Çocuk gelinin intihar mektubu! Seher Yıldız

Sandığın üzerinde duran bez bebeği sen hediye etmiştin abla. Ben yanında olamasam da, o hep yanında olacak, seni koruyacak demiştin. Evet, hep yanımda oldu fakat hiç korumadı. Sabahı olmaz gecelerimde dile gelse, bırak o kızı diye bağırsa, o adam korkup bırakmaz mıydı beni abla. Ben gidince bebeğimi bu evde bırakma. Evine götür, belki kokum geçer diye dün gece ona sarılıp yattım. Adını Seher koy istersen, onu benim yerime koy...Koyabilirsen...

Yatağımın ayak ucundaki gümüş kaplama boy aynasını sen hediye etmiştin abi. Ben o aynada hiç kendimi göremedim. Güneşin beni teselli etmek için odama dolduğu her sabah, uzun uzun baktım aynaya, göremedim abi...Gördüğüm tek şey; içinden ruhu zorla sökülüp alınmış küçük bir kız bedeniydi, sadece eti kullanılan, toprak olmaya hazır küçük bir kız bedeni. Aynadaki ben değildim abi. Ben babamızın evindeki aynalarda kaldım. Ben gidince bi bak abi...Görebilirsen...

Çekmecelerdeki patikleri, hırkaları, kazakları sen örmüştün anne. Hepsinde kokun vardı. Cehennem gecelerin şafağında, o adamın soğuttuğu bedenimi ısıtsınlar diye, o adamın kokusunu öldürsünler diye sen kokan giysileri giydim. Isındı anne... Elim, ayağım, yüzüm ısındı... Yüreğim buz, hayallerim donuk, baharlarım kış kıyamet gibi. Bak şimdi incecik bir ipteyim, bedenim soğuk, ben gitmeden sarıl istersen. Isıt anne...Isıtabilirsen...

Beni evinden yolcu ederken, gelinliğimin üstünden belime kırmızı bir kuşak bağlamıştın baba. Hatırlar mısın, her kurban bayramında aynısını, keseceğimiz kurbanlık koçların boynuzlarına bağlardık. İki gün öyle gezerlerdi. Kuşağı keşke gözlerime bağlayıp beni de onlar gibi kesseydin baba, bir kere ölür, daha az acı çekerdim. Tebessümle yatardım bıçağının altına. Ama olmadı... Ben her gece sessiz çığlıklarımla o adamın altına yattım baba. Bak gelinliğim üstümde, kuşak belimde. Hadi tut ellerimi götür beni evimize... Götürebilirsen...***

Baba Saffet Bey titreyen elleriyle mektubu savcıya uzattı. Bu sırada küçük Seher'in cesedi iple asılı olan tavandan aşağıya indirildi. Üzerinde gelinliği, belinde kırmızı kuşağı vardı. Minik ellerinin parmaklarında 37 gün önceki kına gecesinden kalma kınaları hala duruyordu.

Saffet Bey küçük kızının cesedini teslim alıp evine götürdü. Seher 37 gün önce gelinliğiyle çıktığı baba evine yine gelinliğiyle döndü. Ailenin aldığı kararla defin işleminin bir gün sonra yapılmasına karar verildi. Saffet Bey kızının son gecesini kendi yatağında kendi evinde geçirmesini istiyordu. O gittikten sonra hiç açılmayan odasına, yatağına yatırıldı Seher. 37 gün dayanabildiği azabın ardından minik bedeni o geceyi rahat geçirdi. Bir yanına Saffet Bey, bir yanına annesi Gül Hanım uzandı. Zaman dursun istediler, aya yalvardılar sakın batma, güneşe yakardılar sakın doğma... Ama nafile...Seher'in her gece doğsun artık diye dua ettiği güneş, kadife bir el misali, ışığını ve ısısını son kez gezdirmeye başlamıştı Seher'in soğuk yüzünde...

Öğlen vakti Seher son yolculuğuna uğurlandı. Üzerinde kefen niyetine gelinliğiyle, ve gözlerine bağlanmış kırmızı kuşağıyla.

Kısa bir süre sonra savcı soruşturmasını tamamladı. Hakim karşısına çıkan Seher'in imam nikahlı kocası 53 yaşındaki Suat Bey ve 38 yaşındaki babası Saffet Bey hapis cezasına çarptırıldılar.

Hakim dava dosyasını sekretere uzattı. Dava bitmiş ve dosyanın kaldırılma zamanı gelmişti. Sekreter dosyanın ön sayfasını açtı ve;

Adı:Seher

Soyadı:Yıldız

Yaşı:13

Ölüm nedeni:Kendini asarak İntihar.

Dosyayı kapattı.

Sekreterin dosyayı arşive kaldırdığı dakikalarda, adliye binasından yaklaşık üç km. uzaklıkta ki bir okulda müdür bey, yani ben iki sayfalık bir evrağı imzalıyordum.

Kimden:Cumhuriyet İlköğretim Okulu.

Kime:İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne

Konu:Okulumuz 8.Sınıf öğrencilerinden Seher YILDIZ'ın vefat etmesinden dolayı okulumuzdan kaydı silinmiş olup gerekli bilgiler ek'te sunulmuştur.

Türkiye'de mevcut çocuk gelinlerin sayısı 180.000’i aşmış durumdadır. Ayrıca 18 yaşından küçük kızını evlendirmek için mahkemeye dava açan ailelerin sayısında bir önceki yıla göre yüzde 94,2  artış olduğu belirlenmiştir.

Saygı ve Sevgi ile...16 Ocak 2016-Denizli / Özkan SARI