Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Aralık '07

 
Kategori
Anılar
 

Dana Ferhat gerçek oldu...

Dana Ferhat gerçek oldu...
 

Her Kurban Bayramı gelişinde arkadaşlarımı , komşularımı acayip bir telaş alır...

Benim, böyle bir sorunum olmaz;ç ünkü kurbanımı, Mehmetçik Vakfı'na bağışladığım için bayram sabahlarında çok rahatımdır.

Ancak, kurban kesen, eşe-dosta yardım etmek;onların arasındaki muhabbetleri, pazarlık işlerini yakından izlemek;hatta aracı olmak gibi bir tutkum vardır.

Geçen Kurban Bayramında, komşum, Emekli Vali Bey'e kurban bakmak ve aracı olmak için hayvan pazarına doğru yol almaya başlamıştık. Arabamı da yenile ''Gıcır gıcır '' yıkatmıştım.

Vali'nin, üniversite sınavlarına , beş yıldır habire girip çıkan , biraz ''Saftirik '' büyük oğlu Sunullah da yanımızda gelmişti...

Emekli Vali, önce küçük baş hayvan almak istemiş; fakat pazara gelince fikrini değiştirip ''Dana '' alacağım diye tutturmuştu.

Ben, dananın ücretinin tuzlu olacağını;kesim işleminin bir hayli meşakkatli olacağını söylememe rağmen, ''Nuh diyor Peygamber '' demiyordu. Adamın ''Laz'' damarı tutmuştu...

Başladık, ''Kurbanlık Dana ''aramaya...Vali Bey, Karadenizli hemşehrisi ''Celep Cemil 'i '' görür görmez o tarafa yönelmişti.

Cemil'in irili-ufaklı 12 danası mevcuttu... Hararetli bir ''Kucaklaşma ve halleşmeden '' sonra...

Komşumun, ortada duran iri yarı sarı bir dana, hoşuna gitmişti ve ''kalite kontrolünü'' önce kendi yapmak istemişti.

Dananın orasını , burasını yokluyor, kalçalarına ''Şaplaklar ''atıyor...Boynunu falan da ''Gıdıklar '' gibi yapıyordu.Anlaşılan bana pek iş düşmeyecekti...

Komşum eski valiydi ya görmüş geçirmiş adamdı...Elbette ki danadan da anlardı zahir...

Yalnız, dana bu aşırı samimiyetten ve elleşmelerden pek memnun olmuyor gibiydi...

Hayvanın kuyruğu, ''Dana , arkadaşlarının'' dışkılarına bulanmış vaziyetteydi. Ben, yaklaşmamaya çalışıyordum.

''Pazarlık, sürerken , bir taraftan da ''dana hakkında ileri geri konuşmaya başlayınca, '' Dana hazretleri''nin muhteşem kuyruğu havalanıverdi...

Bir sola havalanıp ''Şaaakk !..'' Bizim, emekli valinin suratında patlıyordu !..

Bir sağa...''Şaaakkk !..'' Arkadaşın oğlunun suratında !..

Her ikisinin de yüzü ''mayıs'' ;yani kibarcası ''mok '' içinde kalmıştı...

Satıcı utancından ne yapacağını şaşırmış; elindeki kirli bezle Vali Bey'in yüzünü silmeye kalktığında, komşum daha da sinirlenip, ''Ters '' bir hareket yapınca, satıcıyla birlikte kıç üstü ''Mayısların'' üzerine oturmuşlardı...

Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşlardı...Ben de ''Arka arkaya gelen '' bu olayların şaşkınlığı içinde panikleyen hayvanları ''Teskin etmeye '' çalışıyordum.

Bir taraftan da bu ''Moka bulanmış '' adamları tertemiz arabama nasıl bindireceğimi düşünmeye başlamıştım.

Vali Bey öfkeyle bağırıyordu...

''-Ula Çemil paşlayacağum senin danana da manana da...Pok ettun pizi daaa !!..''

Çemil bir taraftan silinirken...

''-Vali Pey, ne pileyum...Kaydi ayağim çarpti sana...Pokunuzu yiyeyum...Kusura kalmayinuz ''

Komşum :

''-Ha şimdi ne mok yiyeceğuz daaa !..Şu halimize pakuniz !...Rezul olduk pillahi...''

Cemil'in kırmızı Murat 124'ü , arka koltukları sökülmüş vaziyette bize bakıyordu...

Hemen aklıma ''Dana Ferhat '' gelmişti...

Hani, geçen yıl gazetelerde meşhur olmuştu...Hacı Murat'ın arka koltuklarında gezen ''Ferhat ''...

Evet, işte tarih tekerrür edebilirdi...

Oğlu , Sunullah'a seslendim...

''-Sunullah, danayı atalım arkaya yallah !..'' Üç kişi , danayı ''Hacı Murat'ın arkasına konuşlandırıvermiştik...

Çemil, Vali Bey ve oğlu da ''Danayla '' otomobili dörtlemişlerdi...Hayvan, arka camı habire yalıyordu...

Ben, bu duruma , güleyim mi ağlayayım mı şaşırıp kalmıştım.

Celep Cemil, Vali'ye yaranmak ve kendini affettirmek için hayvanı ''Bedava ''vermeye bile razı gibiydi...

Bir taraftan da Valinin suçu olmadığını, kabahatin kendinde olduğunu vurgulamak için şöyle sesleniyordu :

''Hocam, vallahi Vali Pey'un suçu yok...Kapahat pizde...Vali Bey ne pok yesun!..Vali Bey ne pok yesun !..''

Onlar Hacı Murat'la önde, ben arabamla arkada , evin yolunu tutarken, ''Dana Ferhat habire camı yalıyordu.

 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..