Coruc Dabulyuu Buşt'un günlüğü-I

Sevgili günlük, sana herşeyi ama herşeyi tüm dürüstlüğümle yazacağım. Kimseden şeyim yok benim... Neydi ya o kelime? Üff, bak böyle kelimeyi bulamayınca kafamın üssü, pardon üstü karıncalanıyor. Bir koşu İran'a dalasım geliyor. Vilyıım!kalk gel sana bişey sorucam!
-Buyrun sayın başkanım!
-Yav insan hani sinirlenince ya da cesaretini belirtmek için bi sözcük kullanır ya. Neydi onun adı?
-Saygıdeğer başkanım, derhal FBI'ı arayayım en uygun sözcüğü bulsunlar.
-Vilyım'ım, kara şoparım benim! Gecenin saat ikisine ayaklandırıcan efbiayı felan şimdi?Bi koşu turanç ofise git, yengen orda Filipinli mültecilerle birdir bir oynuyordur, ona sor gel hadi.
-Efendim özür dilerim. Förrst leydimiz, saat 1.45'de onları Arizona'daki kömür madenlerine gönderdi.
-Niye? Gene neye bozuldu pazarcının kızı?
-Efendim, sanırım 14. mülteci düzgün eğilememiş, sayın leydimiz hafif tökezlemiş atlarken. Haliyle çok incinmiş efendim.
-Sakar tavuk bu ya, on kere söyledim. Birdir biri bunlarla oynama, iyi eğilen onca millet var diyom, dinlemiyor arkadaş. Neyse gidebilirsin sen Vilyım, ben başka bir sözcük düşünücem artık. Eveet, sevgili günlük bu gün neler yaptım? Tam olarak rakam veremem ama, Dünya'nın çeşitli ülkelerinden nankör insanlardan en az bir on milyon anama avradıma küfür yemişimdir. Bir o kadar da intizar. E, işin içine bir de karıştırdığım ülkelerde ölen insanların vebalini ekle bakıyım... Gör halimi işte sevgili günlük! Ben bu kafasız dünyayı nizama sokmak için o kadar yürek tüketeyim de, karşılığına bak. İşte süperlik böyle bişeydir, kolay sanıyorlar. Dışı seni, içi beni yakar arkadaş! Neymiş:Buşt'a göre ne var? Bir eli Asya'da, öbürü kutuplarda diye hasetlenirler. Ben istemez miydim şöyle mülayim, rutin bir hayat. Mesela bi postacı olaydım, ne biliyim elinde bir çanta dolusu ileti. O kapı senin bu kapı benim, oh! Dağıt mis gibi zarfları, akşam uğra marketine. Al üç beş paket cevizmiş, makarnaymış. Git karınla çocuğunla yaşa yav. Ama manyak kaderim, illahim kasap coruc olucan, pardon ya gene şaşırdım "don't stand up coruc" yazmış, ben neydeyim bilader?.. Aaa!bak günlük, yine bu manyak sağlık ekibim beyin dalgalarımın ayarını yapamadı galiba. Uyduruk, hiç anlamını bilmediğim sözcükler söylüyorum. Kovucam bu adileri, o olucak lan! Seviyom arrkadaş, var mı ötesi? Allaah! Vilyıım yetiş bre zındık, tiz elektro şok cihazına bağla beni! Ulan anam avradımolsun, yarın sağlık ekibinde bi dene adam bırakırsam, arkamdan teneke çalsınlar! Zebahın kör esselatında "zabahların şehzadesi" programının daimi seyircisi olayım... Taktın mı Vilyım?
-Taktım efendim, 3 dakika sonra normale döneceksiniz, sakin olun, geçti işte.
-Ah başım! Bunlar ne yapıyorlar Vilyım, başımı Çıfıt Çarşısı'na dönderdiler, niçin ayar tutturamıyorlar sence Vilyım?
-Efendim, lutfen üç dakika sabrediniz. Normale dönecek herşey.
-Sana inandım ben Vilyım, senle bi derdim yok inan. Bizim müzik arşivimizde "Tavıkları döndermişem/Hacıyı
da çarşıya göndermişem" adlı bir albüm var mı Vilyım?
-Hayır efendim, zannetmiyorum. İsterseniz aratayım bilgisayarda ama bilmediğimiz bir dil bu.
-He vallah kurban, ben diyeem bu neb'çim türküdür lo?
-(Eyvaah, Başkan elden gidiyor) CIZZZT! Acil çağrı, tüm sağlık birimlerine! dikkat, acil çağrı! Derhal sağlık ekibi bimbiyaz saraya!
-Lan Vilyık itiii! Ööyle hareket neyim yapma da hadise yapmıyım! Kimi çağırıyon la sen buraya? Teker teker gelin lan adileer! Biz adamı şişe takar, odun ateşinde çiftetelli oynadırık kara üzüm habbesi seniii! Vilyım dedik, tepemize çıktın dümbelek!
-Efendim lutfen, sayın başkanım lutfen çıkarmayın kabloları!
-Kablosunu yidirme lan bana sibop, ne bu alet edevat dolmuş her taraf?Delikanlıysan gel dışarı çıkalım, Allahın zebellahı senii! Gel dedim, kaçma!..
13. kanal muhabiri:
Beyaz saray'da gece yoğun trafik! Başkanlık sözcülüğünden gelecek açıklamayı merakla bekliyoruz sayın seyirciler! Başkan Buşt'un az sonra ofisin balkonuna çıkıp iyi olduğunu göstereceği belirtiliyor. Gelişmeleri canlı yayınla izlemeye devam ediyoruz, bizden ayrılmayın sevgili seyirciler!..