Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '14

 
Kategori
Güncel
 

Çocuk cinayetleri aslında şudur ....

Çocuk cinayetleri aslında şudur ....
 

Son dönemlerde meydana gelen çocuk cinayetleri hepimizin kafasında derin sorular bırakmaktadır. Gerçekten bu olaylar neden son dönemlerde artmıştır. Konu hakkında yeni hipotezlerde konuşulmaktadır. Bu hipotezlerden birine göre; çocuk cinayetleri daha öncede bu istatistiklerde yaşanmaktadır. Son zamanlarda daha çok medya’ya yansıtılmaya başlamıştır. Sonuç olarak bizi ilgilendiren kısmı hangi sebeple olursa olsun çocuk ölümlerinin oluşmasıdır.

Konuşma ve yürüme kabiliyetleri kazanıldıktan sonra cinsel gelişimin başladığı ergenlik dönemine kadar ki dönem arasındaki bireye çocuk denir. Çocukluk bütün bireylerin ortak oldukları bir olgudur. Yani Çocuk katillerinin de yaşamış oldukları bir süreçtir.

İnsanlığın yüzyılımızdan önceki dönemlerde suçların daha fazla olduğu bir gerçektir. Gerek insanlık suçlarının gerekse adi suçların suç pastasında daha fazla olmasına rağmen çocuklara yönelik suçların daha az olmasının nedeni nedir ? Gelenekçi toplumlarda çocuk acizdir bu acizliği nedeniyle daha fazla fiziksel olarak korunmaktadır. Ancak ne değişmiştir. Çocuk katledilmesi artmıştır. Bu konunun kafamızı fazla karıştırmaması için sadece kendi toplumumuz açısından incelemeye çalışalım. Sorun eğitim desek katiller eğitimli ve gelir seviyeleri fena değildir. Sorun cinsellik desek normal cinsellik deneyimleri yaşama imkanları günümüzde eskiye göre daha iyi şartlardadır. Peki ne değişmiştir...?

Önceki dönemlere göre değişen çok fazla şey vardır. En başta toplumun değer yargıları yumuşamıştır. Önceki dönemlerde bu hadiseleri linçle sonuçlandıran toplum şimdi sadece kınama ile yetinmektedir. Sert ahlaki aile eğitimleri modernlik adı altında daha yumuşak bazen de hiç olmayan şeklini almaya başlamıştır. Geniş aile toplumu yerini daha dar aile topluluklarına bırakmaya daha yalnız bireyler yaratmaya başlamıştır. Satış teknikleri yoğunlaşmış yoğun cinsel algılı reklam sektörü ortaya çıkmıştır. İnsan hak ve özgürlüklerinde sürekli çıta en üstlere çekilerek özgürlüklerin bittiği sınırlar karıştırılmaya başlamıştır. Otokratik eğitimciler linç edilip bireysel korkular olması gerektiğinden daha aşağılara çekilmiş eğitim içerisindeki disiplin tamamen yok edilmiştir. Hafif baskı şüphesinde bile toplumsal feryatları yükselttiren sivil toplum kuruluşları gelişmiştir. Adalet sisteminin geciktirilerek uygulanması gibi sorunlar biçimsel olmayan bireysel adalet yapıcılık duygularını kabartmıştır. Liberal hırslar nedeniyle oluşmuş hafif suç ve kusurlar dikkate bile alınmaz bir hale gelmiştir. Suçun beslendiği bu sebepleri günümüz adına artırırda artırırız. Yani aslında suçlu olan kabul etsek de etmesek de modernleşme ve özgürlüklerin artmasının getirdiği yeni sorunlardır. Bu yeni sorunlara çözümler geliştirilmediği sürece hızla suç toplumuna doğru sürüklenmemiz kaçınılmazdır.

Aslında sorun çocuk cinayetleri değildir. Sorun suç toplumunun ortaya çıkmasıdır. Kadınlara şiddet uygulamalarının ve kadın cinayetlerinin artması da bu bulgularımızı ispat etmektedir. Bu konuda hassas olduğumuz için çocuk cinayetlerini farklı bir suç olarak algısal bir yanılsama içine düşmekteyiz. Yeni suçlu profili olarak ise Kimlik oluşturma çabasında olan ergenlik çağı ile yetişkinlik çağı arasındaki kuşaklar tehlike altındadır. Bundan sonra gelecek patolojik kavramlar içerisine toplumumuz içerisindeki eğitimin biraz daha artması ve bireysel zekanın gelişmesinin yoğunlaşmasıyla birlikte seri cinayetlerde görülmeye başlayacaktır.

Yani gelişmiş ülkelerin geçirmiş olduğu ateşli hastalıkları Türkiye yeni geçirmektedir. Bu konu bizim yabancı olduğumuz bir rahatsızlıktır. Bu yeni haritalarda çözüm yolları karmaşık ve güçtür. Bu nedenle bu konu için gelişmiş ülkelerden destek alınması şarttır. İvedi olarak konu masaya yatırılıp ilgili bakanlıklar tarafından gelişmiş ülkelerden konuların uzmanlarının getirilerek Toplumsal gelişmemizi de aksatmayacak şekilde çalışmalar akademik ve toplumsal düzeyde başlatılmalıdır.

Örnek verecek olursak gelişmiş ülkelerde eğitimde aşırı özgürlükçü anlayışlar yerini daha disiplinli ve kuralcı anlayışların oturtulmasıyla son bulmuştur. Oxford, Stanford gibi üniversitelerden tutun da Dünya düzeyinde isim yapmış kolejlere kadar durum bu şekildedir. Artık bu tür aşırı özgürlükler engellenmeye başladığında her şeye burnunu sokan medyaya da bu işin uzmanı olan akademisyenleri kullanarak bir dur deme zamanı gelmiş de geçmektedir.

 
Toplam blog
: 6
: 487
Kayıt tarihi
: 25.12.06
 
 

1974 tarihinde Kütahya'da doğdum. Evli ve 3 cocuk babasıyım. Şu anda da özel bir şirkette idari p..