LEFTERE VEFA

Onu babamın anlatımlarından hatırlıyorum. Küçük yaştaki bizlere, Macaristan maçında attığı golü hayranlıkla anlatırdı. Bunu daha sonra düşündüğümde o zamanlar Fenerbahçe takımında oynayan ve kendisinin hiç görmediği bir futbolcuyu bize anlatışı biraz garip gelmişti. Geçtiğimiz günlerde aramızdan ayrılan ünlü futbolcuyu yeni nesil tanıyamadığı için biraz araştırma gereği duydum.

Aslen Rum asıllı olan Lefter KÜÇÜKANDONYADİS, 22 ARALIK 1925 günü Büyükada’da doğmuş.1941 yılında Taksim Spor Kulübünde ancak yaşı büyütülerek lisansı çıkartılabilmiş, böylece futbol oynamaya başlamış.1943 ise dört yıl süren askerlik görevinden sonra 1947 yılında FB takımında top koşturmaya başlıyor. Bunu takiben 1953–54 sezonunda gol kıralı oluyor. Sonra sırasıyla 1951–52 İtalya Fiorentina, 1952–53 Fransa Nice takımlarında futbol oynuyor. Lefter, heyecanlı futbol yaşamında toplamda 832 gol atmış olup, onaltı yıl birlikte oynadığı FB de 615 maçta 423 golü ile tarihe geçmiş bulunuyor.

Lefter, Türk futboluna getirdiği ilkleri ile de tanınıyor. İlk defa yurt dışı takımlarında oynayan Türk futbolcu, milli takım formasını elli maçta giyerek aldığı madalya, kulübünün futbolcusuna onunla ilk jübile yapışını sayabiliriz. Türk halkı onu öylesine sevdi ki ordinaryüs diye adlandırdı. “Ver Leftere, yazsın deftere “ sözü meşhur olmuştu. Futbolu bıraktıktan sonra futbol çalıştırıcılığı ve spor yazarlığı da yapan Lefter, beyefendi tavırlarından dolayı çok sevilir. Bu sebeple 2009 yılında Kadıköy Kuşdili parkına heykeli dikilir.

Yunanistan milli maçında attığı gol ile yunan halkını çılgına çeviren, oynadığı futbolu ve yaşantısı, tavırları ile halkımızın kalbine taht kuran Lefter 13 Ocak 2012 günü vefat edince sevenlerini üzüntü içinde bıraktı. Öyle bir üzüntü ki yapılan törenlerde sadece FB değil bütün Türkiye’nin renkleri ona selam durdu.

Lefter bu vatanını sevmişti, ikinci dünya savaşının en civcivli zamanında dört yıl askerlik yapmış, gönül verdiği ayyıldızlı bayrak için top koşturmuş ve oynadığı futbolla, bu millete itibar kazandırmıştı. Radyo başında oyunu ilgiyle izlenen, sahanın dışındaki hayatıyla da saygı duyulan bu örnek insanı hasret ve rahmetle anıyorum.