Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '16

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Çocuklarımızda Görgü ve Nezaket

Çocuklarımızda Görgü ve Nezaket
 

 Babası oğluna görgü kurallarını öğretiyordu : 
 
"Oğlum, bir eve gittik. Onları yemek yerken gördük, ilk sözümüz ne olmalı?
"Afiyet olsun" der oğlu. Baba:
"Peki neden bu söylenir?" deyince oğlu :
"Neden olacak, buyurun desinler diye." der.
 
Önce farkındalık diyerek söze başlamakta fayda var. Görgü ve nezaket kurallarının neden var olduklarını ve bize neler kazandırdıklarını kendimize sormakla başlayalım. Bu kuralların bize sağladığı kazançlardan en büyükleri ruhumuzu derinleştirmesi, kişiliğimizi geliştirmesi , kendimize ve başkalarına olan saygımızın artmasıdır. Eğer yaşamın uzun bir süreç olduğunu göz önünde bulundurursak görgü ve nezaket kurallarının bize bu süreçte kazanmamız gereken yaşam bilgeliğini sunabileceğini de rahatlıkla algılayabiliriz. Asıl önemli olan bu kuralları birer yaşam felsefesi haline getirebilmektir. Ama nerede, nasıl?
 
Aile, görgü ve nezaketin ilk durağı olarak bilinir. Toplum olarak kabul ettiğimiz gerçeklerden biri de  çocuğun anne babasının aynası olması durumudur. Kabul etmeliyiz ki bizler neysek çocuklarımız da büyüdüklerinde onlar oluyor. Her birimiz de zaten çocuklarımız bize benzediğinde sevinmez miyiz? Bu benzerliklere duygusal yanaşan ebeveynler ne yazık ki çocuklarına  doğru ve yanlış davranışları net olarak ifade edemeyen aileler oluyor. Bu durumda aile ortamındaki duygusal bağ bir takım kuralların ihlaliyle sonuçlanıyor. Örneğin oğlunun argo kelimeler kullanmasından hoşlanan ve bunu çeşitli jest ve mimiklerle destekleyen bir baba gelecek için oğluna kötü bir miras bıraktığının farkında değildir. İleriki yaşlarında çocuğunun “dili bozuk” diye etiketlenmesine neden olan bu babanın hatasını aile bireylerinden biri düzeltmeye çalışsa da tutarsızlık nedeniyle çocuk her zaman babasından yana olacaktır. Tutarlı olmak aile içinde çocuk eğitiminde görgü kurallarını verirken de büyük önem taşır. Öte yandan ailede görgü eğitimi sıklıkla “baskı ve ceza “ yöntemlerine başvurularak verilmeye çalışılır. Bu tür bir uygulama ile  öğretilmek istenen görgü  ve nezaket kuralları çocuk tarafından özümsenerek benimsenemez. Kurallar cezadan kaçmak amacıyla yerine getirilir. Cezadan kaçan çocuk sadece cezadan kurtulduğu için sevinir veya cezalandırılmış bir çocuk bir daha ceza almamak için yaptığı yanlışı tekrarlamaz. Asıl amacın toplum için ivedi olan görgü ve nezaket kurallarının kavranması olduğunun farkına bile varamadan büyür. Madalyonun diğer yüzünü çevirdiğimizde karşımıza bu kuralların çocuklara küçük yaşta verilmesini onaylamayan ailelerin yarattığı  “ İmparator Çocuklar “ çıkıyor. İmparator çocuklara her yerde rastlayabiliyoruz. İlk bakışta çoğu insana sevimli gelen ahkam kesen minikler büyüdüklerinde de bu hal ve tavırlarına devam ettiklerinde toplumsal düzene aykırı kişiler olarak karşımıza çıkıyorlar.  Bu çocuklar esasında ailelerin kendilerine tanıdıkları her imkanı ve rahatlığı aile dışındaki tüm sosyal topluluklarda ararlar. Okulda istediği olmayınca  bağırıp çağıran, arkadaşları onun istediği oyunu oynamayınca oyuna katılmayan, yemekte sevdiği yemeği göremeyince kaşık ve çatala dokunmayan çocuklar işte bu ailelerin eseri imparator çocuklardır. Ev ve aile ortamındaki imparatorlukları sosyal hayata ilk adımları olan okulda sekteye uğradığında yaşadıkları duygu çoğu zaman öfke, kavga ve mutsuzluğu doğurur. Ortaya çıkan öfke, kavga ve mutsuzluk genel düzeni bozar ve ne yazık ki “evdeki imparatorluk” toplumsal bir etiketlenmeye sebep oluyor. Ailenin bu tutumu çocuğun “ toplum görgüsünden eksik” olarak etiketlenmesine ve çoğu arkadaş gruplarında dışlanmasını beraberinde getiriyor. Küçük yaşlarda bu durumla karşı karşıya kalan çocuklar büyüyüp birer birey olduklarında bu sorunlar bitiyor sanmayın. Aksine büyüyüp daha karışık bir hal alıyor. Başarısız ve uyumsuz bireylerin 0-7 yaş yaşantıları başarısız ve uyumsuz olmalarının baş nedenidir. Toplumsal görgü kurallarını kendi içlerinde benimsemiş aileler bu eğitimi çocuklarına her durumu kullanarak verebilirler. Özellikle çocukların öğrenmelerinin büyük bir kısmının taklit yoluyla meydana geldiğini de hesaba katarsak kendi davranışlarıyla bile aile bireyleri çocuklarına bu kuralların birçoğunu benimsetebilir. Ailelerin görgü kurallarını öğretirken dikkat etmeleri gereken en büyük etken çocuğun yaşı ve gelişimidir. Çocuğun yaş ve gelişimine göre davranılarak kurallar verilmeye çalışılmalıdır. Çocuğun bireyselliğini hissetmeye ve kazanmaya başladığı dönem 2 yaş dönemidir. Bebeklikten çıktığı kabul edilen çocuğa iyi – kötü ve doğru-yanlış 2 yaşta eğitimi aile tarafından rahatlıkla verilebilir. Vicdan gelişimi için de önemli bir yaş olan 2 yaşta çocuklara bu eğitim verilirken çocuğun desteklenmesi ve aşağılanmaması gerekir. Baskıdan ve cezadan uzak durmak esastır. Vereceğimiz cezalardan ziyade gösterebileceğimiz örnekler bizi görgü kurallarını çocuklarımıza öğretmekte bir adım daha öteye götürebilir. Peki bizler çocuklarımıza görgü eğitimini ailede vermeye başlayabilirsek  nasıl bireyler yaratmayı başarmış olacağız? Tabiki;
 
