Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '14

 
Kategori
Öykü
 

Çocuk kalabilseydik

Harman sonuydu. Herkeste bir koşuşma vardı. İşini tezden bitirip içeri taşınmaya uğraşan köylüler birbirleriyle yarışıyorlardı sanki. Öküz çetenleri durmadan gidip geliyordu köy yolunda. Çeten arabalarından akan samanlar yol boyu sarı çizgiler oluşturmuştu. Yağmurun ıslatıp, arabaların, motorlu taşıtların oyduğu toprak yol yer yer çukurlaşmıştı. Hangi çeten arabası olursa olsun, yolun her çukuruna vuruşunda ileri geri sallanıp durur gibi oluyordu. İşte o an sarı samanlar kimin çeteninden az, kimininkinden çok akıyordu.

Öküzler, köpüklü geviş getiren ağızlarıyla dolup boşalmasını bekliyorlardı çetenlerin. Boyunduruklarındaki artıp azalan ağırlıktan eylem anını çıkarıyorlardı. Diğer yandan, ölçek ölçek sayılıp doldurulan buğday çuvalları dik dik, yan yana sıralanıyordu harman yerinde.

Cabir öyle durdu, dalgın. Köyün harman yerine gerinerek bakındı. Çeten arabasının gölgeli serinliğinde kır, dor atlarını arabaya, dövene koşanları sevecenlikle izledi. Dalgınlığı çözülmüştü. “Bir günlük yaşama üç günlük yiyecek gerek.” diye usundan geçirdi .

Gölgelerde oturup yan gelinen günlerin bitmesine bir şey kalmamıştı. Çimen harmanın yerini karın aldığını, tüm ovayı beyaz örtünün kapladığını yakınına getirdi. Korkulu tipileri, ot, saman sorununu, hayvan bakımını; üç çocuğuyla genç karısının boğazını - kendini katmadan – acı acı yüreğinden geçirdi. Dedesini, babasını göçürmüş kerpiç duvarlı, toprak, düz bacalı evinin tandırında yakacağı tezeğin sayısını bir bir bulmaya çalıştı. Sonuçlandıramadı. Az değildi bir tezeğin ederi; bir ekmekten çoktu. “Ekmeksiz durulur ama, tezeksiz nerde!” diye vahlandı Cabir. Hele saçaklardan buzların asıldığı, tipinin korkulu estiği günde olası mı!

Birçok sorunun kafasında oluşturduğu düşüncelerle yerinden doğrulup çalışan, tığ savuran karısına baktı. Bakışlarını döven süren kızına, harmanı aktaran oğluna kaydırdı. Bakışları korkulu oldu sonra. Tipili günlerin, soğuk ayların içinde düşündü oğlunu. Çeten arabasının gölgesinde uyuyan bebeğini gerisin geri dönerek yeniden gördü. Çocuklarının geleceğine baktı. Her nedense, babasının kendisi gibi duyarlı olmadığını geçirdi kafasından. Yüreğinden soğuk soğuk suların aktığına kulak vererek döndü durdu düşünceler arasında. 

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..