Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '12

 
Kategori
Siyaset
 

Cuma Selâmlığı...

Cuma Selâmlığı...
 

Karikatür : Mehmet Tevlim, Didim


 

“Uğurun hayır ola, yaşın uzun ola, yolun açık ola, saltanatına mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var”

( Osmanlı Devleti zamanında, Cuma selamlığında padişahı bekleyen alkışçıların –şakşakçıların- tekerlemesi)

 

***

Gazeteciler, Cuma günleri Başbakan’ın hangi camiye gideceğini takip ediyor...

Başbakan da her defasında bir başka camiye gidiyor...

Halkımız da Başbakan’ın hangi camiye gittiğini merak ediyor... Hangi camiye gitmişse oraya doğru yönleniyorlar... Cuma günleri trafik bir başka oluyor..

Televizyonlar da çok önemli bir habermiş gibi bunu defalarca veriyorlar... Bunu haber yapabilmek için cami kapılarında nöbet tutuyorlar...

Artık haber programlarının klasiği oldu... Cumhurbaşkanının, Başbakanın ve Bakanların hangi camide namaz kıldıklarını televizyonlardan öğrenir olduk...

Dinsel vecibeleri yerine getirmek kişisel bir olaydır ve haber değeri yoktur... Üstelik bunun haber yapılması dinsel yönden de doğru olmasa gerek...

Bu anlayışlar, bizi yavaş yavaş Osmanlı Padişahlarının “Cuma Selamlığına götürüyor... Benzerliğe de dikkatinizi çekiyorum... İsterseniz

 “Cuma Selâmlığı”na doğru tarihsel bir gezi yapalım...

 

***

Osmanlı Devleti Padişahlarının,  her hafta Cuma Günleri değişik büyük camilere gidiş gelişlerinde yapılan etkinliklerin tümüne Cuma Selamlığı deniliyor... Hangi camiye gidileceği son ana kadar saklanıyor... Padişahı takip eden erkan, uygun bir yerde toplanıp, padişahın hangi camiye yönleneceğine göre hareket ediyor... Bu durum özellikle de Yavuz Sultan Selim’in halife olmasıyla daha önem kazandı... Padişahlar, 2. Abdülhamit’e kadar Cuma selamlığına atla katılıyorlardı... Cuma Selamlılığına, askeri, mülki, ilmiye sınıfı da katılıyor... Bu esnada oraya gelen orda bulan alkışçı – şakşakçı- grup yazımın başında belirttiğim tekerlemeyi söylüyorlardı...

 

***

Din ve ibadet kişiye özgüdür... İbadet gösteriş için yapılmaz.  Hele bu bir de siyasi gösteriye dönüştürülüyorsa, asıl tehlike o zaman başlıyor... Siyasilerin, bir koruma ordusuyla ve arkalarında da basın mensuplarını sürükleyerek, şehirlerin trafiklerini altüst etmeleri hem dinsel hem de toplumsal düzenimiz açısından doğru olmasa gerek...

Osmanlı Cuma Selamlığı’nın günümüzde de devam ettiğini söylemek abartı olmaz diye düşünüyorum...

Ne de olsa Yeni Osmanlı söylemleri seslendiriliyor...

Padişahımız mı eksik diyorsunuz...

Eh... ne diyelim yorum sizin...

***

E. Şahin, Didim

Karikatür : Mehmet Tevlim, Didim

 

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..