Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '12

 
Kategori
Spor
 

Cüneyt Çakır adalet duygusunu kaybettirdi.

İlk yarısına 8, ikinci yarısına 9 dakika eklenen 104 dakikalık bir Galatasaray-Fenerbahçe kaosu izledik. İki ekip arasında oynanması muhtemelen her türlü karşılaşmanın benzer sonuçları potansiyel olarak içinde barındırdığını söylemek gerekiyor.

Galatasaray kazandı, Fenerbahçe kaybetti.

103 yıllık rekabette bu iki takımdan birinin kazanması ve diğerinin kaybetmesi kadar doğal olan başka ne olabilir ki? Ne kaybedenin ne de kazananın bunu kendi içinde fazla abartmaması gerekiyor.

Bir kere iki takım da Türkiye’nin en iyi kadrosuna sahipler; geçen seneyi yarım puan farkla peş peşe bitirmeleri zaten bunun en önemli göstergesiydi ve kaldığı yerden de devam edecek gözüküyor.

Neden?

Çünkü her iki ekip de kadrolarını, teknik yönetimlerini, taktik yapılarını koruyarak, belli bir istikrar çizgisi üzerinde yürüyorlar.

İlginçtir her iki takımın da aksayan ve üstünlük taşıyan unsurları benzer özellikler taşıyor.

Galatasaray oyuna tam alanda baskı kurarak başladı. Bu Fatih Terim’in sezon boyunca uyguladığı tipik bir taktiksel kurguydu. 20 dakikalık ekstra baskı rakibi kendi sahasında hataya zorluyor ve bu arada bulunan gol de takımı rahatlatıyordu. Geçen sezon Galatasaray bu şekilde çok puan kazandı.

Ancak Fenerbahçe’nin bu baskıya sıradan bir takım gibi cevap verememiş olması çok ilginçti.

Bekir’in Volkan’a verdiği geri pasın kısa düşmesiyle büyük gol şansı yakalayan Galatasaray baskıyı arttırırsa Fenerbahçe defansına daha fazla hata yaptıracağına yönelik inançla doluyordu. Bu kritik hata bütün Fenerbahçe takımı üzerine sanki moral bozukluğu veriyordu.

Galatasaray’ın golü de böylesine büyük bir hata sonucu gelince Fenerbahçe için çok zor geçebilecek bir maç yeniden başlıyordu.

Ne zamana kadar? Sahneye Engin Baytar çıkana kadar!

Engin Baytar, bu derbinin stresini kaldırmazken Fenerbahçe’nin oyunu eşitlediği dakikalar arasında takımını da bozan, sabote eden oyuncu oluyordu.

Fatih Terim eğer bu oyuncuya kupa geldi diye taviz verirse önümüzdeki sezon başını en fazla ağrıtacak oyuncular arasında Engin gelir.

Engin Baytar’ın hakeme yaptığı fiili saldırının Taksim Meydanı’nda yapıldığı düşünün…

Hakeme sonra geleceğiz…

Fenerbahçe, Umut Bulut, Burak Yılmaz gibi oyuncuların çok sevdiği türden bir savunma anlayışıyla sahadaydı.

Defans topu çıkartırken kale çizgisine kadar iniyor; top karşı taraftayken de savunma orta alan çizgisine kadar çıkıyordu. Böyle olunca da ileriye atılan her top Umut’u gol pozisyonuna soktu. Bu maçta Burak oynasaydı Galatasaray başka goller de bulabilirdi.

Galatasaray defansı da çok fazla açık veriyor. Özellikle yeni transfer Dany sanki tam bir bomba.

Galatasaray’ın baskılı oyunu karşısında Fenerbahçe’nin yapacağı bir şey vardı. Sabırla top çevirmek ki bunu en iyi kendisi yapabilirdi. Oyunu dengelemek için rakibin ateşini söndürmek gerekiyordu. Bunu ancak ilk yarının son bölümlerinde yapmayı becerdiler ve gol de işte bu dakikada geldi.

