Cüneyt Çakır

UEFA'nın gözde hakemi Türkiyede özellikle tansiyonu yüksek maçlarda gösterdiği yönetimiyle resmen dökülmesine rağmen MHK tarafından ısrarla zorlu maçlara verilmeye devam ediliyor. Aslında Cüneyt Çakır'ın Uefa tarafından maçlara nasıl veriliyor anlamak için Barcelona'nın maçlarını izleemek yeterlidir. Evet Barcelona çok üst seviyede bir takım ama kabul etmek gerekir ki R.Madrid maçında Pepe'nin gördüğü kırmızı kartın ne kadar ağır olduğunu herkes kabul ediyor. Yani UEFA'nın görev verdiği hakemlerin çok iyi olmadığını anlıyoruz. Morinho'nun serzenişlerinde ne kadar haklı olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.

Gelelim Cüneyt Çakır'ın bu sene yönettiği maçlarda yağtıpı hatalara:

1-FenerBahçe-Beşiktaş 19/09/2010

Zapo’nun arkadan Niang’a yaptığı kontrolsüz hareket net sarı kartı da gerektiriyordu. Sadece uyarınca Fenerbahçeli oyuncular sinirlendi. Kale alanı içine ortalanan topa yetişme şansı zor olan Aurelio, ayağını kaldırarak Volkan’ın göğsüne vurdu. Sarı kart kesindi, yoruma göre kırmızı da çıkarılabilirdi. Ancak Çakır uyarı bile yapmadı.
Emre, Guti ile girdiği ikili mücadelede verilen faul kararına aşırı sinirlenerek el-kol hareketleri ile itiraz etti. Buna da kart göstermesi gerekirdi. Bağlantı hakem Tarık Ongun, Niang’a hatalı ofsayt bayrağı kaldırdı. Top Zapo’nun ayağından gelmişti.
Düdükten sonra topa vurduğu gerekçesi ile Bilica’ya çıkardığı sarı kartta haklıydı. Fenerbahçe’nin attığı golde Hakan Arıkan’ı yapılan herhangi bir müdahale yoktu. Hakan kontrolsüz çıkınca dengesini kaybetti. Gol nizamiydi. Emre’nin, İbrahim Üzülmez’e yaptığı faulü vermeyince pozisyonun devamında Üzülmez, Emre’yi arkadan çekti. Sadece faul verdi. Quaresma’ya yerden kayarak yaptığı faulde gösterdiği sarı kart ile bu pozisyona itiraz eden Beşiktaş oyuncularından İbrahim Üzülmez’e çıkardığı kartta haklıydı.
İkinci yarıda, Bağlantı devredeki gerginlik yoktu. Quaresma’ya arka arkaya yaptığı faullerden sonra Selçuk’a çıkardığı sarı kart doğruydu. Çakır, deneyimine rağmen oyuncuların birbirlerine ve hakemlere karşı olan agresif tavırlarını önlemekte çok zorlandı. Bu da maç planını doğru yapmamasından kaynaklandı.
Ceza alanına giren Bobo’ya, Volkan’ın ayağı ile yaptığı kontrolsüz harekete verdiği penaltı ve sarı kart doğruydu. Topun yönü, savunma oyuncularının konumu gereği bariz gol şansı yoktu. UEFA’da önemli maçlarda görev alan Çakır, faul ve kart uygulamalarındaki tutarsız kararları, otoritesini kabul ettirememesi ile zorlu karşılaşmadaki genel yönetiminde başarısızdı. Müsabakanın berabere bitmesi daha Bağlantı tartışılmasını engelledi.

