman, nasıl acıtacağı belli olmaz. Adalet istiyorsan ya herkes için isteyeceksin yada adaletsizlik sanada vurduğunda yaygara etmeyeceksin.

Trabzonsporlu yöneticiler bir yandan takımlarının Fenerbahçe’ye yenilmesi durumunda medyaya yapacakları “şike var, ‘PFDK’daki  Fenerbahçe lobisi’ yüzünden 3 puandan olduk” açıklamalarının yolunu yapadursunlar, ben son bir soru daha sormak istiyorum… Zokora’ya verilen 3 maç cezayla bu kadar “gerildin”. Şimdi kendini birde Fenerbahçe’nin, Fenerbahçelinin yerine koy. Ona yapılan haksızlık sana yapılsaydı, ona uygulanan çifte standart sana uygulansaydı kim bilir halin ne olurdu?

Not: Bu yazı yayınlandıktan sonra Zokora’nın cezası Tahkim Kurulu tarafından 2 maça indirildi…

http://agresifkarinca.com/