Fenerbahçe’nin orta alanında çok önemli bir yaratıcılık eksikliği var. Aykut Kocaman bu bölgeyi sağlam tutmak istiyor ama Galatasaray gibi takımlar karşısında bu taktik olmuyor. Mehmet Topal Vasliu ve Galatasaray maçlarının günah geçişi oldu.

Yüksek düzeydeki karşılaşmalarda bu bölgeye yaratıcılık özelliği yüksek bir oyuncu koymayı deneyebilir. Ama Baroni-Mehmet Topal olmuyor, bu görüldü.

Kuyt yine takımın en iyisiydi. Sahanın her yerinde onu gördük. Açıkçası Engin Baytar’ın oyun yapısının ortaya çıkmasına da biraz Kuyt’ın futbolu etkili oldu diyebiliriz.

Oynadığı süre boyunca Krasic’in de etkili olabileceğinin sinyallerini aldık.

Caner…

Son dakikada yaptığı penaltı Caner’in geçen sezon ve son Vaslui karşılaşmasında neden olduğu hatalar zincirinden bir halkaydı sadece. Caner futbolu sadece ayaklarıyla oynamaya çalışıyor. Yetenekler zekâ kullanıldıkça gelişir. Akılını oyununa yansıtamayan futbolcular zaman içinde sıradanlaşırlar.

Geçen sene de kendisi için çok şey yazmıştım; yeni bir şey ekleyelim. Caner Erkin giderek takım oyununda kopuyor ve başka bir alemde oynuyor. Bu onu kadrodan da uzaklaştırabilir.

Cüneyt Çakır…

Açıkçası yıllardır beni hiç yanıltmayan bir hakem olarak düdük çalıyor. Avrupa’da ne yapıyor olduğuyla çok fazla ilgilenemiyorum, çünkü eğer bir hakem belli bir standartlar içinde maç yönetemiyorsa o zaman Avrupa başarısından söz etmenin bir anlamı kalmıyor.

Cüneyt Çakır, sahaya Avrupa Şampiyonası’nda görev almış olmanın gururu ve özgüveniyle çıktı. Bu onun sonu oldu.

ENGİN YANDI! 

Engin Baytar’ı daha ilk yarı bitmeden atabilmeliydi. Ama görmezden geldi. Futbolcuda gitti yakasına yapıştı. Zaten bu görüntü bile tek başına hakemin sahada ne yaptığının net ifadesiydi; hakemliğinin bittiği andı.

Yapılan bu hareketi asla onaylamıyorum hatta en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğine inanıyorum ama sahada birçok futbolcunun verdiği kararlar nedeniyle hakeme aynısını yapmak istediğini tahmin ediyorum.

Hakemler ve hakimler toplumun adalet dağıtıcılarıdır. Adalet en önemli güven duygusudur. O kaybolursa şiddet başlar.

Hakem sahada hakem gibi duramayınca oturup pozisyon pozisyon tartışmak da anlamlı olmuyor.

Cüneyt Çakır’a bir daha derbi maçı yönettirilmemelidir.

Galatasaray tribünlerinin her gol sonrasında yaptığı şey akıl tutulması gibiydi. Sahaya meşale atma devri hangi dönemde kaldı? Sanki Fenerbahçe’ye verilen 5 maçlık saha kapama cezasının aynısını kendileri için de talep eder bir anlayış içindeydiler. Anlamak mümkün değildir.

Bu kadar meşalenin stadyuma sokuluyor olması da bir güvenlik zafiyetidir.

6222 sayılı yasanın açık ihlalidir; ancak ters tarafından.

Yasa koyucu bu maddelerin sahaya atılması konusunda kesin ceza hükümleri koyuyor. Peki, bu maddelerin stadyuma sokulmasına göz yuman güvenlik güçleriyle ilgili düzenleme ne olacaktır?

Meşalenin sahaya atılmasından çok onların stadyuma sokulmasıdır en büyük şiddet.

Galatasaray bu maçı ve kupayı kazanacağını hissettirdi. Bu kaosun içinden galip gelmesini bildi. On kişi kaldığı dakikalarda dahi Fenerbahçe'den daha fazla oynuyormuş gibi sahada kaldılar. Bu bile tek başına kazanmak için yeterli oldu.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com 

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..