Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '09

 
Kategori
Deneme
 

Değişim, omurga ve baktığımız yerin önemi…

Değişim, omurga ve baktığımız yerin önemi…
 

Bir daireye teğet geçen bir doğru, değme noktasını dairenin merkezine bağlayan yarıçap ile 90 derecelik bir açı yapar.

Siz isteseniz de bu böyledir… İstemeseniz de.

Bu noktada önemli olan, merkezin neresi olduğudur…

Merkez Ankara ise, durum farklı: Diyarbakır’sa daha farklı ve Brüksel ya da Waşington ise, çok daha farklıdır…

Bütün mesele, sizin teğete hangi merkezden baktığınızdadır.

Çünkü [size göre] gerçek, yani teğetin değme noktasını algılayış biçiminiz, bu bakışa göre belirlenecektir…

Düşünceleriniz ve kararlarınız bu bakış çerçevesinde oluşacaktır…

Demek ki, teğetin değme noktası ile merkez arasındaki açı, her zaman 90 derecidir ama… Sizin bakışınız, ülkenizin çıkarları ile karşılaştırıldığında, bazen 90 dereceden küçük, yani dar açı… Ve bazen de 90 dereceden büyük, yani geniş açı olacaktır.

Şimdi…

Bu noktada, krizin ülkemize teğet geçtiği yönündeki saptama önem kazanmaktadır.

Baktığınız yer, ABD ve AB merkezleri üzerinden Diyarbakır yönündense… Bu saptama, sapına kadar doğrudur!..

Eğer ekonomik krizin getirdiği yıkımın yarattığı tahribat, ekonomik düzlemden kişiliğinizi tahrip etme noktasına kadar sıçrıyor ve canınızı acıtmaya başlıyorsa… Yandı gülüm, keten helvam, davranın o zaman…

Çünkü o zaman, gün eylem günüdür.

Değiştirin!..

Posası çıkmış elemanlarınızı dışarı atıp, yerine pasta-cilası gıcır gıcır yenilerini monte edin.

Bakanlarınızı değiştirin.

Müsteşarlarınızı değiştirin.

Danışmanlarınızı değiştirin.

İşçilerinizi değiştirin.

İlkelerinizi değiştirin.

İnançlarınızı değiştirin.

Yöntemlerinizi değiştirin.

Kimliğinizi değiştirin.

Değiştirin…

Her şeyi değiştirin…

Her şeyi…

Değiştire değiştire öyle bir noktaya taşıyın ki kimliğinizi… Geriye, posası çıkmış bir omurga, namus tanımayan düşünceler zinciri ve dibe vurmuş bir sorumluluk duygusu ile sarmal olmuş “çağdaş” bir birey kalsın…

O geriye kalan neyse?..

Âleme de yeter, size de…

Hem böylelikle içinde devindiğimiz bu “modern” toplum sizi “değişimden” yana [kikirik] bir “aydın” sanıp, bir yerlere de oturtabilir ve dolayısıyla da kutlayıp ve hatta kutsayabilir bile…

Neden olmasın post-modern aydın kardeş; neden olmasın ki?..

Eski bir ermiş sanatçının deyişiyle;

- İnsan, hayal ettiği müddetçe yaşar…

Çok yaşayın, e mi!..

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..