Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '09

 
Kategori
Geri Dönüşüm
 

Çöpe atmadan önce düşünün

Çöpe atmadan önce düşünün
 

Sonunda yaz geldi. Yazla birlikte dağın, denizin tadını çıkarma sevdası sardı insanları. Kimi yaylalara, kimi deniz kıyılarına koştu, ya da koşacak serinlemek için. Tabii bol bol da içecek tüketecek aynı nedenle.

Aslında her mevsim isyan ettiğim, ama yaz gelince isyanımın doruklara çıktığı bir durumdan söz edeceğim sizlere. Sanıyorum anladınız, geri dönüşebilen atıkları kastediyorum.

Antalya - Kemer arasında yolculuk yapıyorsanız, yol kenarlarına atılmış pet şişeleri, aluminyum içecek kutularını ve iki kez ayıpladığım cam bira şişelerini görebilirsiniz. Bu atıklar bazen öyle boyutlara ulaşıyor ki, bir anlamda garibanlar için sektör oluşturuyor. Sırtına eski püskü bir çuval alan, yol kenarındaki atıkları topluyor kızgın güneş altında.

Aynı durum şehir içinde daha da acınası bir tablo olarak gözlenebilir. Belediyenin bu konuda gösterdiği çabalara destek olanlar devede kulak kadar azınlıktalar ne yazık ki. Site önlerine konan cam atık üniteleri ve diğer katı atık üniteleri, çöp konteynerlerine kadar yürümeye üşenip, evindeki her türlü çöpü bu ünitelere atan duyarsız insanlar yüzünden kaldırıldı. Siz olsanız isyan etmez misiniz bu duruma?

Birgün bizim sitedeki konteynere elindeki tertemiz, en büyük boy kolileri katlayıp katlayıp atan bir adama rastladım. Yaptığının yanlışlığını anlatmak istedim. Tepkisi ne oldu, biliyor musunuz? Çöpün yanına koyarsa daha çirkin bir manzara olurmuş. Oysa sabah erkenden koysa, yarım saat geçmeden topluyorlar. Sokaktaki toplayıcılar topluyor tabii. Ayrıca belediye usanmadan haftada iki gün dolaşıp topluyor, ama aldıran kim...

Hele şu 5 litrelik tertemiz su damacanalarını çöpe atmıyorlar mı, sinirden ne yapacağımı bilemiyorum. Bir plastik şişe doğada 3000 yıl kalıyormuş. Eğer geri dönüşüm için 1 ton plastik şişe kullanılırsa 14 bin KWsalik bir enerji tasarrufu yapılıyormuş.

20 yılı aşkındır bir tane; pet şişe, deterjan kutusu, şampuan şişesi, yoğurt kabı, koli, cam şişe, yumurta viyolü, yağ tenekesi, mukavva kutu ya da ambalaj, hele ki gazete atmamışımdır çöpe. Pet şişe kapaklarının en yüksek fiyatla geri alınan atıklar olduğunu hiç duydunuz mu sahi? Ben duydum. Hem de kimden, biliyor musunuz? Sadece bunları toplayarak kızını okutan bir atık toplayıcı babadan. Başka bir atık toplayıcı baba da, bizim sitenin beton duvarları yenilenirken, sökülen duvar panellerini kırarak içindeki demirleri alıyordu. Bana dönüp ' Gördün mü yenge, ekmeği taştan çıkartmak bu işte ' demişti. Bunları söylerken iki küçük çocuğu kırık dökük kamyonetinin içinde neşeyle oynuyordu. Ona ' Aslında çocuklarının karnını doyurmakla kalmıyor, bizim çocuklarımızın geleceğini de kurtarıyorsun ' demek geçti içimden, diyemedim, yutkundum.

NTV'deki ' Yuva ' adlı belgeseli seyrettiniz mi, bilmiyorum. Dünyamız, yuvamız elimizden gidiyor(muş) Sadece 10 yılımız kaldığ söyleniyordu, dünyanın 90 ülkesinde gösterilen belgeselde. Bu gidişe neden olanlar da, bu gidişi durduracak olanlar da bizleriz, biz insanlar. Çocuklarımızı seviyorsak hemen, şimdi başlamalıyız bir şeyler yapmaya. Bir pet şişe kapağının bile çöpe atılmasına izin vermeyerek başlayabiliriz inanın.

Gene kendimden örnek vereceğim.( Megalomanca yazdığımı düşünmeyin asla.) Ben, marketime giderken bile bez torbamı götürürüm. Bir yılda bir naylon torba almışlığım yoktur marketimizden. Hergün gittiğime göre, yılda 365 naylon poşeti kullanmayı reddettiğimi göreceksiniz. 10 kişi reddetse 3650, 100 kişi reddetse 36.500 naylon torba eksik kullanılacak demektir. Bu sayıyı 365.000' lere, 3.650.000' lere çıkarmak hepimizin elinde.

Bu konuda iki örnek yazmak istiyorum sizlere. Tanıdık bir kuyumcu, Hollandalılar'ın plastik kaynaklı mücevher kutularını almayı reddettiklerini söyledi. Kendisi de merak edip sorunca, bu kutuların doğada kaybolmadığını söylemişler. O günden sonra minik süslü kumaş torbalarda satış yaptığını da aktardı kuyumcu dostumuz.

Diğer örnek ise Antalya'nın bir köyünde, büyük, bahçeli bir evde yaşayan Alman arkadaşıma ait. Katı atıklar bir yana, bitkisel atıkları da toprağa gömerek, bahçelerinde yetiştirdikleri sebzelerde gübre olarak kullanıyor ve olağanüstü lezzetlerde ürünler yetiştiriyorlar.

Durumun ne kadar ciddi olduğunu medyadan aldığım bilgilerle aktaracağım. Unutmayın, yaşayabileceğimiz başka bir dünya yok...

Türk halkı çöpe servet atıyor. Ayrıştırma işlemini kaynağında gerçekleştirmede sınıfta kalan Türkiye, her yıl 1 milyar 100 milyon liralık kaynaktan vazgeçiyor.
Yalnızca İstanbul`da bir yılda tüketilen 450 bin ton kağıt geri kazanılsa, Türkiye`de yılda 38 kilometrekarelik ağaçlık alan korunabilir.
Yüzde 100 geri dönüşümlü kağıttan üretilmiş bir ton kağıt 400 kilovatsaat enerji, yaklaşık 26, 5 metreküp su tasarrufu anlamına geliyor.
Günlük 5 milyon TL değerinde kağıt/karton, metal, cam, plastik, tekstil ve ahşap gibi atık üreten Türkiye, bunun sadece 2 milyon TL`lik kısmını `çöpten geçimini sağlayanlar` sayesinde ekonomiye kazandırıyor.
ÇEVKO"nun geçen yıl geri kazandırdığı ambalaj atığı miktarı 375 bin ton oldu. Vakıf, 2005-2007 döneminde 228 bin ton cam, 88 bin ton metal, 220 bin ton plastik, 275 bin ton kağıt karton ve 240 bin ton kompozit ambalaj atığı geri kazandırıldı. Üç yılda 835 bin tonluk geri kazanım elde edilirken, bunun ekonomiye katkısı ise 175 milyon YTL oldu.

 
Toplam blog
: 261
: 2212
Kayıt tarihi
: 23.07.07
 
 

1954 Antalya doğumlu ve Antalyalı'yım. Ülkemin ve özellikle bu şehrin sevdalısıyım. Sanatın pek çok ..