Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Çocuk suistimalleri-1

Çocuk suistimalleri-1
 

Kör olmayı istediniz mi hiç? Ya da sağır olmayı. Derin ve aşılamaz bir sessizlikte tek başına kalmayı. Deli olmayı yürekten dilediniz mi? Aldığımız her sağlıklı nefes için şükretmemiz gerekirken, geri dönülemeyecek bir yolda ciddi bedensel ya da zihinsel özre sahip olmayı.

Şimdi bunlar da nereden çıktı demeyin. Pazartesi sabahı, İstanbul sisli ve soğuk, haftanın ilk iş günü. Keyifli hatta komik belki biraz da erotik bir şeyler yazsam belki daha keyifli olurdu. Keyifli olmayı bu sabah canım çekmiyor hiç. Günlerdir içimi kurcalayan, canımı acıtan, yüreğimi burkan bir konu hakkında dertleşmek istiyorum. Bu benim günlüğüm, öyle değil mi?

Sevgili günlük, son zamanlarda bir sızı var içimde. Yavaş yavaş büyüyor ve artık acımaya başladı. Tek başıma taşıyamadığım bir yük oldu, seninle paylaşmak istedim: Biraz acı olacak ama, etrafımızda çocular suistimale uğruyorken hem de olabilecek her şekilde, bizler biz sağlıklı yetişkinler onları görmüyorsak, duymuyorsak ya da ne kadar zor durumda kaldıklarını idrak edemiyorsak az önce yukarda saydığım bedensel ya da fiziksel özürlerden birine sahip olmuş sayılmaz mıyız?

Çocuklarından bizim kadar çok nefret eden başka bir toplum var mı ki? Hemen hemen hepimiz, belki de hergün sokaklarda, alışveriş merkezlerinde, orada burada ebeveynlerinden dayak yiyen küçük çocuklar görmüyor muyuz? En güvende olmaları gereken ana, baba kucağında şiddetle ve acıyla tanışmıyor mu ki bu çocuklar? Sudan sebeplerle minik bedenleri örselenmiyor mu? Sadece ana haber bültenlerine çıkıp, hayatlarının geri kalanını sağlıklı bireyler olarak geçirmelerine engel olacak yaralar aldıklarında mı içimiz sızlıyor? Ya da belki sızlamıyor.

Anne, baba, yakın ve uzak akraba ve hatta öğretmenlerinden dayak yemelerini normal! karşılamıyor muyuz. Biraz yaramazlık yaptığında çakıcaksın iki tane............Ya bizim istediğimiz gibi olacaklar ya da dayak!

Kim ne derse desin, çocuklarımızı elimize gelen her fırsatta ve mekanda dövüyoruz. Hiç aklımıza gelmiyor, alışveriş merkezinde herkesin içinde dayak yiyen hakarete maruz kalan çocuklar evde dört duvar arasında neler yaşar diye. Minik bedenler ve ruhlar nasıl acır, ne kadar çok yaralanır. Görmüyoruz, duymuyoruz, düşünmüyoruz.

 
Toplam blog
: 22
: 789
Kayıt tarihi
: 16.10.06
 
 

Bebekken çok sessiz olduğum için gerizekalı şüphesiyle doktora götürülmüşüm. Çizgi filmlerde bile ağ..