Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '12

 
Kategori
Eğitim
 

Çocuklar oyunlardan öğrenmek isterler

Çocuklar oyunlardan öğrenmek isterler
 

“Oyun” hakkında hepimizin farklı düşünceleri vardır. Kimimiz hayatı bir oyun gibi algılayarak yaşar, kimimiz ise oyunu gereksiz bir eylem olarak görür. Ancak oyun, göründüğünden, algıladığımızdan daha ciddi bir şeydir, çünkü kişi oyun aracılığıyla gelişir. Oyun bir anlamda kişiyi, çocuğu oluşturur.

Çocuklar oyunlardan öğrenmek isterler. Onlar, anlamak için, parçalara ayırmak, kırmak ve yeniden yapmak için can atarlar. Yaşamın her anını, dünyayı tanımak için bir fırsat olarak görürler.

Oyunları “oyunlar” olarak adlandırmak bizim hatamızdır. Çocuklar sadece oynamak istemezler. Onlar, her şeyin arkasında ne bulunduğunu ve her şeyin nasıl birbirine bağlı olduğunu, ellerinden geldiğince anlamak isterler. Oyun onlar için bir keşif sürecidir.

Oyun, çocuklar bizi rahat bıraksınlar ve kendi başlarına oynasınlar diye, onları boş vakitlerinde meşgul etmek üzere tasarlanmış bir şey olmamalıdır. Sadece aklı karışık yetişkinler, vakit geçirmek için oyun oynarlar ve bundan tatmin olurlar. Çocukların ise sadece vakit geçirmek gibi bir arzuları yoktur. Onlar için oyun, dünyayı tanımanın yoludur. Oyunlar sayesinde zihinsel, ruhsal ve sosyal olarak gelişirler.

Her çocuğun oynadığı “çocukça” oyunlar, her birinin gelecekte ne tür bir insan olacağını belirler. Dolayısıyla, çocukların ne tür oyunlar oynadığı önemlidir. Onlar için öyle oyunlar oluşturmak gerekir ki bu oyunlar sayesinde çocuklar, diğer çocuklar olmadan başaramayacaklarını ve hiçbir şey elde edemeyeceklerini anlasınlar. Buna imkân veren oyunlar onlara şunu öğretecektir: Yalnız başına olmak, güçsüz olmak demektir, yalnız başına başarmak zordur, ancak birlikte başarı sağlanır.

Bu bir takım oyunu gibidir: büyük bir rekabet vardır. Fakat bu birbirini ezen bir rekabet değildir. Bilakis, çocuğun herkesin diğer herkese bağlı olduğunu anlamasını sağlar. Böylece, yavaş yavaş, çocuklar bu tür örneklerle, topluma ne kadar ihtiyaçları olduğunu öğrenebilirler. Toplumun iyiliğine karşılık verdikleri takdirde, iyi bir toplumdan ne kadar faydalanabileceklerini anlayabilirler.

Oyunun, bir örnek teşkil etmesi gerekir. Böylece çocuk, ileri bir düzeye ulaşıp ulaşmadığını görebilir. Diğer bir deyişle, geçmişte takdir ettiği bir şey, bir sonraki evrede çocuk için önemsiz hale gelir çünkü artık daha yüksek nitelikte bir şey onun amacı haline gelmiştir. 

Çocuklara olayların özüne dair bir anlayış kazandırmak istiyorsak, onların ilgisini çeken olayların seviyesine inmeye çalışmalıyız. Peki, bunu nasıl yapabiliriz? Onlara yaşamı kendi oyunları aracılığıyla açıklayarak yapabiliriz.

Oyunları geliştirmek ustalık ister. Oyunda başarı özellikle herkesle birlikte olmalıdır, kendi başına değil. Oyunları geliştirmedeki ustalık da tam olarak bu noktada gerekir.

Birleşmek için, her takım bazı tavizler vermelidir. Yani oyunun en kritik anında, çocuk şöyle hissetmelidir: “Taviz vermeliyim, ama bunu yapmayı gerçekten istemiyorum. Fakat öte yandan, eğer bir parça vazgeçersem, diğerleriyle birlikte başaracağım!”

Çocuklar, oyunlar aracılığıyla birlikte başarıya ulaşmanın sevincini yaşadığı ve bu sevincin güzelliğini hissettiği zaman, yaşamlarının tüm alanlarında birlikte olmaya, birlikte paylaşmaya ve birlikte başarmaya öncelik verecektir.

 
Toplam blog
: 78
: 427
Kayıt tarihi
: 01.11.11
 
 

Yaşam yolculuğu hepimizi farklı duraklarda indiriyor. Bu duraklara varmak için çeşitli eğitimler ..