Çocuk cinayetleri ve idam cezası

Uzun zamandan beri kadına yönelik şiddet olaylarında her geçen artış gözlenirken, son zamanlarda kadına uygulanan şiddetin evden cadde ve sokaklara taşınarak infazlarla sonuçlandığı görülmektedir.  

Sokak ortasında sıklıkla gerçekleşen kadın infazlarına son günlerde çocuklara yönelik tüyler ürperten cinayetler eklenince şiddet tekrar ülke gündemine yerleşmiş oldu.  

Kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve cinayetleri önlemek amacıyla toplumun farklı kesimlerinde değişik çözüm önerileri sunulmaktadır. Çözüm önerileri arasında ölüm cezası yani idamın tekrar getirilmesi ve toplumsal tepki düzeyine bağlı olarak uygulanması önerisi üzerinde en fazla tartışılan konu oldu.  

İdamı savunanların büyük çoğunluğu defalarca suç işlemiş insanların ıslah edilerek topluma kazandırılamayacağını ve bunları ortadan kaldırmanın en etkili ceza yöntemi olduğunu ileri sürmektedirler. İdamın uygulandığı ülkelerde cezanın suç oluşumu üzerinde caydırıcı etkisinin olmadığı ve suçların aynı düzeyde devam ettiğini ileri süren bir başka kesim ise cezaların ağırlaştırılabileceği ancak, idam cezasının çözüm olmayacağını savunmaktadırlar. Yaşam hakkının kutsal olduğunu ileri sürenler, ceza uygulayıcılarının da suçluyla aynı suçu işlemiş olacağını ifade etmektedirler. Ölüm cezasının suçluyu ortadan kaldırarak cezanın çekilebilme sürecini ortadan kaldırabileceği konuyla ilgili ortaya atılan bir diğer görüş. Ölüm cezası ile ilgili hukuki yönden ortaya atılan birçok görüşü burada sıralamak mümkün.  

Suçluya uygulanacak cezanın uygulanma şekli ve yöntemi hakkında çok farklı görüşler dile getirtebilir ve tartışılabilir. Ancak, dünya örnekleri idam cezasının bile cinayet, tecavüz vb gibi ağır suçların meydana gelmesini engelleyemediğini göstermekte bu da çözüm olarak idam cezası dışındaki olası seçeneklerin tartışılmasını zorunlu hale getirmektedir. Ayrıca, teknolojik araçların hayatın her alanında kullanılabildiği halde insanın yanılma ihtimali halen geçerliliğini koruması ise idam cezası uygulamasına karşı duyulan endişeleri artırmaktadır.  

Şiddet davranışlarının uygun koşullar bulduğunda kuşaktan kuşağa geçiş gösteren bir olgu olduğu göz önüne alındığında ceza uygulama biçimi yerine suç oluşumlarının nedenlerinin tartışılarak çözüm üretilmesi daha yararlı olacaktır.