2-Beşiktaş-Fenerbahçe 20/02/2011

Karşılaşma sert faullerle başladı. Çakır, hemen kartına başvurmadan oyuncuları uyarma tarzını seçti. Ancak daha 1. Bağlantı dolmadan Ekrem'in taç çizgisi kenarında Niang'a topsuz alanda yaptığı faul kartlıktı. Sadece uyardı. Dia'ya arkadan yaptığı faulde ise aynı oyuncuya sarıyı çıkardı. Aynı oyuncunun Niang'a yaptığı harekette kırmızı kartını kullansaydı, beraberlik golü olmazdı. Selçuk'un arkadan kayarak Quaresma'ya yaptığı faulde de uyarı ile yetindi.
Santos'a, Quaresma'ya yaptığı ikinci faulün devamında sarı kartını doğru kullandı. Taç çizgisi kenarında Lugano-Almeida mücadelesinde Lugano'nun kendisini atmasına aldandı. Bu pozisyonda itirazını abartan Quaresma'ya sarı kartını çıkararak otoritesinin kaybolmasına izin vermeyeceğini gösterdi.
Ceza alanı önünde Yobo'nun, Quaresma'ya tabanı ile yaptığı tehlikeli hareketi tespit edemedi. İlk devreyi hiç uzatmaması ilginçti. Dia ve Quaresma'nın sakatlandığı ile sarı kart gösterdiğinde geçen süreleri eklemesi gerekirdi.
İkinci devre goller, kartlar ve tartışmalı pozisyonlar vardı. Alex'in serbest vuruşunda ceza alanına ortaladığı topa vurmaya çalışan Lugano'yu, Ferrari güreşte görmeye alıştığımız şekilde iki eliyle sararak düşürdü. Net penaltıydı. Hemen ardından iki oyuncu arasında yaşanan pozisyonda Lugano arkadan Ferrari'ye yüklendi. Çakır faulü vermedi. Sinirlenen Ferarri eli ile Lugano'nun yüzüne vurdu. Top oyunda olduğu için ceza alanı içinde olan bu hareket penaltı ve kırmızı kartı gerektiriyordu.
Her iki takımın attığı gollerden sonra faul yorumlarında farklılık gösterdi. Sarı kartlı Gökhan Gönül'e ceza alanı önünde Simao'ya yaptığı faulden sonra ikinci sarıdan kırmızı kartını çıkarmalıydı. Aykut Kocaman, oyuncusunun atılacağını anlayınca değişikliğe gitti. Faul ve kartlarında standardı tutturamayan Cüneyt Çakır, maçın gidişatını etkileyen hatalı kararları ile karşılaşmanın önüne geçti.

3-Tranzonspor-G.Antepspor 01/05/2011

Deneyimli hakem Cüneyt Çakır, ceza alanı önündeki Dany-Burak ikili mücadelesini önce devam ettirdi. Daha sonra Çakır, Bağlantı hakemi Tarık Ongun’un uyarısı ile düdüğünü çalarak penaltı kararı verdi. Bariz Bağlantı şansını engellediği gerekçesi ile Dany’ye çıkardığı kırmızı kart maçın kırılma anıydı. Müdahale ceza alanı dışındaydı. Yardımcı hakem, Burak’ın düşüşüne aldandı. Hatalı bir karardı. İki takım arasındaki denge maç başında bozuldu. Çakır’ın bu pozisyonda yardımcı hakemine uymaması gerekirdi. İkinci devre başında Bağlantı yarıdaki penaltı pozisyonunun bir benzeri yaşandı. Glowacki, Olcan’ı ceza alanı dışında düşürdü. Faul kararı doğruydu. Ancak sarı kart değil, bariz gol şansını engellediği için kırmızı kartını çıkarmalıydı.

Evet sevgili okuyucular bu hataları Sayın Metin Tokat'ın yazılarından aldım. Ancak burada önemli olan Türkiye'nin en iyisi olarak lanse edilen bir hakemin her önemli maçı yaptığı hatalarla katletmesidir. Bu hakeme UEFA'nın görev vermeye devam edip etmeyeceğini artık önümüzdeki sezon göreceğiz. Ancak hakemlere puanına göre para verilmesi uygulamasına bir an önce geçilmelidir. Böylece hata yapan futbolcu teknik adamlar maddi olarak zarara uğruyorlarsa hakemlerinde bundan paylarını almaları gerekmektedir.