Dalyan’da yüksek tansiyon!

Bu yazımda, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ahmet Seven’in açıklamalarıyla ilgili olarak gelen tepkileri yorumlayacaktım. Baktım konuyu irdeleyen yeterince uzman türemiş, ilk yorumu yazan olmama rağmen vazgeçtim.

Bursa’nın “medar-ı iftiharı” taş heykellerin nereden “intihal” olduğunu ifşa edip bu “ucubeler” ile Bursalı’nın parasının nasıl sokağa atıldığına değineyim dedim, Bursaport’tan Rüstem Avcı kardeşimiz olayı şahane bir biçimde gözler önüne sermiş, bir de youtube videosuyla perçinlemiş. Meraklısına video linkini verelim;

http://www.youtube.com/watch?v=NA-WFlMxYTs

Türkiye’de bir yazarın konu sıkıntısı çekmesine imkan olmadığından hemen başka bir konu seçip yazmaya başlamıştım ki, internete o haber düştü. Konu hassas olduğu için hemen araştırmaya başladım.

Olay, caretta cretta kaplumbağalarıyla ünlü Muğla’nın Dalyan Beldesi’nde meydana gelmiş. Ne yazık ki zamanlama, oluş biçimi ve yaşananlar bir arada değerlendirildiğinde oldukça vahim bir tablo ortaya çıkıyor. Önce olayı aktaralım. Milliyet Gazetesi’ndeki haber şöyle;

“MUĞLA’nın Ortaca İlçesi’ne bağlı Dalyan Beldesi’nde, doğu kökenli bir kişi tarafından işletilen bir otelin alt katındaki restoranı basan 50 kişilik grup, camları kırıp masa ve sandalyeleri devirdi.

Üst katlara kaçarak canlarını kurtaran restoran çalışanlarının gruba molotofkokteyli atarak karşılık vermesi üzerine büyüyen olaylara polis ve jandarma müdahale etti. Güvenlik güçleri, toplanan 300 kişilik grubu otele yaklaştırmayıp, dağılmaları için ikna etmeye çalışıyor.

Olay, saat 14.30 sıralarında Dalyan’daki 3 katlı bir otelin altındaki restorana giden 3 genç, iddiaya göre ’Buraya Türkler’ giremez, denilerek içeri alınmadı. Bunun üzerine restoran çalışanları ile gençler arasında arbede yaşandı. İlk olaydan 4 saat sonra yaklaşık 50 kşilik bir grup, ellerinde sopa ve demir çubuklarla restoranı basıp, kapı ve pencereleri kırdı, masa ve sandalyeleri devirerek, ortalığı savaş alanına çevirdi. Otel ve restoranın Diyarbakırlı işletmecisi Murat Harman ve çalışanları üst kata kaçarak, canlarını kurtardı. Grup, çalışanların kaçtığı üst katı taş yağmuruna tutmaya başladı. Restoran çalışanlarıda öfkeli kalabalığa, motolofkokteyli atarak karşılık verdi. Olaya ilk olarak Dalyan Jandarma Karakolu ve Ortaca İlçe Jandarma Komutanlığı’nda görevli 35 jandarma müdahale etti. Olayın duyulmasıyla birlikte grubun sayısı kısa sürede yaklaşık 300 kişiyi buldu. Kalabalığın artması üzerine polis ve Muğla İl Jandarma Komutanlığı’ndan takviye ekip istendi. Jandarma havaya ateş ederek grubu dağıtmaya çalıştı. Otelin etrafını güvenlik çemberine alan jandarma, grubun otele girmesine izin vermedi.

Ortaca Kaymakamı Mustafa Gürdal, Ortaca İlçe Emniyet Müdürü Selami Bıçakçı, Dalyan Belediye Başkanı Arif Sarı ve Ortaca Garnizon Komutanı Yüzbaşı Cumali Tosun da olay yerine gidip, bilgi aldı. Yetkililer öfkeli kalabalığı sakinleştirmeye çalışıp, dağılmaları için uyarılarda bulundu.”

Daha sonra Jandarma işletme sahibi ve 20 çalışanını güvenlik kordonuyla çıkartıp araçlara bindirerek karakola götürüyor, ifadelerini alıyor. Bu arada, restoran ve otel çevresinde yaklaşık 200 kişi beklemeyi sürdürüyor. Takviye ekipler getiriliyor, ikna çalışmaları yaklaşık 6 saat sürüyor. Güvenlik güçleri sonunda toplananları ikna etmeyi başarıyor ve halk sessizce dağılıyor. Yetkililer soruşturmanın sürdüğünü belirterek detay vermiyor.

İstanul’da inşaat işçileriyle yaşanan olaylar geldi aklıma. Emin olun buralarda böyle şeylerin olacağı kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Nedir bu olayları tetikleyen sebep? Ne oldu da insanlar birbirlerine düşer hale geldi?

Turizmciye sorarsanız, piyasanın durgunluğundan, iş yokluğundan dem vuracak ve insanların bu yüzden kavga ettiğini söyleyecektir. Sokaktaki adam kulaktan dolma bilgisiyle, işine gelen tarafın yanında yer alıp ona gore nedenler sıralayacaktır.

“Bizler kardeşiz, farklılıklarımız zenginliğimizdir, dindaşız” gibi söylemlerin bu sorunları çözmeye yetmediği açıkça gözlenmektedir.

Bu olayların gerçek nedenlerinin sosyologlar tarafından bilimsel olarak saptanması ve siyasetçilerin de ‘Nerede hata var?’ sorusunu dürüstçe kendilerine sorması gerekmektedir.