Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '06

 
Kategori
Bilişim
 

CIO ve liderlik

CIO ve liderlik
 

CIO yani Chief Information Officer pozisyonu şirketlerde bilgiden sorumlu liderdir. Günümüzde “bilgi” kurumlar için en önemli silahtır ve bunu yönetecek, bilgiye yön verecek, bilgiyi kurumu için faydalı bir stratejik avantaja dönüştürecek kişi olan CIO ise bir yönetici değildir: liderdir. Lider olmayı yönetici olmaktan ayıran en önemli özellik ise liderin ruh, yöneticinin akıl odaklı olmasıdır.

Liderlik grup faaliyetlerini zorlamadan yürütmek olduğuna göre bunu yapabilmek için vizyon, azim, ilham verme, yenilikçilik, yol gösterme, kişisel güç, yetkilendirme ve güven çok önemli kavramlardır ve bir liderlerde olması gerekir. Lider, kazan-kazan ilkesini uygular, çok sesli müzik dinlemeyi sever ve sürekli yeniler. Bu yüzden CIO olmak bir bilişim çalışanını yönetmek demek değil, onlara vizyon aktarabilmek, cefada önde sefada arkada olabilen bir lider olmak demektir.

Eğer bilişim sektöründe bir lider olmak istiyorsanız, bunu yapmanın yolu; Mükemmel kod yazmak, süper algoritmalar oluşturmak, bilişim altyapı sistemleri sürekli çalışır durumda tutmak için çalışmak değildir. CIO olmak bilişim sektörüne ve geleceğe kuşbakışı bakabilmek ve ekibinizi zorlamadan bu yöne ilerletmektir. Gelin birlikte Sokrates ile Nicomachides arasında geçen bir sohbeti inceleyelim:

Seçimlerden dönen Nicomachides’i gören Sokrates kendisine şunu sordu: ‘Generalliğe kim seçildi, Nicomachides?’

‘Atinalılar değil mi bunlar?’ diye cevapladı Nicomachides. ‘Vazifeye atanmamdan bu yana, gerek bölüğün gerekse alayın komutasında tüm zor işlerden başarıyla çıkmama ve de çatışmalarda çok defa yaralanmama rağmen beni seçmediler’ (Elbisesini çıkardı ve yaralarını gösterdi.) ‘Ne herhangi bir harekata katılan, ne bir alayda görev almış olan, ne de bir süvari birliğinde kendini ön plana çıkaracak bir başarısı olan, para kazanmaktan başka bir şeyden anlamayan Antisthenes’i seçtiler.’

‘Bu, onun insanların ihtiyaçlarına karşılık verebildiğinin delili olduğu varsayılan bir başarı belgesi değil midir?’ dedi Sokrates.

Nicomachides, ‘Niçin’ diyerek sertçe karşılık verdi. ‘Tüccarlar da para kazanmayı bilirler, fakat bu onların bir orduyu komuta edebileceklerini göstermez!’

‘Fakat,’ diye cevapladı Sokrates, ‘Antisthenes ayrıca zafer için can atıyordu ve generallikte bu çok önemli bir husustur. Sen de biliyorsun ki, o koro şefi olduğundan bir yana onun korosu sürekli kazandı.’

‘Şüphesiz’, diyerek kabul etti Nicomachides, ‘fakat bir koronun idaresi ile bir ordunun idaresi arasında hiçbir benzerlik söz konusu değildir.’

Socrates, ‘Ancak görüyorsun ki, Antisthenes ne müziği ne de koro eğitimini bilmediği halde, bu işler için en iyi uzmanları bulma konusundaki yeteneğini ispat etti. Netice olarak koro eğitiminde olduğu gibi, savaşlar için de en iyi adamları bulur ve bunları tercih ederse, bunda da zafere ulaşması kuvvetli ihtimaldir. Belki de bütün bir devlet adına bir savaşı kazanmak için para harcamakta daha istekli olacaktır, kendi insanları adına bir müsabakadan galip çıkmak için istediğinden fazla...’

‘Bir koroda başarılı olan bir kişinin bir orduda da başarılı olacağını mı ifade etmek istiyorsun Socrates?’

‘Bir kişi ister bir koroyu, bir mülkü, bir şehri, isterse de bir orduyu, neyi idare ederse etsin, şayet ne istediğini ve ne alacağını biliyorsa iyi bir idarecidir, demek istiyorum.’

‘Gerçekten, Sokrates’, diye haykırdı Nicomachides, ‘başarılı bir iş adamınından başarılı bir general olacağını sizden duyabileceğimi asla düşünmemiştim!’

Socrates, kendisinin alışılageldik sabırlı çapraz yoklaması vasıtasıyla, başarılı tacirlerin ve generallerin hemen aynı fonksiyonu icra ettikleri konusunda Nicomachides’i ikna etti. Socrates bu fonksiyon ve becerileri şu şekilde tanımladı:

· Doğru iş için doğru adamı seçmek

· Kötüyü cezalandırıp, iyiyi mükafatlandırmak

· Altındakilerin iyi niyetini kazanmak

· Müttefikleri ve yardımcıları kendine çekmek

· Kazandığını muhafaza etmek

· Kendi işinde gayretli ve çalışkan olmak

‘Bunların hepsi her ikisi için de ortak hususlardır,’ diye kabul etti Nicomachides, ‘lakin savaşmak değil.’

‘Fakat elbette her ikisinin de düşmanları vardır?’

‘Evet, vardır.’

‘O halde, her ikisi de düşmanlarından en fazla kazancı elde etmek istemez mi?’

‘Şüphesiz; ancak tabii iş tecrübesinin savaşta yardımcı olacağını kastetmiyorsunuz sanırım.’

‘İşte bunun en fazla yardımcı olacağı yer burasıdır,’ diye sözünü bağladı Sokrates. ‘İyi bir iş adamı, hiçbir şeyin getirisinin muharebe alanındaki bir zaferin getireceği kar kadar yüksek olamayacağını ve buradaki yenilginin son derece karsız ve çok yüksek zararlara sebep olacağını bilir. Bu bilgisi sayesinde yenigiye sebep olan şeyleri bilmek ister ve bunlardan kaçınır. Kazanacak kadar güçlü olduğunu anladığında düşmanla karşılaşmak ister ve hepsinden önemlisi, hazır olmadığında çarpışmadan uzak durur.’

"CIO El Kitabı" adlı kitabımdan bir bölümdür.

Mehmet Nuri ÇANKAYA

 
Toplam blog
: 7
: 3517
Kayıt tarihi
: 19.09.06
 
 

Netron Institute of Technology şirket ortağı olarak şirketi yönetmektedir. CIO El Kitabı ve ASP.NET ..