Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '18

 
Kategori
Felsefe
 

Cinsellik Üzerine Felsefik Bir Bakış

Cinsellik Üzerine Felsefik Bir Bakış
 

Cinsellik nedir ?


Cinsellik dürtüsü, bedenimizin en önemli dürtüsüdür.
Ölüm iç güdüsüne çare, çözüm olarak oluşmuştur..
Her türlü canlı (bitki, hayvan, insan) iç güdüsel olarak ölümün farkına varmıştır.
Bitkiler tozlanma yolu ile çevresini korunaklı olarak tohumlar oluşturmaktalar.
Hayvanlar ve insanlar toz ve sıvı ile çiftleşerek yumurta ve doğurma yolu ile nesillerin devamını sağlamaktalar.

Doğal yaşamda bitki ve hayvanların yılda bir veya iki kere cinsel dürtüleri harekete geçmektedir. Bitkilerde üreme zamanları ilklim şekillerine, harekete geçmekte iken hayvanlarda hem iklim hemde sürü halinde av ve avcı  yaşantılarda oluşan değişimlere göre ortaya çıkmaktadır.

Hayvan ve bitkiler cinsellik dışındaki yaşantıları beslenme, avlanma, avcıdan kaçınma, saldırıyı veya savunmayı geliştirme şeklindedir.

İnsan önce karanlık çağda avcılık yaparken, av olmamak için savunmalar geliştirmekle meşguldü. Cinsel yaşamı da diğer canlılar gibiydi.

Saklanma yerleri bulup, ateş, saldırı ve savunma aletleri, birlikte yaşama, iş bölümü oluşturduğunda cinsel yaşamı değişmeye başladı.

Tarıma geçtiğinde ise daha da değişti. cinsellik dürtüsü artık doğal olmaktan uzaklaşmaya başladı.

Yılda bir veya bir kaç kez olan cinsellik günlük, haftalık gibi sık yapılan alışkanlığa dönüştü. İnsanda cinsellik artık neslin devamının yanında tutku derecesine varacak kadar diğer bütün dürtüleri bastırır hatta onları kışkırtır oldu.

Cinsellik canlının öfke ve korku olan iki  temel dürtülerinden öfkenin içinde yer alırken günümüzde büyümüş, gelişmiş öfke ve korkuyu kuşatmıştır. Hatta sonraki gelişen iki ana duyguyu sevinç ve üzüntüyü de içine almakla tehdit eder olmuştur.

Cinselliği yılda bir kaç kez yaşayan insanları mutsuz olarak tanımlar psikoloji bilimi. Haklıdır. Çünkü ataları bu devleşmiş ve diğer tüm dürtülerin önüne geçmiş olan cinselliği dna ile yapısına aktarmış ve yetişkinliğe doğru çevresinden, medyadan son durumu öğrenmiştir. Bu durumun bilincine varsa bile doğal haline (yılda bir kaç kez cinsellik yaşantısı)  dönmek isteyen bu insanı genler ve öğrenilmişlik sonuna kadar meşgul edecektir beden ve zihnini.

Doğal dürtülerin uyumunu yaşamak isteyen bir topluluğun modern hayattan ayrılarak, medeniyetten uzaklaşarak bir köy oluşturduğunu hayal edelim. Bu köyün temel amacı beden ve zihnimizi kanser gibi kaplamış olan diğer tüm dürtüleri yok etme tehdidinde olan cinselliği doğal konumuna getirmek ve diğer dürtüleri gerçek seviyelerine ulaştırmak olsun.

Bu köy halkının sınavı bir yıl olsun.
Bu bir yıl içinde cinsel medya yok, cinsel konuşma hissedilenle sınırlı. (Tahrik etme, edilme en aza inmiş)
Kadınlar tüy ve kıllarını almamış olsun. Sakal ve saç düzenli biçim, seviye verilsin. kıyafetler bol ve koyu renk seçilsin. Hep türlü işler beraber çalışılsın. Beden işi ev iş.

Onları bekleyen sorunlar veya olaylar nelerdir ?
Erkek ve kadınlar aynı görünmeye başlarlar. Her ikisi de kaslı ve kıllı.

Zaman ilerledikçe diğer dürtüleri bastırmış ezmiş olan cinsellik dürtüleri onları yoklamaya ve rahatsız etmeye başlayacaktır. O dürtü ye nasıl bir yaklaşım başlayacaktır. Umursamaz ve kayıtsız kalırlarsa uyku sırasında dürtü bütün rüyalarını kaplayacaktır.

Rüyada cins (cinsellik) şöyle konuşacaktır. "Hey mutsuz insan, beni görmezden mi geliyorsun, yapamazsın, başaramazsın, o zevki, ihtirası düşün. (Bir iki sahne gösterir. medya temsili olarak geçmişten hayallerden, tecrübelerden aşırarak.). Uyumakta olan direnme şansı yoktur. Çünkü bilinç hapsolmuştur veya dinlenmeye çekilmiştir.İnsanın amaçları bilinç de kayıtlıdır ve o rüyadaki o sahneye girememekte ve değerlendirememektedir.. Sabah uyandığında cins in cinsliğini yapmış olduğunu farkedecek ve temizlenecektir.

Topluluk gece için sabah  kahvaltı veya ilk toplandıklarında  cinsi dün rüyamda gördüm ama amacıma sadığım diyeceklerdir.

Bu topluluk eğer "Orta çağ" da olsaydı "Dün gece şeytan rüyama girdi ve onunla savaştım olacaktı."

Topluluk zaman geçtikçe gergin ve sinirli olmaya başlayacaktır. Cins kendini tatmin için önce öfke dürtüsünü harekete geçirecektir. Aralarındaki en küçük sorunlar farkında olmadan büyütülecek rakipler ve cinsin tercihleri seçimleri belirecektir. Bu bilgiler sır olarak saklandığı halde söz ve davranışlarda kendisini gösterecektir.

Sonraki aşamada üzüntü tetiklenecek.
İlerleyen zamanda öfke ve üzüntü şüpheyi de yanına alarak olumsuz duyguları artıracaktır. Cins saklandığı yerden tüm olumsuz duyguları beden ve zihne saldırmaya devam ettirecektir.

Rüya ile yetinmeyenler topluluktan, köyden çıkacaklar haliyle.
Bir yıl sonunda cins i rüya ile sınırlı tutmuş olan insanlar kazanma zaferini yaşarken belki de kabus dolu bir yıl geçirdiklerini de hatırlayacaklardır.

Çağdaş insanın mutsuzluğunun en önemli nedeni cinselliğinin diğer tüm dürtüleri bastırmış olup ısrarla ön planda kalmak istemesi olabilir mi ?

Cinselliği doğal haline hakkettiği yere konumlandırmayı başarabilir miyiz, başarırsak mutsuzluğumuzu azaltabilir miyiz ?

Bir düşünelim. 

 

 
Toplam blog
: 8
: 105
Kayıt tarihi
: 19.02.18
 
 

Şair ve düşünür. Blog ve youtube sayfam var.   Sinema, felsefe, şiir, kitap, gezi, spor ilgi alan..