Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ağustos '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Çocuğunuzla iletişim kurarken ihtiyacınız olan yedi anahtar

Çocuğunuzla iletişim kurarken ihtiyacınız olan yedi anahtar
 

Çocuklarımızı yetiştirirken hem öğreniriz, hem öğretiriz. Bir anne-baba için yenilenme şansıdır çocuk. Çocuklarımızla daha iyi iletişim kurmayı öğrenmek, öncelikle kendimizle ve eşimizle iletişim kurmayı öğretir bize. İşte hepimizin kullanabileceği bir kaç anahtar...




1) Ben dili : Çocuğunuza duygularınızı dile getirirken '' ben dili '' kullanırsanız ona suçluluk duygusu vermemiş olursunuz. SEN beni üzüyorsun, SEN beni kızdırıyorsun... yerine BEN üzülüyorum, BEN kızıyorum... dil kalıbını kullanarak duygularınızı ifade etmek çok daha doğru bir iletişim şekli olacaktır.

2) Çocuğunuzu başka bir çocukla kıyaslamak çocuğunuzu reddetmek anlamına gelir. Ebeveynin ne anlatmak istediği kadar çocuğun ne anlayacağı da çok önemlidir. '' Bak Nehir ne güzel yemeğini yiyor, sen de yesene '' demek Nehiri onaylamak, çocuğunuzu da onaylamadığınız anlamını taşır. Size eşiniz '' Bak Mehmet'in eşi ne güzel yemek yapıyor'' dese ne hissederdiniz ?

3) Çocuğunuzla konuşurken, onun göz hizasına denk gelecek şekide boyunuzu ayarlayarak ve dokunarak konuşmayı başlatmak uyumu yakalamanıza ve çocuğunuzun dikkatini toplamasına yardımcı olacaktır. Karşınıza (Anneniz bile olsa ) sizin 2-3 katınız büyüklükte birisi çıksa onunla ne kadar rahat konuşup, ne kadar dikkatinizi toplayabilirdiniz ? Unutmayınki çocukların sağlıklı gelişebilmesi için sevgi kadar değer verilmeye de ihtiyaçları vardır. Onlarla iletişim kurarken, gerekirse dizlerimizin üzerinde durarak bedensel eşitlği sağlamak, çocuklarımıza kendilerini değerli hisettirir.

4) Çocuklarınıza duygularınızı söylerken spesifik olun, net olun. Onların algısının nerde olduğundan ve çıkarımlarından emin olamazsınız. '' Ben üzülüyorum'', '' canım sıkkın'' derken sebebini net olarak açıklayın, çünkü çocuklar sizin aklınıza bile gelmeyecek bağlantılar kurup durumdan çok farklı sonuçlar çıkarabilirler.

5) Çocuklarınızı olumsuz davranışlarını dile getirirken genellemeler yapmayın. HERZAMAN, HEP, HİÇ, ASLA gibi evrensel genellemeler istenmeyen davranışı daha da kökleştirir. HİÇ ödevini yapmıyorsun, HER ZAMAN kardeşine vuruyorsun, HEP bağırıyorsun... demek, istenmeyen davranışın zamanla çocuğun bilinçaltı tarafından onaylanmasını sağlar. Dikkati istenmeyen davranışa çekmek üstelik birde evrensel bir genelleme yapmak o davranışı kaçınılmaz kılar. Odak istenen davranışa çekilmeli.'' Daha yavaş konuşabilirsin, daha nazik olabilirsin, kitap okuyabilirsin...'' gibi olumlu ifadeler zamanla kabul görecektir.

6) Çocuğunuz size bir şeyler anlatırken onun yanlışını bulmaya değil, doğrularını bulmaya odaklanın ve bunları dile getirin. Kullandığı kelimelerden çok, cocuğunuzun içinde bulunduğu duygu durumunu farktmeye çalışın. Eğer onun içinde bulunduğu duygu durumunu yakalarsanız, çocuğunuzu çok daha iyi anlar ve daha iyi iletişim kurarsınız. Zaten çocuğunuz büyük bir ihtimalle size yanlışını bulun ya da akıl verin diye bir şey anlatmaz. Duygularını paylaşmak için anlatır. Eğer ebeveyn tarafından bu ihtiyaç karşılanmazsa, zamanla çocuk anlatmayı ve iletişin kurmayı kesecektir.

7) Konuşurken işin içine '' AMA'' girdimi, ama'dan önceki herşey silinip atılır. '' ödevini doğru yapmışsın ama yazın pek iyi olmamış'', böyle bir cümlede bütün odak yazının pek iyi olmadığı kısmındadır. Ödevini doğru yapmışın övgüsü beyin tarafından silinir. Bu sebepten dolayı özellikle övgülerle, eleştirileri aynı cümle içinde kullanmamakta fayda var. Çocuğunuz tarafında iyi yapılan bir işi, bir davranışı sadece iyi kısmıyla dile getirin. Düzeltmeleri başka bir zaman olumlu dil kalıplarını kullanarak yapın. ( '' Yazın pek iyi olmamış'' yerine '' daha iyi yazabilirsin değil mi? '' )

NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu www.arzubiyiklioglu.com 

 
Toplam blog
: 521
: 474
Kayıt tarihi
: 24.08.10
 
 

1971 doğumlu Arzu Bıyıklıoğlu uluslararası sertifikalı Yaşam Koçu, NLP Uzmanı, NLP Eğitmeni ve Re..