Saygılı
 
Çevresinin ve kendinin farkında
 
Bilinçli
 
Duygu ve davranışlarını kontrol edebilen
 
Kendini ifade edebilen
 
Özgüveni yüksek
 
Yardımsever
 
Vicdan sahibi
 
Haklarını ve sınırlarını bilen
 
 
bireyler yetiştirmiş olacağız.
 
 
Görgü ve nezaket kurallarının bir diğer önemli kazanımı ise okullarda bolca karşılaştığımız ve çözümü çok da kolay olmayan akran zorbalığının önüne geçmekte taşıdığı önemli roldür. Son dönemde tüm ülkelerde epeyce ses getiren akran zorbalığı çoğunlukla bilinçli ve kasıtlı bir süreçtir ve bu süreçte kurban genellikle kendini savunamayacak durumdadır. Fiziksel olarak zayıftır ve kendini savunacak özgüvene sahip değildir. Mutsuz, kaygılı ve çekingen tavırları zorbalarca belirlenen kurbanlar zorbaların ilk hedefidir.
 
Kurban durumu genellikle ailenin aşırı derecede korumaya alarak büyüttüğü çocuklarda görülür. Anne –babaların kullandıkları saldırgan disiplin modelleri ve bedensel ceza yöntemi çocukların zorba davranışlar sergilemesindeki en büyük etkendir. Çocukluk dönemlerinde sıklıkla taklit ederek öğrenen çocuklar küçükken şiddete ve zorbalığa maruz kaldıklarında büyüyüp aynı şiddeti ve zorbalığı ne yazık ki akranlarına uyguluyor. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki çocuk doğumu itibariyle anne ya da bakım veren kişiyle etkileşim halindedir. Okul çağına gelmiş bir çocuğun yaşam alanı ve etkileşim çevresi bir anda genişler ve değişir. Anne-baba, bakım veren kişi ve çevredeki kişilerle olan ilişkilerin yerini akranlarla olan ilişkilerin bıraktığı bir dönem olan okul döneminde çocuklarımızın akranlarıyla olan ilişkilerini  belirleyen davranışların belirleyicisi olarak aile tarafından verilen görgü ve nezaket kurallarını gösterebiliriz. Ne yazık ki akran zorbalığının görünme yüzdesi her yıl artıyor. Bu artışa dur demek için ilk çözüm yolu çocuklarımıza görgü ve nezaket kurallarını öğretmekten geçiyor. Zorbalık eylemleri devamlı  bir hale geldiğinde, güçlerdeki dengesizlikler de kalıcı hale geliyor. Bu duruma maruz kalan kurban çocuklarda fiziksel ve zihinsel gelişim sürecinin bozulma riski de hayli yükseliyor. Eğer küçük yaşlarda akran zorbalığının önüne geçmezsek bu durum yaşam boyu sürebilecek bir duruma gelebilir. Çocuk  büyüyüp bir iş sahibi olduğunda da zorbalaşabilir ya da zorbalığa maruz kalabiliyor. Yani akran zorbalığı sadece okulda kalmıyor. Ömür boyu kişiyi takip eden bir süreç halini alıyor. Bu durum için söylenecek en doğru söz de şu oluyor. “ Ağaç yaşken eğilir.”
 
Gerekli görgü ve nezaket kuralları eğitimini almış çocukların yetişkin olduklarında toplumdaki yerleri her zaman farklı olacaktır. Çocuklarımızın fark yaratması ve topluma faydalı bireyler olabilmesi için ebeveynler olarak en büyük görevlerimizden biri de görgü ve nezaket kurallarını onlara benimsetebilmektir.  Unutmayalım ki ne kadar yaşadığımız değil nasıl yaşadığımız önemlidir. Kaliteli bir yaşamın özünde karşılıklı sevgi,saygı,görgü ve nezaket  olduğunu hiç unutmadan yaşayacağınız bir hayat, görgü ve nezaket dolu bir toplum ve yaşam dileğiyle…
 
 
Toplam blog
: 25
: 245
Kayıt tarihi
: 07.01.16
 
 

Hakkımda neler biliyorum, bir bilseniz... ..