Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '22

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Çöpü Bana At

Çöpü Bana At, bu yazıyı hatırlayan var mı? Bir dönem  caddelere, sokaklara konulan çöp tenekelerinin üzerinde yazardı. O zamanlar dalga geçmiştim, sanki insanlar çöpü nereye atacaklarını bilmiyorlar, hatta arkadaşlarla aramızda espri konusu olmuştu.
Oysa şimdi bu yazının ne kadar gerekli olduğunu düşünür oldum. Hatta her yere yazılmalı. Neden mi?


Yaz geliyor da ondan, hoş kışında yapıyoruz yapacağımızı. Havalar güzel gitmeye başladı piknik sezonu, deniz sezonu, dağ sezonu açılacak, pandemi de yok. Lafı dolandırmadan ne anlatmaya çalışıyorum sanırım az çok anladınız.


Yürüdüğüm yollara bakıyorum, çöp içinde, nefes almak için gittiğimiz parklar çöp içinde. Piknik alanları, sahil kenarları, dağ yolları çöp içinde. Ne midem kaldırıyor ne de göz zevkim. Bunu neden yapıyoruz? Kendi evlerimizde domestik, temizlik kumkumasıymış gibi davranıp doğamızı kirletmek için yarışıyoruz adeta. Tek elle araba kullanıp müziği son ses açıp diğer elindeki içecek çöpünü neden camdan fırlatır insan. Arabası temiz kalsın diye mi? Peki arabanın temiz kalmasını istiyorsan bir çöp poşeti yap ona at olmaz mı? Dağ yolları alkol şişeleri ile dolu içen içtiği yerde bırakmıyor az uzağa fırlatıyor. Neden? Çöp olduysa,  ondan uzak olsun maksat. İhtimalle atılan şişe kırılıyor, ya bir haycanın patisine batıyor ya da bir arabanın tekerine, kirliliği de işin cabası. Gidiyorsun piknik alanına Her yer tertemiz ohh mis orman havası içine çekiyorsun. Oyunlar oynanıyor, salıncaklar, mangallar derken yiyip içmekten bitap düşüyorsun. Gitme vakti gelince hemen oturmak için getirdiğin kılımı, yemek yemek için serdiğin örtüyü silkeleyip arabana atıp kaçıyorsun. Neden? Pisliğinde boğulmamak için mi? Poşetler, içecek petleri, bardak, tabak, mangal pisliği vs.
Sen temiz misin bir sor kendine?
Sen temizlik imanın yarısıdır diyen bir dine mensup musun?

Üniversite gençliğinin yoğun olduğu bir mahallede oturuyorum ama bu hal eğitimin o seviyesiyle de olmuyormuş bunu anladım. Sokaklar ve parklar, poşet, şişe, evsel, atık ve plastiklerle dolu. Çekirdek, çerez tarzı çöpleri saymıyorum bile. Doğa onları bir şekilde egale edebilir. Ama sigara izmariti, plastik, poşet, şişe vs en azının 100 senesi var doğanın onu dönüştüre bilmesi için.

Geçen sene Marmaris yangın bölgesine gittiğimde dünya tatlısı bir beyle tanıştım. Özcan Köylübay deklare ediyorum lütfen sosyal medya sayfalarını inceleyin (ki kendisinin izni var). Vatan sevdalısı, Marmaris sevdalısı bir adam. Atmışlarında bir delikanlı Özcan bey, Allah nazardan saklasın Marmaris de ve dahi gezdiği her yerde yanında mutlaka çöp poşetleri bulunduruyor. Neden mi? İnsan olmaya çalışan mahlukatın çöplerini temizlemeye çabalıyor da ondan. Medya sayfalarına bir göz atın bakın neler yapmış. Ayak üstü yaptığımız sohpette gördüğü manzaraları anlattı ki biz o manzaralara yabancı değiliz. Arabalardan yol kenarlarına atılan petlerle içki şişeleriyle, çocuk bezleriyle yığınlar yapılmış, fotoğraflar çekilmiş.Bir metrelik alandan 15 torba çöp topladım Naz hanım diyor. Gerisini siz hesaplayın. Nefes almak için gittiğimiz yerlerde sadece uzaktaki manzaraya odaklanıp etrafımızda ki çöpleri görmezden gelmiyor Özcan bey. Gözleri dolarak anlatıyor. Şu güzelim Vatanı, bu cennet doğayı daha nasıl güzelleştir bilirim diye canla başla çöp topluyor. Allah ondan ebeden razı olsun inşallah, amin.
Maddi bir kazancı mi var yoksa diye düşünmeyin sakın aksine çöp poşetlerine verdiği parayla bir ev rahat alınır ama onun derdi bu değil. Onun insan gibi bir yüreği var, Vatan sevdalısı.
Bir önceki yazımda sormuştum:  Vatanını seviyor musun? Vatanın için ne yapıyorsun?
Elini taşın altına sokup var mısın çöp temizlemeye?
Peki, herkesin kendi çöpüne sahip çıkması nasıl olur?
Doğamızı, yaşam alanlarımızı, nefes aldığımız manzaraları çöplerden, pisliklerden arındırsak nasıl olur?
Sahi sevgi neydi? Sevmek nasıl bir eylemi? İki dudağımızın arasından fütursuzca söylen bir cümle mi sadece?
Sevgi emekti, tıpkı Özcan beyin yaptığı gibi koşulsuzca hiçbir maddi, manevi beklenti olmadan korumak, gözetmek, sahip çıkmaktı.Bu Vatan bizim, taşı, toprağı, çiçeği, böceği, kurdu , kuşu, deresi, denizi, yeri, göğü bizim kıymetlimiz, en değerlimiz, nimetimiz.Anamiz,Anadolumuz, cennetimiz, her zerresiyle karnımızın doyduğu yer, rızkımızı kazandığımız, evlenip çoğaldığımız, çoluğa çocuğa miras bıraktığımız, evimiz, yurdumuz, damarlarımızda ki asil kanın kaynağı. Daha ne diyim ya. Peki var mısınız bu yaz çöplerimize sahip çıkmaya? Herkes kendi çöpünü toplasa mesele kalmayacak. Herkes elindeki aburcur poşetini çöp torbası yapıp işi bitince onu bir çöp konteynra atmaya. Ve daha yüce gönüllü olup sağda solda birikmiş atıkları toplamaya var mısınız mesela? Bunu hayal etmek bile içimiz açılarak baktığımız o doğa manzaraları kadar Güzel. Ve bunun gerçek olması bir hayal değil.
Ben biraz duygusal bir insanım, resmi verilerle filan konuşmayı pek sevmiyorum. Gördüğümü, hissettiğimi öyle dimduk içimden geldiği gibi yazıyorum. Yapmayin beyler bayanlar, yapmayın, yapanı usulünce uyarın, dalaşmadan, kırmadan. Bu Vatan bizim ve biz bu Vatanın evlatlarıyız. Çok şükür. Siz bu yazılanların hepsini biliyorsunuz da ben bir daha hatırlatmak istedim.
Not: Birde geri dönüşüm adına bazı ülkelerden  ithal edilen plastik atıklar ya da çöpler konusu var. Bu da ayrı bir yazıya kalacak şuan araştırma üzerindeydim. Ama masum bir konu değil o kadar söyliyim.
Tertemiz bir doğa için elele, sevgiyle kalın, çöpsüz kalın.

 
Toplam blog
: 48
: 175
Kayıt tarihi
: 19.08.13
 
 

Çok bildiğimden değil anlamak ve anlam kazanmak için yazıyorum, anlamlarla var olmak adına, herke..