Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '11

 
Kategori
Güncel
 

Çukurca saldırısının hedefi sadece Türk Askeri mi ?

19 Ekim 2011 Çarşamba günü askerlerimize yönelik cereyan eden müessif hadiseler, ülkemizde büyük bir matem havası yarattı.

Saldırının olduğu günden itibaren milletimizin içinde bulunduğu infial vaziyeti, umarız ki yine milletimizin genlerinde var olan vakarına yenilecektir.

Bütün bunları belirttikten sonra esas üzerinde durmamız gerektiği konu ve mevzuu bahis olduğu üzere Çukurca Saldırısı’nın zamanlamasıdır.

Evvelce de belirttiğimiz üzere Diyarbakır Saldırısı’nın zamanlamasında olduğu gibi.

Hadiselere bu zaviyeden baktığımızda söz konusu taarruzun sadece basit bir PKK saldırısından ibaret olmadığı düşüncesine kapılmamız pekâlâ mümkündür.

Mevzuu biraz daha açtığımızda; var olan mevzuunun içinden çıkan PKK ile tam ateşkes ilan edileceği sırada otuz üç erin kurşuna dizilerek şehit edilmesi ve Yeni Anayasa çalışmaları için partilerin uzlaşmasına ramak kaldığı sırada cereyan eden Diyarbakır Taarruzu hemen kendisini gösterecektir.

Şimdi var olan Çukurca Saldırısını bunlardan bağımsız düşünmek, hadiselerin buna benzer daha birçok olayın mütemadiyen yinelenmesi neticesini verecektir.

Yeni düzenlenecek Yeni Anayasa’nın aslında bir çok yeni düzenlemeleri ve bu düzenlemelerle beraber var olan katı statüko düzenini sarsacağını da birlikte düşünmemiz gerekir.

Türkiye’nin daha çok demokratikleşmesinin aslında mevcut anti demokratik statüko düzeninden fayda temin edenleri epey bir rahatsız edeceği son derece aşikâr.

Bütün bunlar ortadayken ne zaman Anayasa konuşulsa bu türden müessif hadiseler maalesef ülkenin gerçek gündemini örtüp, aynı zamanda öteliyor.

Yani uzun lafın kısası; gerçek gündemi süpürgenin altına süpürüp, sanal gündemler yaratanlar, mevcut statüko düzeninin esas muhafızlarıdır.

Bundan Dolayıdır ki; Türkiye’nin Demokratikleşmesi ve buna ilaveten Yeni Anayasa Mevzuunu, PKK veya Kürt Sorunu’ndan bağımsız düşünmememiz gerekir.

 Bunlardan farklı olarak yabancı basından söz konusu saldırı ile alakalı yapılan yorumlarda ilgi çekici. Özellikle İngiliz Times’ın manşeti bakın ne diyor:

“Bu saldırılar Türkiye’nin Suriye ve İran ile ilişkilerini daha da gerginleştirebilir. Başbakan Recep Tayip Erdoğan PKK’nın yabancı güçlerin “taşeronu” olduğunu söylemişti. Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan Lehigh Üniversitesi’nden Türk-Kürt ilişkileri uzmanı Henri Barkey, Ankara’nın Suriye’de isyanların kanlı bir şekilde bastırılmasına gösterdiği sert tepki karşısında Suriye’de isyanların kanlı şekilde bastırılmasına gösterdiği tepki karşısında Suriye ve İran’ın PKK’yı cesaretlendirmiş olabileceğini” belirtiyor.

Bu ifadelerin aslında Türkiye’nin komşularıyla sıfır sorun politikasının kimleri rahatsız ettiğini aleni bir şekilde bizlere ifade ediyor.

Tüm bunlardan sonra aynı zamanda var olan terör hadiselerinin Türkiye’nin İran ile ilişkilerini geliştirmesini “Eksen Kayması” olarak değerlendirip rahatsız olanlara da bir fırsat kapısı “açtığı” bu ifadelerle açık bir şekilde görülüyor.

Bu itibarla saldırının hedefinin sadece Türk Askeri olmadığını, Yeni Anayasa ve Komşularla Sıfır Sorun Politikası’nın da bu hedefin menzili içinde olabileceğini çıplak bir şekilde görmekteyiz. Hadisenin bu boyutunu da gözden kaçırmamak gerektiği kanısındayım. Yanlış mı düşünüyorum?

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 204
: 673
Kayıt tarihi
: 07.02.08
 
 

Adım Harun ÖZYURT. 11 Şubat 1983 günü Almanya'nın Frankfurt şehrinde doğdum. 1986'da Türkiye'ye dönd..