Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '19

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Çocukluk Yaşantısının Etkisi

Merhaba sevgili okur, 
Bu haftaki yazımda çocukluk yaşantılarının bireye etkisine değinmek istiyorum.  İnsanlar doğumdan itibaren öğrenmeye ve yaşantılarını kaydetmeye başlarlar. Yaşantılar ne kadar olumluysa bireyin gelişimi de hem fiziksel hem de psikolojik olarak olumlu yönde olur. Maddi ve manevi ihtiyaçları karşılanan, sevgi ve ilgiyle büyütülmüş, gelişimi desteklenmiş çocukların yetişkinlikte de psikolojik olarak daha sağlıklı, hayatlarının sonraki yıllarında karşılaştıkları olumsuz yaşantılara karşı daha dayanıklı oldukları bilinmektedir.
 
İnsan beyninin olumsuz yaşantıları ve kaygı verici olayları, mutluluk verici olaylara göre daha çabuk algıladığı tespit edilmiştir. Bu sebeple olumsuz yaşantıların çokluğu ne kadarsa bilincimizde kapladığı yer ve o yaşantıların bizim üzerimizdeki etkisi de o kadar çoktur.  
 
Olumsuz yaşantılar ve çocukluk travmaları kişide derin yaralar açabilir. Beyin gelişiminin en hızlı olduğu dönem erken çocukluktur. Bu dönemde yaşanılan travmalar ile ihmal ve istismar gibi olumsuz yaşantıların dürtü kontrol bozukluğuna, gelişim geriliklerine hatta fiziksel gelişimin yavaşlamasına yol açabildiği bilinmektedir. Ayrıca kişilik yapısının oluşmasında da genetik faktörler kadar çevrenin de etkisi vardır. Erken yaşlarda olumsuz çevresel uyaranlara maruz kalan çocuklar kişilik gelişimlerinde de akranlarından geri kalabilmektedirler.
 
Konu ‘insan’ olunca ne ile ilgili olursa olsun bireysel farklılıkları unutmamak gerekir. Her olumsuz olay her bireyde aynı etkiye sebep olmaz. Kişilik yapısı itibariyle kimileri çok çabuk etkilenir ve bu etki uzun süreli olur, kimileri ise yaşadığı olumsuzluklarla daha kolay baş edebilir ve profesyonel yardım alma ihtiyacı duymaz. 
 
Olumsuz yaşantıların açtığı yaraları kapatmak için ise bireyin ulaşılabilir psikolojik desteğe ve en önemlisi güçlü bir sosyal çevreye sahip olması gerekmektedir. Olumsuz yaşantıların etkisinden kurtulmak için terapi elbette ki bir yoldur ancak kişinin kendisinin değerli ve sevildiğini hissettiği bir çevreye sahip olması olumsuz yaşantıların etkisinden kurtulmasında büyük bir rol oynamaktadır. Özellikle çocuk ve ergenler yaşadıkları olumsuz olaylarda kendilerini dinleyip anlamaya çalışan onlara güven veren ortamlarda belki de yabancı bir terapistle görüşmeye kıyasla daha huzurlu ve rahat hissedebilirler. 
 
Olumsuz yaşantılardan kaçmak çok da gerçekçi bir yaklaşım değildir. Yapılması gereken çocukluktan itibaren olumlu yaşantıları pekiştirmek, sevgi ortamını sağlamak, anlatmak ve anlaşılmaktır. 
 
Kendi çocukluğunuzda yaşadığınız olumsuzlukların şuan ki yaşamınıza etkisi olduğunu düşünüyorsanız destek almaktan çekinmemeli, kendi çocuğunuz için ise iyi bir dinleyici ve gözlemci olmalısınız.
 
Sevgiyle kalın…
 
 
Toplam blog
: 36
: 296
Kayıt tarihi
: 10.10.18
 
 

Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü mezunuyum. 2014 yılınd..