Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '15

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Çocuk İşte / İzlenimler

Çocuk İşte / İzlenimler
 

Resim alıntıdır


"Gıpreşme Ramızan, burda kal!" dedi annesi koridorun diğer tarafına giderken. Kalktığı koltuğun yanında kendinden daha genç bir kadın oturuyordu. Kucağında 3 yaşlarında bir çocuk vardı. Ramazan gitti, o çocuğun kolunu ısırdı. "Yapma Ramızan!" dedi genç kadın. Ramazan kadına dirsek attı. Annesi karışmasa küçük çocuk bağıra bağıra ağlamayacaktı. Kadın çocuğunun kulağına, "baban gelince ona şikayet et, tamam mı? " dedi. Çocuk daha yüksek sesle ağlamaya başladı.

Ramazan, hastalara sıra numarası veren makinenin başına geçti, üzerine  "Bugün sıra doldu, artık verilmeyecek!" yazılıp şeffaf naylonla kaplanmış bir dosya kağıdı yapıştırılmıştı. Ramazan, kağıdın altındaki düğmeyi keşfetti, düğmeye bastıkça küçük numaralı kağıtlar birbiri arkasına çıkıyor, çocuk onları büküp diğer çocuğa atıyordu. Duyulur bir sesle "Aman ne yaramaz çocuk! " dedim. Yanımda oturan genç kız bana baktı, o da bir şey söyleyecekti, birden vazgeçti.  

Ramazan, makinenin arkasındaki kablolara asıldı. Arkamdan kalın bir erkek sesi geldi. "Ramızan gel buraya!"  Yan tarafta oturan teyze epeydir cep telefonuyla konuşuyordu, ara verdi, "iraat dur, Ramızan, gıpreşme! " dedi. Ramazan ona  bir tekme salladı. Yere oturdu, haki renkli pantolonu ile yerleri paspasladı. Kalktı, umursamaz bir tavırla duvardaki radyatöre abanıp, üstüne çıkmaya çalıştı, içine kıvırdığı kağıtlardan birkaçını attı. Arkamdaki sırada, kolunu öndeki koltuğa dayayıp kafasını koyan beyaz saçlı adam tam uyuklamak üzereydi, çocuk koşarak geldi, adamın kafasına bir şaplak indirdi, "uyumaa burda !"  dedi gülerek. 

Adamın arkasında muayene için sıra bekleyen orta yaşlı, şişmanca bir polis amca oturuyordu, "şişşttt!" dedi. Ramazan onu da tınlamadı, üstelik gülerek dilini çıkardı .

Annesi geldi, doktoru sormaya gitmiş.Telefonla konuşan yaşlı kadın babaannesi imiş, şaplak yiyen adam da dedesi; dirsek atılan genç kadın yengesi imiş, diğer çocuk da tabi ki kuzeni. Salona üç koldan yayılmışlar, ayrı ayrı yer tutmuşlar.

Babaannenin yanına onun yaşında görünen başka bir kadın oturdu. Sohbet malum; yüksek sesle yanındaki kadına anlatıyor ama gözü de bizlerde babaannenin.

Ramazan çok terliyormuş, çok su içiyormuş. Çok şükür hiçbir şeyciği yokmuş. Tahlillerin hepsi temiz çıkmış. Teyzemin tek galesi; seneye anaokuluna başlayacakmış Ramazan, okulda koşturup terlerse, kendini koruyamaz hasta olurmuş. 

Yaşlı kadınların sohbeti sürerken Ramazan lacivert kazağının kolu yukarı sıvanmış şekilde koşarak  babaannesiyle konuşan yaşlı kadının yanına geldi:

" Bak, kan aldılar benden, hiç ağlamadım, hem hiç acımadı ki," dedi.

Bir gülümseme geldi yüzüme, yaptığı onca yaramazlığa rağmen bir sevimli göründü velet gözüme; 

 "Aferin sana, Ramazan! " dedim. Çocuk bu işte!

Afyonkarahisar'ın bir ilçesinden, 6 kişilik kafile  geceden yola çıkmışlar otobüsle, Ramazan'ın su gibi terlemesine çare bulmaya gelmişler Denizli'ye. 

Ramazan fırtına gibi maşallah, kıpır kıpır, eli dursa ayağı durmuyor... Diğer çocuk annesinin kucağında uyuyup kaldı, o hala oradan oraya koşturup duruyordu.

Eee, Ramazan terlemesin de ben mi terleyeyim?

 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..