Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Haziran '13

 
Kategori
Güncel
 

Dayan Türkiyem Dayan

Dayan Türkiyem Dayan
 

Ülke olarak hayli zor günler geçirdik ve bundan sonra da geçirmeye devam edeceğe benziyoruz. Zaten geçmişimize baktığımızda rahat geçen dönemimiz neredeyse hiç olmamış. Tarihte hangi noktaya kadar geri giderseniz gidin. Farketmiyor.. Bu halk her zaman zorluklarla mücadele etmiş..
 
Ta en başına dönecek olursak Orta Asya steplerinde başlayan mücadele Anadolu’da da devam etmiş ve bugünlere uzanmıştır. Düşmanlarımızın aktif olduğu dönemde onlarla meydanlarda kahramanca mücadeleye devam eden Türkler düşmanların içeriden çevirdiği dolaplara yenik düşmüş ve yelkenleri suya indirmiştir.
 
Tarih boyunca savaş meydanlarında şanlı destanlar yazan atalarımız masa başında veya saray içinde oynanan oyunlara yenilmekten kurtulamamış. Kaybedilen savaşlardan ziyade kaybedilen güven duygusu bizi birbirimize düşüren yegâne güç/unsur olmuştur.
 
Türk İmparatorluklarının en güçlü döneminde bile entrikalar peşimizi bırakmamış, sürekli akan suyun taşı yonttuğu gibi sürekli dönen dolaplar da bizi yontmuş, yontmuş ve çekilen acıların yüreklerde/vicdanlarda bıraktığı derin yaralar yüzünden bugünkü hali pür melalimiz ortaya çıkmıştır.
 
Uzağa gitmeye gerek yok. Cumhuriyetin ilanından önce ve sonra dönen dolaplara bakmamız dahi yeterli. Ülkenin batılı güçleri elinde heder olup gitmesini önleyen şanlı destanın yaratıcılarını bile bir çırpıda tu-kaka ilan edivermişiz.
 
Özel hayatında her ne yapıyorsa yapsın Mustafa Kemal Atatürk bu milletin uyanışına ön-ayak olmuş, dağılmış bir orduyu çekip-çevirmiş, savaş dehasını cepheden cepheye sergilemiş ve nihayetinde bizi yabancıların boyunduruğundan kurtarmıştır.
 
İster sevin, ister sövün, hiçbirşey ve hiçbir güç O’nun bu millete yaptığı hizmeti unutturamaz. Elbette Atatürk ile birlikte bu mücadeleye omuz veren nice Türk büyüğü vardır. Onların da emeğini unutmayız, unutturmayız.
 
İşte o şanlı direnişlerin, kurtuluş savaşının mimarları bile Cumhuriyetin kuruluşundan sonra entrikalarla yıpratılmaya çalışılmış, çeşitli oyunlarla halkın gözündeki değerleri azaltılmaya çalışılmış. Bunun için en başta din olmak üzere bir çok argüman kullanılmış..
 
Bugüne geldiğimiz zaman yine birçok dümenin çevrildiğini, entrikaların kol gezdiğini, alçakların ve namussuzların cirit attığını açık seçik görüyoruz. Bunlar kapalı kapılar ardında çeşitli planlar yapıp, uygulamaya geçmek için en uygun zamanı bekleyen ve zamanı gelince düğmeye basanlardır.
 
Son günlerde yaşanan olaylar da toplumun patlama noktasına geldiğinin bir göstergesi sayılmalıdır. Uzun zamandır yaşanan birçok hadise belli ki kitleleri iyice doldurmuş ve en sonunda ciddi anlamda tepki göstermeye itmiştir. Halkı/milleti “illa bizim dediğimiz olacak” diye geren idareciler bir taraftan, halkın tepkisini kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaya çalışan marjinal gruplar diğer taraftan çekiştirdikçe çekiştirmiş ve işi bu boyutlara getirmiştir.
 
Marjinal gruplar (sayıları 50-100 bile olsa) tepkili vatandaşları istedikleri gibi yönlendirmiş ve burada ne yazık ki polisin verdiği tepki de bu grupların ekmeğine yağ sürmüştür. Olmaması gereken hadiseler polisin olaylara müdahalesiyle başlamış ve tahmin edilemeyecek boyutlara ulaşmıştır.
 
Sorumluların en kısa sürede hesap vermesi gerekirken tahminimizce ne yazık ki bu da olmayacak, muhtemelen her şey örtbas edilecektir. Geçmişte olduğu gibi.. Zira TV’de görülen bir manzarada polislerin kasklarındaki numaraların bant ile örtülmüş olması sanki bunun da habercisiydi.
 
Koltuklar ebedi değildir. Makamlar ebedi değildir. Güç eninde sonunda tükenir. Bir ülkeyi yönetmeye talip olanların “dilersek onları bir kaşık suda boğarız”, “onlar 100 bin toplasın biz 1 milyon toplarız”, “gerekirse anıtkabiri de yıkarız” gibi beyanlardan uzak durması gerekmez mi? Bu ve buna benzer demeçler tepkiyi dindirmeye mi yardımcı olur yoksa arttırmaya mı?
 
Dayan Türkiyem Dayan! Ne badireler atlattın sen.. Bunu da atlatacaksın..
 
Murat HACIOĞLU

05.06.2013, Denizli

 
Toplam blog
: 656
: 1708
Kayıt tarihi
: 08.12.08
 
 

Allah kimisine “Yürü ya kulum” demiş. Ben onu “Yürü, yaz kulum” anladım. Yürü anca gidersin manas..