Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Mayıs '08

 
Kategori
Siyaset
 

Çok yaşa Kraliçem! Çok yaşa Kralım!

Çok yaşa Kraliçem! Çok yaşa Kralım!
 

Kraliçemiz geldi, yanında Kralımızla. Savaş gemileri kendilerine eşlik ederek. Ne güzel! Ne mutlu bize. Boğaz’dan geçerken izin bile almadı Savaş gemisi Kraliçenin. Oysa isteseydi seve seve verirdik. Gemiye bayrağımızı da çekmediler, çünkü savaş gemisiymiş.

Meclis’te frak giymeyeceğim diye adet buyuran Cumhurumuzun başı; Kraliçe’yi görünce ''şak'' diye frağını giydi. Olsun, ne çıkar! Saçlarını parlattı, yakasına Kraliçenin verdiği yıldızı taktı, tuhaf papyonunu taktı, arada kurdela takmış çocuklar gibi yakasına baktı, olsun ne çıkar?

Sömürgesini ziyarete geldi Kraliçe. Malum, sıcak gelişmeler var bölgede. İran vurulacak artık neredeyse kesin gibi. Sonra, bizde Genelkurmay başkanı değişecek. AKP kapatma davası var bir de. Kraliçemiz geldi, camileri gezdi sahi niye Kur’an dinledi? Yoksa bize ‘’Siz Ortadoğulusunuz ve Müslümansınız mı demek istedi?’’

Arabamıza ‘’ bebek var ‘’ yazısı asacağız Türkçe’ si yok. Çocuğumuza bebek kanalı seyrettireceğiz İngilizce masal anlatıyor televizyon'da zıplayan tavşanlar. Havaalanımızda ‘’ Atatürk Airport’’ yazıyor. Şehrin köprülerinin üzerinde ‘’Welcome to İstanbul’’ yazıyor. İkea’dan masa alacağız tam elli dilde açıklaması var, Türkçe yok. Siz hala Bağımsız olduğumuza inanıyor musunuz ?

Yedi senedir bir Başbakan var ülkemizde. İstanbul belediyesini yönetememiş bir Başbakan. Durup durup ‘’üç çocuk yapın en az ‘’ diyor. Bir de ‘’ türban’’ diyordu şimdi diyemiyor. Ne desin? canım. Başka bir şey bilmeyince insan ne desin? Bakın bunca yıldır tek bir şey yürürlüğe giriyor BU ÜLKEDE. Kapalı yerlerde sigara içmeme yasağı. Benim çalıştığım şirkette bir Türk şirketi. Bizde de yedi yıldır yönetim toplantılarından tek bir karar uygulamaya kondu’’ yemekhanede sigara içilmemesi’’ Farklılaşma diyoruz, yatırım diyoruz, yenilik diyoruz ‘’ıııııııııhhhh’’ Ne tesadüf öyle değil mi?

Dış borç 450, iç borç 250 milyar dolar. Altınımızı Hollandalı çıkarıyor, Tütünümüzü İngiliz, Amerikalı satıyor. Buğday, şeker, pirinç artık bizim malımız değil. Güneydoğuda binlerce hektar toprağı kim? Niye? alıyor. Satılmadık bir tek piyango kaldı garibim. Öyle köşeden bakıyordu şimdi onu da satacaklar. Hani şu elli tane kuruluşa para kazandıran hiç masrafı olmayan piyango. Sizce biz hala bağımsız mıyız?

Gazetecilerin yıpranma tazminatını kaldıran, emeklilere vergi yükü getiren, 65 yaşından önce çalışanına para vermeyen, yüzlerce meslekten insanı rezil eden bir yönetim bizi mi yönetmektedir?

Umudumuz kim olmalı peki? Yaşı seksene gelmiş, otlarla ayakta duran Baykal’mı? Yoksa istifa edip sonra çaktırmadan gene geri dönen, genelde ne dediği anlaşılamayan Bahçeli mi? kenarda bekleyen çok sık Amerika’ya giden Mumcu mu? Kim kurtaracak vatanın bahtı kara kaderini ?

Bizim medya tuhaf tuhaf şeyler yazıyor. Sanalım istiyorlar ki Kraliçe turistik ezgiye geldi, Kaplıcalara geldi. Biz biliyoruz artık, merak etmeyin. Sömürgesini ziyarete geldi. Yazık! Ne yazık!

Uğrunda ölmüş milyonlarca evladı olmasa şu Vatanın! Dört bir cihanı titretmeseydi eğer korkudan zamanında. Hala evlatlarımız ölmese tek tek. Vallahi ben de dert etmeyeceğim. Ama gel gör ki, öyle değil. Göründüğü gibi değil bu işler….

 
Toplam blog
: 187
: 1260
Kayıt tarihi
: 02.10.06
 
 

İyiye ve güzele götürmeliyiz Dünyayı. Sürekli daha çok kazanmak, daha yukarıdan bakmaya çalışmak,..